Bak kapıda kim var

BUGÜN sizi, Suriye sınırından alıp çok uzaklara götüreceğim. Daha doğrusu ben değil bir Alman gazeteci götürecek.

Haberin Devamı

Çok uzaklarda görev yapan, kahraman Türk subaylarının, askerlerinin ve fedakâr Türk erkeklerinin ve kadınlarının arasına./images/100/0x0/55ea51c7f018fbb8f87821fc

ALMAN SAVUNMA BAKANI TÜRK BİRLİĞİNDE NELER SORDU

Fotoğrafta gördüğünüz iki asker Afganistan’da görev yapan iki Türk. Ortada sırtında çelik yelekli sivil ise Federal Almanya Savunma Bakanı Thomas de Maiziere.
Alman bakan bu hafta başında Afganistan’da görev yapan Alman askerlerini ziyaret etti. Yanında bir tek gazeteci vardı.
Bild gazetesinden arkadaşım Julian Reichelt...
Bu bölgeleri iyi bilen bir gazetecidir. Sık sık konuşuruz. Gitmeden önce beni aradı ve bir de bilgi verdi.
Almanya Savunma Bakanı orada Türk birliğini de ziyaret edecekmiş.
Kendisinden izlenimlerini bana anlatmasını rica ettim. Kırmadı ve anlattı.
İşte bir Alman gazetecinin gözünden, Alman Dışişleri Bakanı’nın Türk birliğini ziyaret izlenimleri.

Haberin Devamı

CEVİZCAN ÇOCUKLARI TÜRK ASKERİNİ SEVİYOR/images/100/0x0/55ea51c7f018fbb8f87821fe

- Cevizcan, Afganistan’ın kuzeyinde bir şehir. Sokakta oynayan çocukların çoğu, Türk askerini seviyor.
Burada yaşayanların çoğu Türkmen asıllı, dolayısıyla burada Türk birliği ile halkın ilişkisi, ISAF’ın başka bölgelerindeki yabancı kuvvetlerin yerel halkla ilişkilerinden daha kuvvetli.
- Alman bakan oradaki Cevizcan İl İmar Ekibi’nin başındaki diplomat Mehmet Apak’la sohbet etmiş.
Sözlerine şöyle başlamış: “Bana buradaki ortaklarımız arasında en iyi işi sizin yaptığınız söylendi.”
Apak, “Biz daha çok sivil projeler ve liderlik konularıyla ilgileniyoruz. Eğitim, sağlık ve tarım konularında çalışıyoruz.”
- Özellikle Afgan polisinin eğitimi konusunda epey iş yapmışlar. Alman bakan, “Bir ilerleme sağladınız mı” diye sormuş.
Apak: “Evet, Afgan polisi her geçen gün daha fazla sorumluluk alıyor. Ama daha epey eğitime ihtiyaçları var.”

Cinayet mahalli iki dakika sonra temizlenince ne oldu

-  Bu arada komik bir olay da anlatmış. Afgan polisinin eğitiminde en fazla zorluğu, “olay yeri inceleme” konusunda yaşamışlar.
“Olay yerini anında temizliyorlardı. Çünkü böylelikle sorunu uzaklaştırdıklarını düşünüyorlardı. Onlara, temizlik yapmadan önce bütün delillerin dikkatlice incelenip ondan sonra çok dikkatli bir temizlik yapılması gerektiğini anlatmakta güçlük çektik.”
-  Alman bakan anlatılanlardan çok etkilenmiş. “Eğitimi nasıl geliştirdiniz” diye sormuş.
Apak, “Güvenlik çok önemli” diyerek başlamış. “Ancak Afganlar yönetimi devralınca, halkın devlet işliyor duygusunu alması gerekir. Onun için eğitim çok önemli” demiş.
-  Julian’ın gönderdiği fotoğraflarda, bazı kadınlar gördüm.
Altı Türk akademisyen çalışıyormuş. Beşi kadınmış.

Haberin Devamı

EĞİTİM MÜFREDATINDA İLGİNÇ 2 DERS KONUSU

-  Çok ilginç bir ayrıntı. Türk ekibi İngilizce dersleri de veriyormuş.
Bunun yanında, Türkçe, bilgisayar, kadınlar için el sanatları ve halıcılık dersleri veriliyormuş.
İkinci  ilginç bilgi ise şu:
Türk ekibinin verdiği dersler arasında “İnsan Hakları” da var.

TÜRK MERKEZİNİN KAPISINDA X-RAY YOK

-  Alman bakan yerli halkla ilişkileri sormuş.
Mehmet Apak, şu örneği vermiş: “İlişkilerimiz çok iyi. Üç ay önce
12 Türk askeri Kâbil’de bir helikopter kazasında öldü. O günden sonra 30-40 ayrı grup başsağlığına geldi.”
-  Bir başka çok ilginç bilgi de şu: Oradaki Türk merkezinde kapı açık hale getirilmiş. Kapıda hiçbir güvenlik ve X-Ray sistemi yokmuş.
-  Konu bir ara Afganistan’daki trafiğe gelince, Alman bakan şaka yapmış:
“Buradaki trafik İstanbul’dan bile feci...”
-  Alman bakan, “Alman tarafından bir isteğiniz var mı” diye sorunca, Apak şu cevabı vermiş:
“Buradaki PRT’ler (ülkelerin merkezleri) kapanıyor. Kuzey Bölge Komutanlığı, bizim hâlâ burada çalıştığımızın farkında olmalı.”

Haberin Devamı

BENİM BURADAKİ LAKABIM MR. NO

-  İlginç konulardan birini de bakan açmış: “Burada çok sayıda insandan, parayla yapılacak işleri parasız yapma talepleri alıyoruz. Ama bunları karşılayacak durumumuz yok. Birçoğunu geri çevirmek zorunda kalıyoruz.”
Bunun üzerine Mehmet Apak da şunu söylemiş:
“Benim buradaki lakabım, ‘Mr. No. (Bay Hayır) Buradaki en büyük iş, beklentilerin yönetimini yapabilmek.”
-  Ziyaret şu sohbetle bitmiş:
Alman bakan: “Buradaki tecrübelerinizi ne zaman kitap haline getireceksiniz?”
Apak: “Yeryüzünde kim böyle bir kitapla ilgilenir ki...”

VE KAPANIŞ BENİM GÖZÜMDEN

Buraya kadar anlattıklarım, bir Alman gazetecinin gözünden görünenlerdi.
Bir de benim gözümden görünenler var.
Mehmet Apak, daha önce Libya’da Bingazi şehrinde Kaddafi’ye karşı savaşanların geçiş sürecine yardımcı olmuş.
Türkiye artık işte böyle bir ülke. Her şeye rağmen kahraman askerleri, fedakâr bürokratları, korkusuz kadınları var.
Onlar artık dünyanın her yerinde.
İnsanlık nöbetindeler...
Selam olsun onlara... Helal olsun.
Yüzümüzü ağartıyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları