Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dünyada en çok beğendiği liderlerin kim olduğu sorulmuş.
*
Cumhurbaşkanı 1 numaraya Hazreti Muhammed’i koymuş.
Gerekçesi de şu:
“Hak, hukuk ve adalet onda...”
*
İki numaraya Hazreti Ömer’i koymuş.
Onun gerekçesi de şu:
Ayrıca mektupta çok önemli istatistik bilgileri de aktardı.
Bu mektubu aktarıyorum:
88 BİN KİŞİ HAKKINDA KORUYUCU TEDBİR ALDIK
Bugünkü yazınızı okudum. Üzülerek ifade ediyorum ki hepimizin hassas meselesi olan yazınızın konusu yanlış bilgiler içermektedir.
2019 yılı 10 Aralık itibariyle
Kadına yönelik şiddet olayı sayısı 173.995’dir.
Kadın cinayeti ise 318 olmuştur.
88 bin 46 kişi hakkında koruyucu tedbir kararı verilmiştir.
“Sevgili Doğu, sen şu Handke meselesi konusunda ne düşünüyorsun?”
Ama durun önce “Handke meselesi” nedir kısaca onu özetleyeyim.
*
Nobel ödülü bu yıl Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verildi.
Bunun üzerine bütün dünya ayağa kalktı...
Çünkü Handke Bosna savaşı sırasında Srebrenitsa katliamını inkâr etmiş ve Sırpları savunmuştu...
*
Bütün dünyada en büyük tepki Türkiye’den geldi...
İnançları, kültürleri, yemek yeme alışkanlıkları farklı...
Ama son bir ayda onlarla ilgili gelişmeleri alt alta yazdığınızda aralarında ilginç bir benzerliğin olduğunu göreceksiniz.
1- FİNLANDİYA kendine yeni ve genç bir kadın başbakan seçti.
Adı Sanna Marin...
Finlandiya’nın üçüncü kadın başbakanı, dünyanın da en genç başbakanı olacak.
- 34 yaşında.
2- MACARİSTAN’
“Osman Kavala niye içeride...”
Takan olmadı...
*
Hukuktan biraz anlayan insanlar haykırıyordu...
“Balarısı haritası bölücülük kanıtı olabilir mi...”
Ne oldu... İpleyen olmadı...
Bütün dünyada satılan,
Ünlü işadamı yeni doğan çocuğunun DNA’larını da göndermiş ve onun da genetik haritasının çıkarılmasını istemişti.
Arayan, şirketin İstanbul’daki temsilcisiydi...
“Raporunuz geldi ama ilginç bir durum var. Bunu size yüz yüze anlatmalıyım...”
Ünlü işadamı apar topar merkeze gitti.
Kendisine söylenen şuydu:
“Sperm sizin sperminiz. Ama DNA sizin DNA’nız değil. Buradan 10 bin kilometre uzakta yaşayan, sizden 10 yaş küçük bir erkeğe ait.”
Bu olay akıllara 2004
Verona, Shakespeare’in “Romeo ve Juliet” hikâyesinin geçtiği şehirdi ve bu ev de Juliet’in oturduğu o evdi.
*
Geliş nedenim, çok sevdiğim bir İtalyan fotoğrafçısının çektiği fotoğraflar ve kısa metrajlı bir filmin galasına katılmaktı.
İtalya’nın en ünlü fotoğrafçılarından biri olan Paolo Roversi, bütün dünyaca artık marka olarak bilinen Pirelli takvimleri için “Juliet’in Peşinde” temalı bir dizi fotoğraf çekmişti.
*
Amacı “bugünün Juliet’i”ni bulmaktı...
Tezi de şuydu:
“Her kadının içinde bir Juliet vardır...”
Birinci adam öğretmen...
Hem de ilkokul müdürü...
Facebook sayfasından dayanmış mesajı:
“Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralık...”
*
Görev yaptığı yer İzmir’in Karaburun’u...
Yer gök başı örtüsüz kadın dolu...
Ne diyeyim bu herife şimdi ben...