Paylaş
Hani adı “H.A.” olarak geçen...
Hani 15 Temmuz darbe günü MİT’e gelerek bu bilgiyi veren kişi.
***
Tabii benim gibi siz de merak ediyorsunuz.
Kimdir bu “esrarengiz Binbaşı H.A”...
***
Meğer biliyormuşuz da bu telaş içinde unutmuşum.
Dün Fehmi Koru, kendi blogu “Fehmi Koru.com’da” hatırlattı.
Bakın ne olmuş o esrarengiz Binbaşı H.A.’ya...
Yazının bundan sonrası Fehmi Abi’ye ait...
***
“Binbaşı hakkında bilgi sahibiyiz:
H.A. Kara Havacılık Komutanlığı’nda görev yapıyordu. Özel kuvvet operasyonları ve Suriye’deki gelişmeler nedeniyle zaman zaman MİT’le ilişkide olan isimlerden biriydi.
O gün darbecilerden ‘görev emri’ni alan H.A. ‘Üstümü değiştirmek üzere eve gidiyorum’ bahanesiyle MİT’e gelmiş ve ‘Gece burası basılacak, bunun için 7 helikopter görevlendirildi; bana da MİT basıldıktan sonra Hakan Fidan’ı kaçırma görevi verildi’ ihbarında bulunmuş...”
***
“Nereden mi biliyorum bunları?
Abdulkadir Selvi bu bilgileri 5 Ağustos’ta yazmıştı. Yazısının başlığı neydi biliyor musunuz? Söyleyeyim:
“Darbeyi MİT’e ihbar eden binbaşı ihraç edildi”.
***
Evet Fehmi Abi bu yazıyı hatırlattı.
FEHMİ ABİ... SİYASETİ BIRAKIP TEKRAR MAGAZİNE DÖNÜYORUM
YALÇIN Küçük önceki gün Odatv’ye verdiği mülakatta benim için “Artık renkli magazin yazıları yazıyor” diyor.
Ama Fehmi Koru da dünkü yazısında benim için “Magazin yazmaktan vazgeçti. Aramıza hoş geldin” diyor.
Yok ben hep aynı yerdeyim.
Yani genel yayın yönetmeni olarak, Tarkan’ı, Burak Kut’u, Yıldız Tilbe’yi, Yıldo’yu yazdığım günlerdeyim.
Hayatımın asıl alanı siyaset değil...
Ama pazar gününden beri bunları neden yazdığımı da anlatayım.
Zaten benden bu kadar...
Yarın yine kendi renkli dünyama dönüyorum.
ALTI MADDEDE NEDEN MAGAZİNİ BIRAKIP 3 GÜN SİYASET YAZDIM
- BİR: Yazdığım siyaset değil...
Kriminal bir olayı yazıyorum.
***
- İKİ: Komplo teorilerine zerre kadar itibar etmiyorum.
Bal gibi darbeydi. Hiç kuşkum yok...
***
- ÜÇ: Ama hepimiz şunu da çok iyi biliyoruz.
O gece bu ülkenin seçilmiş iki siyasetçisi, Cumhurbaşkanı ve Başbakanı habersiz kaldı...
***
- DÖRT: Vicdansız darbeciler başarsalardı, Cumhurbaşkanımız öldürülseydi ülkemin ve hepimizin başına nelerin gelebileceğini çok iyi biliyorum, biliyoruz...
***
- BEŞ: Biliyorum ki ortada kanlı bir darbe varsa, sadece suçluları yakalamak yetmez.
İhmaller varsa onlar da ortaya çıkarılmalıdır.
***
- ALTI: Hande Fırat’ın kitabı bunun için çok iyi bir vesile yarattı.
DÜNYANIN BİR NUMARALI ŞEFİNİN KOLUNDAKİ DÖVME
BUGÜN dünyanın 1 numaralı şefi olarak bilinen Massimo Bottura, pazar günü Bomonti’deki Babylon’da, yer kalmadığı için çoğu insanın ayakta dinlemek zorunda kaldığı salonda harika bir konuşma yaptı.
Bottura, Rio de Janeiro’da yoksullar için bir restoran açtı.
“Yedi” adlı toplantıda bu restoranın hikâyesini anlattı.
Massimo, gastronomi kelimesini sevmiyor, “Yemek kültürü” diyor.
Hayatını bütün dünyada artan ve israf edilen yiyeceklere adadı.
“Yoksul insanları doyurmak için daha çok üretmek değil, daha az israf etmeliyiz” diyor.
Müthiş bir enerjisi var. O restoranın hikâyesini bizleri gülmekten kırıp geçirerek anlattı.
Sonunda kolunu sıyırıp, yaptırdığı dövmeyi gösterdi:
“No more excuse” yazdırmış.
Yani yoksulluğu önlemek için artık “Hiçbir mazeretimiz yok...”
TEŞEKKÜRLER
BU yıl dünyanın en iyi 100 restoranı arasına giren Mikla’nın şefi Mehmet Gürs’ün öncülüğünde düzenenlenen toplantı, her şeyin kötü gittiği bir günde bana büyük umut verdi.
- Mehmet Gürs ve bu toplantıyı gerçekleştiren herkese çok teşekkürler.
- Herkesin ya gelmekten korktuğu ya da boykot ettiği için gelmediği bir dönemde gelen, Massimo Bottura ve öteki yabancı konuklara teşekkür ederim.
- Türkiye’nin dört bir tarafından gelip toplantı için yemek pişiren ve bunun için beş kuruş almayan yöresel şeflere, toplantının sponsorlarına teşekkür ederim.
- Bu arada Bomonti ve Babylon harika bir kültür ve zaman geçirme merkezi olmuş.
İnsana bütün karamsarlıklarını unutturan bu kültür vahasını yaratan ve sürdürenlere teşekkür ederim.
HAFTANIN ALBÜMÜ
BANKO Serge Lama...
Onun geçen hafta çıkan “Ou Sont Passes Nos Reves”i...
Sekiz yıldır, çektiği ağrılar nedeniyle ortada yoktu. Olağanüstü güzel, olağanüstü romantik ve duygulu bir albümle döndü.
Şarkılarının hepsi birbirinden güzel.
73 yaşında bir şarkıcının nasıl harika bir olgunluk dönemi yaşadığını görüyorsunuz.
Sadece Fransızca müziği sevenlere değil, herkese tavsiye ederim.
Her şeyin kapkaranlık olduğu günlerde içinize güneş gibi doğan harika bir albüm.
Özellikle Carla Bruni ile birlikte söylediği “Casablanca”...
BEN HUNİ TAKMAK DEĞİL SOKAKTA ÇIRILÇIPLAK DOLAŞMAK İSTİYORUM
BUGÜNLERDE en çok istediğim şey sokakta çırılçıplak dolaşmak. Olup biteni, yaşadıklarımızı protesto etmek için, içimden gelen en etkili eylem bu...
Çırılçıplak dolaşmak...
Kesin yapacağım ama beni engelleyen bir şey var.
Cüzdanımı nereye koyacağım?
Bunları söyleyen ben değilim.
Ünlü İtalyan sanatçısı Maurizio Cattelan...
Geçen haftaki Paris Match’da okudum.
Paylaş