Arkadaş bu salonda niye bu kadar az erkek var
Önce şu fotoğrafa yakından bakalım.
Bu kare ocak ayının 11’inde İstanbul’da çekildi.
Hani şu geçen hafta Çağla Şikel’in açıklaması ile gündeme gelen Dr. Demartini’nin yaptığı “Affetme konferansı”nın ilk günü salonun durumunu gösteren bir kare bu.
*
Fotoğrafa biraz daha yakından bakın...
Ne görüyorsunuz?
Salondakilerin neredeyse tamamına yakını kadın.
Yanılıyor muyum diye konferansa katılanlardan birine sordum.
Haklıymışım.
Çok az erkek katılmış.
Nasıl değerlendireceğiz bu ilginç “gender” (cinsiyet) tablosunu...
Seminerin konusu “Affetmeyi öğrenmek” olduğuna göre...
“Acaba kadınlar, affetmeyi öğrenme konusunda erkeklerden daha mı fazla istekli?”
Ya da şöyle bir yorum:
“Kadınlar, affetme konusunda daha fazla zorlanıyorlar. O nedenle bunu öğrenmek için seminere gidiyorlar.”
*
Şöyle cinsiyetçi bir üçüncü yorum da yapılabilir:
“Çalışan kadın sayısı daha az olduğu için böyle seminerler için daha fazla boş zamanları var...”
Bence doğru değil.
Birincisi salonda, şahsen tanıdığım çalışan çok sayıda kadın vardı.
İkincisi seminer cumartesi-pazar günleri yapıldı. Dolayısıyla parası olan herkes gelebilirdi.
Şöyle bir dördüncü yorum da geldi:
“Erkekler daha fazla aldattığı, daha fazla beraberlik kabahati işlediği için affetmek isteyen kadın sayısı daha fazla.”
Bence bu da fazla seksist bir yaklaşım.
*
Benim görüşüm şu:
Kadınlar affetme konusunu daha fazla ciddiye alıyor ama daha fazla zorlanıyor.
O nedenle daha fazla psikolojik yardım alıyor, bu tür seminerlere daha fazla ilgi gösteriyor.
BİLET FİYATI GERÇEKTEN 9-12 BİN TL ARASINDAYMIŞ
BU toplantıyla birlikte bir de bilet fiyatı tartışması başlamıştı.
Toplantıya katılanlardan biri Instagram’da Biletix fiyatının “10 bin TL” olduğunu yazmıştı.
Bir Biletix yetkilisine sordum.
Gerçekten de 9 bin 700 ile 12 bin lira arasında satılmış.
İlgi de çok büyükmüş.
HAFTANIN TARTIŞMASI
AŞKA VE SEKSE ARA VERİLİR Mİ
ÖNCEKİ hafta cuma günü...
Yani 14 Şubat Sevgililer Günü’nde dünyanın en ünlü psikoloji dergisi “Psychologies”, internet sitesinde ilginç bir makale yayınladı.
Başlığı şöyleydi:
“Niye artık sevişmiyorlar...”
Yazı şu cümlelerle başlıyordu:
“ABD’de çok sayıda insan kendini aseksüel olarak tanımlamaya başladı. Fransa’da çok sayıda insan seksten kaçındıklarını söylüyor. Öyleyse nedir insanları seksten kaçıran şey.”
Düş kırıklığı mı?
Yoksa bir Fransız yazarın bulduğu deyimle bir “mutlu parantez”i açmak mı?
Hadi gelin şimdi bunu popüler bilimin diliyle tartışalım.
23 YAŞINDA BİR KIZ ‘AŞK-SEKS’ PARADİGMASINI DEĞİŞTİRİYOR
ASLINDA bu tartışma Amerika’da 2001 yılında David Jay adlı 22 yaşında bir gencin kurduğu www.asexuality.com adlı internet sitesi ile başladı.
Amacı kendisi gibi cinsel ilişkiye hiç ilgi duymayan insanları bir araya getirmekti.
Bunu 2005 yılında Hollandalı bir sanatçı olan Geraldin Levi Joosten-van Vilsteren’in yayınladığı, paradigmaları değiştiren “L’Amour Sans Le Faire” (Sevişmesiz Aşk) adlı kitap izledi.
O güne kadar “Aşk olmadan sevişilir mi” konusu tartışılırken, birden “Sevişme olmadan aşk olur mu” konusu geldi.
Üstelik bunu yazan kadın daha 23 yaşındaydı.
Buna “antilibidoist” akım dendi.
ANTİLİBİDOCULAR İLİŞKİYE 6 AY İLE 5 YIL ARA VERİYOR
BU tartışma bir yıl sonra Fransa’da yayınlanan bir başka kitapla yeni bir boyuta geçti.
Ünlü mizah dergisi Canard Enchaine’nin yazarlarından David Fontaine’in kitabının başlığı şöyleydi: “No Sex Last Year: La Vie Sans Sexe” (Sekssiz Bir Yıl: Sekssiz Bir Hayat).
Yazara göre otuzlu yaşlarda çok sayıda insan cinsel hayatlarına 6 ayla 5 yıl arasında ara veriyorlardı. Yeni bir “solo hayat tarzı” doğuyordu.
Yazar buna “parenthese enchantee” (mutlu parantez) diyordu. Seksten uzak mutlu bir hayat.... Çok sayıda psikolog ve evlilik uzmanının gözlemi şu:
İnsanlar artık daha az seks yapıyor.
Bazı psikoloji dergilerine göre ise artık “mastürbasyon insana yetiyordu”.
8 MART KADINLAR GÜNÜ’NDE AÇIKLANAN ÇARPICI GERÇEK
NEW York Times’ın 8 Mart 2017 günü, yani Kadınlar Günü’nde yayınladığı bir yazının başlığı şuydu:
“Sadece siz değil, herkes daha az sevişiyor”.
2014 yılında Sexual Behavior dergisince yayınlanan bir araştırmaya göre...
Kadın erkek, evli bekâr, deri rengi fark etmeksizin, her bölgeden insanlar 1990’lı yıllara göre bugün 9 kat daha az sevişiyor.
Yani ciddi bir “seksten kaçış sendromu” ile karşı karşıyayız.
Bazı araştırmalara göre bunda pornografinin yayılmasının büyük etkisi var. Bazılarına göre “ilişki yorgunluğu”...
Anlayacağınız dünya bu meseleyi çok ciddi biçimde tartışıyor. “Antilibido hareket” bu yüzyılın fenomeni.
SÜRPRİZZZ: BUGÜN DAHA ÇOK SEVİŞEN TEK YAŞ GRUBU HANGİSİ
2014 araştırmasının en çarpıcı sonuçlarından biri ise şu:
Amerika’da evli ergenler 1989 yılında yılda ortalama 67 kere sevişirken, 2014’te bu rakam 56’ya düşmüş...
Buna karşılık 70 yaş grubunda ise artış var.
Bu yaş grubu 1989’da yılda ortalama 9 kere sevişirken, 2014’te bu rakam 11’e çıkmış. Bu da herhalde “V” efekti olsa gerek.
SPOR PODYUMU
ÜLKER ARENA’DAKİ SON MAÇTA İKİ DEV KOÇUN GİYİM ANALİZİ
EUROLEAGUE’in basket takımlarının koçları bu yıl ikinci defa Antalya’da bir araya gelecek.
Ama bu defa takımları yönetmek değil basketbolu konuşacaklar.
Basketin Davos’u denilen bu toplantıya katılacak koçları bir Türk şirketi olan Milimetric giydirecek.
Euroleague’in iki dev takımı Fenerbahçe Ülker ve Real Madrid geçen perşembe akşamı Ülker Arena’da karşılaştı.
İki koç bu maçtan önce Milimetric’in usta terzileriyle buluştu.
Milimetric’in kurucusu Kağan Gökalp aynı zamanda bir moda yazarı.
Ondan, elbise diktiği iki dev Avrupa koçunun tarzlarını karşılaştırmasını istedim. İşte size ilginç bir “bench stili”* yazısı...
...........................
(*) Bench: Basket oyununda takımın sahada oynamayan oyuncularının ve teknik direktörün oturduğu yer.
BASKET KOÇLARI BANKACIGİBİ LACİVERT TAKIM SEVER
Obradoviç slim cut, bedene oturan, vücudu saran İtalyan tarzını seviyor.
Fiziği de fit olduğu, bunu taşıyabildiği için dar kalıplar çalışılıyor.
Hem gömlekte, hem takım elbisede az kırışan kumaşları tercih ediyor.
Maç içinde çok hareketli olduğu için kıyafetlerinin kırışmaması çok önemli.
Hareket kabiliyeti sağlaması için cekette çift yırtmaç tercih ediyor.
Maç içerisinde pek oturmuyor ama oturduğu zaman daha az kırıştığı için cekette çift yırtmaç istiyor.
Maç içinde hep kravatlı. Ama kravatsız da kullanılabilecek yaka modelleri tercih ediliyor.
Pantolon tercihi ise plisiz ve düz paçadan yana.
Lacivert takım elbise ve beyaz gömleği seven iki meslek grubu var dünyada: Bankacılar ve basket koçları.
TAPAS BARLARI BENCH’TEKİ KOÇUN TARZINI NASIL ETKİLER
Real Madrid koçu Pablo Laso için ise kıyafette ve ayakkabıda rahatlık daha önemli. Son FB maçında sneaker tarzı ayakkabı vardı ayağında.
Belki aşırı stres ve disiplin içeren mesleğindeki yükü rahat giyim tarzı ile bir nebze de olsa aşmaya çalışıyor.
Klasik kravatın yanında örgü kravat tercihi de bunun bir yansıması.
Hem gömlek hem de takım elbise tercihinde de kalıplar Obradoviç’e göre daha rahat.
Bask bölgesinin başşehri Vitoria-Gasteiz doğumlu. Burası her köşesinde tapas barları olan bir bölge. O yüzden spora olduğu kadar gastronomiye de meraklı ve bu yüzden kıyafetlerinde her zaman biraz rahatlık payı olmasını seviyor.
Her basket koçu gibi lacivert takım elbise ve beyaz gömlek seviyor. Zaman zaman mavi hatta lila gömlek tercihi de olabiliyor.
HARİKA BİR ‘FRIENDS’ HABERİ VE FOTOĞRAFI
Bir dönem bütün dünyayı kendine hayran bırakan “Friends” dizisinin oyuncularından Courteney Cox dün Instagram hesabından bu şahane fotoğrafı paylaştı.
Anında 2.5 milyon kişi beğendim işareti koymuş.
Bu arada Hollywood’un ünlü haber siteleri Deadline Hollywood ve Variety dün gece bir haber geçti. “Friends”in 6 üyesi bir buluşma filmi için HBO ile anlaşmış. Her biri 3 veya 4 milyon dolar alacakmış.
Bu buluşma filmi de HBO’nun mayıs ayında başlaması planlanan streaming platformunun başlangıç vuruşunu yapan yapımlardan biri olacakmış.
“Friends” hastalarına duyururum.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Eyüp Serbest
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama:
Selma Songül Zengin
