Thomas Mann’ın çok sevdiğim aynı isimdeki novellasından çekilen film, hayatım boyunca beni en çok etkileyen sanat eserlerinden biriydi...
*
Nasıl olmasın ki...
- Yazarı Thomas Mann...
- Yönetmeni Luchino Visconti... “Leopar”ı da çeken insan...
- Baş oyuncu Dirk Bogarde...
İngiliz sinemasının büyük oyuncusu...
- Kadın oyuncu
Pilot anons yapınca, çantanın kemerleri bağlandı.
Sivil havacılık tarihinin belki de en tuhaf yolculuğu işte böyle başladı.
Kavanozun içinde ise Türkiye’de de iyi tanınan, dünya starı bir yolcu...
Zsa Zsa Gábor...
*
Gábor, 18 Aralık 2016 günü Los Angeles’taki Ronald Reagan UCLA Medical Center Hastanesi’nde öldü.
Öldüğünde 99 yaşındaydı... Vasiyeti üzerine yakılarak külleri bir kavanoz içinde Los Angeles’taki Westwood Mezarlığı’na kondu.
Ancak
Pandemi sırasında Marcello Mastroianni’yi yeniden keşfettik.
Bu yıl Türkiye’de ve dünyada 1960’lı yılların İtalyan filmlerini seyretme modası var...
Dino Risi, Ettore Scola, Fellini, Vittorio de Sica gibi popüler yönetmenlerin anlattığı o İtalya hepimize çok tanıdık geliyor... Seviyoruz o İtalya’yı...
*
TL değil, 3 milyar dolarlık patron...
Yanda gördüğünüz fotoğraf 3 yıl önce İstanbul Tünel’de “Soho House”da çekildi.
Barın müşteri tarafında ben varım.
Karşımdaki barmenin adı ise Nick Jones...
Gördüğünüz gibi gayet mütevazı ve sempatik bir ifadeyle bana içki servisi yapıyor.
Kendisi, Pink Floyd hayranı, rock’çı bir arkadaşımızdır.
Lloyd Webber, 20’nci yüzyılın en büyük müzikal bestecilerinden biri...
*
18-19’uncu yüzyıl ve 20’nci yüzyılın ilk çeyreği opera dönemiydi...
Yirminci yüzyıl ise müzikaller çağı oldu...
Webber geçen yüzyıla damgasını vuran “Cats” ve “Phantom of the Opera” müzikallerinin yazarı...
Şimdi de onun yeni eseri “Cinderella” sahneleniyor... Fotoğrafını gördüğünüz bu oyunun, İngiltere’nin COVID-19 tarihinde çok önemli bir yeri olacak.
İngiltere 19 Temmuz yani bu pazartesi günü normal hayata geçişini ilan edecek.
Vatandaşlar, şehrin bir binasının duvarına çizilen graffitiyi şikâyet ediyordu.
Çünkü o duvar graffitisinde üç isim hakkında ırkçı ifadeler ve çizimler vardı.
Hedefteki üç isim şunlardı:
Marcus Rashford, Jadon Sancho ve Bukayo Saka...
Bu üç kişi İngiliz milli takımının beş siyah oyuncusundan üçüydü... Üçü de bir gece önce oynanan İngiltere-İtalya maçında penaltı kaçırarak, takımlarının şampiyonluğu kaçırmasına neden olmuşlardı.
O gece İngiltere’nin ırkçı trolleri bu insanların hayatını cehenneme çevirdi.
Ve sonunda iş
Önceki akşam Bodrum Zai’de, pandeminin başından beri fiziksel ortamda ilk konseri izledim.
Böylece sadece “dinleme” kodundan “izleme” moduna geçtim.
Özlemişim...
*
Konseri ÇEV Sanat’ın genç müzisyenleri verdi.
Solistler kemancı Bade Daştan ile çellist Jamal Aliyev’di...
Bodrum’un klasik müzikteki açılış konserini Fazıl Say şu cümleyle yaptı:
“Türkiye öyle az buz bir yer değil...”
Evet çok güzel bir futbol seyrettik...
Maç öncesi iki takım da diz çökerek ırkçılığa karşı çok güzel bir dayanışma fotoğrafı verdiler...
İnsanlar iki yıldan beri ilk defa yan yana, omuz omuza maç seyrettiler.
Ama sahada sadece bu mu vardı?
Sahada, dünyanın en demokratik ülkelerinden ikisinin milli takımları vardı...
Biri İngiltere...
Shakespeare