Ertuğrul Özkök: Babalar ve oğulları

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Yıllarca önce rahmetli Turgut Özal'a kızı Zeynep Özal'la ilgili bir soru yöneltmiştim.

Bana bir soruyla cevap vermişti:

‘‘Senin kızın olsa ne yapardın?’’

Bir babanın çocuklarına söz geçirebilme sınırı nereden geçer?

Baba olmak, bazen oğlunuzun ya da kızınızın hatalı davranışlar içine girdiğini gördüğünüzde, ona göz yummanıza yol açan bir zaafı içerir mi?

Hele, baba çok önemli bir devlet görevinde bulunuyorsa, görevin hassasiyeti bu zaafı taşıyabilir mi?

ECEVİT HEP KORUMUŞTU

Sanırım, Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican'ın telekulak skandalıyla ilgili operasyonun hemen ertesinde zorunlu izne çıkmak durumunda kalmasının perde arkasını aralarken, önce bu soruları yanıtlamak gerekiyor.

Önce işin üzücü bir yanını belirtmeliyim. Necati Bilican, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde başarılı bir mesai ortaya koydu.

Bir kere, hiçbir hizbin adamı olmadı. Valilikten geldiği için devlet geleneğine bağlı bir genel müdür profili çizdi.

Adı hiçbir yolsuzluğa karışmadı.

Başbakan Bülent Ecevit'in tam güvenine sahipti.

Örneğin, Anasol koalisyonu döneminde Başbakan Mesut Yılmaz, kendisini görevden alıp yerine Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu'nu getirmek istediğinde, her seferinde Ecevit engeline takıldı.

Zaten, Yılmaz'la yıldızları hiçbir zaman barışmadı.

Bilican'ın genel müdürlüğü, emniyet örgütünün mafya ve organize suç çeteleri ile mücadelede parlak başarılara imza attığı bir dönemin altını çiziyor.

Alaattin Çakıcı, Hüseyin Baybaşin, Kasım Gençyılmaz, Sedat Peker, Sedat Şahin gibi yeraltı dünyasının bütün önemli isimleri hep Bilican'ın döneminde yakalandı.

BAŞARILARA İMZA

Uyuşturucu trafiği ile mücadelede büyük başarılar elde edildi. Yakalanan uyuşturucu miktarı rekor rakamlara çıktı.

Çetelerle mücadele eden birimler onun zamanında kendilerini rahat hissettiler, siyasi müdahalelerle pek karşılaşmadılar.

Kuvvet komutanları, kendisini genel müdürlük makamında ziyaret ederek mafyayla mücadelesinde kamuoyu önünde ona destek verdiler.

Siciline baktığınızda başarıları ön plana çıkan bir genel müdür, nasıl oldu da izne çıkmak zorunda kaldı?

OĞLU YUMUŞAK KARNI

Bilican'ın en önemli handikapı, işadamı oğlu Murat Bilican'dı.

Babası çetelerle mücadele ederken, oğlu jet sosyetenin önemli isimlerinden biri olarak sivriliyordu.

Bodrum'da deniz kıyısında hem plaj, hem bar olan bir mekán işletiyor, İstanbul ve Bodrum gece hayatının en hızlı isimlerinden biri olarak parlıyordu.

Magazin dergilerinde Murat Bilican'ı mankenlerle, şarkıcılarla eğlenirken, bazen de dağıtırken görüntüleyen fotoğraflardan geçilmiyordu.

Ve muhtelif çıkar grupları, Murat Bilican'ın çevresinde odaklanmaya başlamışlardı. O, Emniyet Genel Müdürü'nün oğluydu. Onun yakınında olmak fors getiriyor, bu kişilere pek çok kapıyı açıyordu.

Bu kişilerin iş ilişkileri, garip ortaklıklar, ihaleler, iddialar, vesaire...

İşte bir bölümü basına fotoğraflarla da yansıyan bu garip ve kontrolsüz dostluklar, sonuçta dönüp dolaşıyor ve baba Bilican'ın yumuşak karnı haline geliyordu.

GÖREVLİYE DÜŞEN

Ankara Emniyeti'ndeki istihbarat skandalı ilk patlak verdiğinde Necati Bilican'ın yeterince kuvvetli bir tavır ortaya koyamamasına, polis içindeki kavgaları önleyememesine oğlunun durumu mu yol açmıştı?

Emniyet çevrelerinde pek çok kişi bu soruya ‘‘Evet’’ yanıtı veriyor.

Necati Bilican, oğlunu kontrol edebilseydi, belki önceki gün izne ayrılmak zorunda kalmayacaktı.

Ama oğlunun da babasını zor duruma sokmamak için biraz düşünceli davranması, kendisine çekidüzen vermesi gerekmez miydi?

Devlet idaresinde önemli sorumluluklar üstlenen insanların yalnızca mesaileri ile değil, davranışlarıyla da topluma örnek olmaları gerekiyor.

Ve galiba yalnızca kendilerinin değil, yakın aile fertlerinin de aynı dikkati göstermeleri gerekiyor.

En önce de oğulların...



Yazarın Tüm Yazıları