Paylaş
Omzunda apoletleri de olan bir tür askeri üniforma gibi bir gömlek.
Birçok erkek ve kadın gibi ben de bol cepli kargo pantolonları severim.
Bu tür pantolonlar genellikle ya haki renktedir ya da yeşildir.
Aslına bakarsanız ikisi de askerlerin giydiği üniformaların taklididir.
Daha önce de asker yeşili renkte gömleklerim olmuştu.
Ancak bu defaki gömleğin bir farkı var.
Yeşilin üzerinde alacalı bulacalı kamuflaj desenleri bulunuyor. Yani, son 30 yılda, Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Amerika’ya neredeyse bütün ülkelerin ordularının tek tipi haline gelen bir tür üniforma.
Gömleği aldığım gün, Amerika’da hafta sonu dolayısıyla üç güne çıkan bir tatildi.
Mağazanın önünde kuyruklar vardı.
Uzunca bir süre alışveriş yapan insanları seyrettim.
Aslında gençlere yönelik ürünler tasarlayan bir mağazaydı.
Ancak 15 yaşında gençler yanında 40-50 yaşında insanlar da vardı.
Dikkat ettim, mağazanın hem erkek, hem kadın bölümlerinde, en çok satan ürünlerinin başında askeri üniforma tarzı gömlek ve pantolonlar yer alıyordu.
Sadece pantolon, gömlek değil, ayakkabı, çanta, saat, tişört gibi giyimin öteki parça ve aksesvuarı da kamuflaja bürünmüş durumda.
Amerika’nın önde gelen magazin dergilerinden Us Weekly moda bölümünde 2 sayfayı bu konuya ayırmış.
Başlığı da şöyle:
“Military invasion”, yani “Askeri istila...”
Baktım, Jessica Sarah Parker gibi bir moda ikonunun altında kamuflaj pantolonu var.
Keza Rihanna, Gwen Stefani gibi ünlülerin üzerinde de vardı.
Bütün dünyada demokrasiler, üniformayı çıkarıp askeri imajı geriye doğru çekerken, modanın üniforma giymesini neyle açıklamalıyız?
Sadece modacıların yarattığı ve bize empoze ettiği bir “pazarlama” yöntemiyle mi...
Yoksa arkasında, bazı sosyopsikolojik rastlantılar, “zamanın ruhu” gerçekleri mi var?
Ailemize ilk askeri gömlek 70’lerde girdi
AİLEMİZDE ilk askeri gömleği giyen insan eşim Tansu’ydu...
1970’li yılların hemen başında Paris’teydik ve yanılmıyorsam Wrangler veya Lewi’s marka bir askeri gömlekle parka arası bir şey almıştı. Askeri parkalar, özellikle Türk solcuları arasında 1960’lı yılların ikinci yarısından sonra moda olmuştu.
Ama onlar bunu modadan çok, sol ve eylemci bir aidiyetin üniforması gibi kullanıyorlardı.
Tansu’nun bunu alışı ise daha modayla ilgili bir şeydi.
Woodstock günleriydi ve hippi hareketi başlamıştı.
Tansu, aldığı gömleğin üzerine, kendi eliyle iki sembol ekledi.
Biri daire içindeki Y işaretiydi. Hippi kültüründe “barışı” temsil ediyordu.
Öteki ise Amerikan bayrağı renklerinden oluşan ve zafer anlamına gelen el işaretiydi.
Askeri gömleğin üzerinde, onun zıddını ifade eden ik sembol, dönemin diyalektiğini anlatıyordu sanki...
Askeri gömlek 40 yıl aradan sonra niye yine moda oldu
1970’lerde asker gömlekleri niye modaydı, aradan 40 yıl geçtikten sonra bugün niye yine moda oluyor?
Dönemlere baktığımda iki ortak özellik görüyorum.
1970’li yıllar, Vietnam Savaşı yıllarıydı aynı zamanda.
Ve hippi gençliğini mobilize eden iki olay vardı.
Biri Vietnam Savaşı karşıtlığı, öteki ise “müesses nizama isyandı”.
Bugüne baktığımda da benzer bir uluslararası konjonktür görüyorum.
Geride iki körfez savaşı bıraktık.
Suriye’de, Afganistan’da savaşlar devam ediyor.
Bir yanda nizami ordular, karşı tarafta ise giderek terörle iç içe geçen gayrinizami “fanatik inanç orduları” var.
Birinin amacı “müesses nizamı korumak”, ötekinin amacı yine bir “müesses nizam” kurmak.
Bunun dışında bir de Gezi olayında gördüğümüz gibi, tamamen demokratik ve barışçı araçlarla “müesses nizama isyan” duygusu yayılıyor.
1970’li yılların “müesses nizamını” kapitalizm, silah üreticileri, dev televizyon zincirleri temsil ediyordu.
Sovyetler Birliği’nde ise bu nizamın ikonografik sembolü, Lenin mozolesinin üzerine sıralanan, şişman, kaba saba, paltolu, kürk şapkalı “Sovyet nomenk-laturası”ydı.
Bugün bunların bir bölümü önemini kaybetti.
Buna karşılık bazı ülkelerde yeni bir “müesses nizam” oluşmaya başladı.
Bu düzenin yerini şimdi yeni bir “İslami nomenklatura” alıyor. Bugünün modasının arkasında da bu tarihsel rastlantılar var.
Yani bütün dünyada yükselmeye başlayan barışçı bir itirazın sesini işitiyoruz.
İyi ama bu defa kamuflaj deseni de nereden çıktı
KAMUFLAJ desenli gömlekleri bugüne kadar sokakta rastladığımız bazı insanların üzerinde görürdük.
İstanbul Bienali sırasında gördüğüm en çarpıcı eserlerden biri, sokakta bulunmuş komando kamuflajlı bir çocuk fotoğrafıydı.
Askere düşkün aileler, çocuklarını böyle giydirirler.
Ortadoğu’nun mücahit psikolojisine uygun bir davranıştır.
Ancak bu defa bu üniformayı, savaş aleyhtarlığı, asker karşıtlığı alenen bilinen şöhretlerin bile üzerinde görüyoruz.
Yeni unsur ise kamuflaj deseni...
Basit bir moda tasarımı mı?
Olabilir...
Ama bunun arkasında çarpıcı bir protesto davranışı da görebiliriz.
1970’in çocukları, askeri giysileri, devasa bir silah sanayini, Vietnam savaşlarını protesto etmek için giyiyorlardı.
Demokrasinin sınırları içinde kalan her isyan pasifist semboller üretir.
Belki bugün de, her an biraz daha içimize yerleşen isyan duygusunu kamufle etmek için bu gömlekleri giyiyor olabiliriz.
İsyan, en barışçı haliyle bile bazı ülkelerde tehlikeli bir davranıştır.
Abartılı ve çok şahsi bir yorum mu...
Her sosyolojik bakış açısı, belli ölçüde şahsilik ve abartı taşıyabilir.
Ama unutmayalım ki, bu enformasyon magması içinde bazı duyguları anlatabilmenin tek yolu abartmaktır.
Bazen derdinizi ancak alaca bulaca bir kamuflaj üniforması ile anlatabilirsiniz.
Hatta aşkı bile...
Paylaş