26 numaralı bagaj fişi

ÖNCE belediye otobüslerini tanıdım.Sonra İzmir-Akhisar otobüsünü.Şehirlerarası otobüs derseniz, aklımda o ilk isim var.

"Kamil Koç..."

Sonra "Varan", "Pamukkale" ve "Köseoğlu" geldi.

* * *

Her Amerikan taşrasından mutlaka bir "Greyhound" otobüs geçer.

Bizimkilerden de bunlar...

Her otobüs koltuğunda gizli mürekkeple yazılmış bir talebe destanı vardır.

Utangaç kılıfından çıkamamış bir ilan-ı aşk.

Adresine ulaşamamış bir aşk mektubu...

Kimbilir başka neler.

Ne hüzünler, ne öfke, ne yalnızlıklar.

* * *

Kamil Koç
otobüs şirketi, bir yol ve yolculuk şiirleri antolojisi hazırlatmış.

Üzerinde bir bagaj fişi var.

26 numaralı koltukta oturan yolcunun bagaj fişi.

Sanki benim ilk yolculuğumun, tahta valizine yapıştırılmış gibi.

İlk şiir yolculuğuna işte o koltuğa yazılmış bir şiirle çıkmıştım.

Faruk Nafiz Çamlıbel’le...

"Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı

Bir dakika araba yerinde durakladı.


Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar

Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar."


* * *

Otobüs henüz kalkmamıştı.

Yolculuk şiirinin ilk mısralarını orada, Basmahane Garajı’nda kendim yazar gibi okumuştum:

"Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.


Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın

Bir vatan kalbinin attığı yerdir."


Altında Necmettin Halil Onan yazıyordu.

* * *

Üçüncü yolculuğum sondan bir öncekiydi.

Babamın kucağına hareket eden bir otobüsün ön koltuğunda oturuyordum.

"Babamdı içimdeki yolculuklardan biri

Uçuruma çıkmasını hangi oğul isterdi

Haydi ben hayırsızım, raydan çıkmış trenim

Daha acısı baba, yolcu da benim."

Abdülkadir Budak

Numarasını okuyamadığım bir koltukta şunları yazılı:

"Altımdan kaydırdı bir el minderi

Herkes yatağında, ben ayaktayım.

Bir gece, rüyada gördüğüm yeri,

Gözlerim yumulu, aramaktayım."


Necip Fazıl Kısakürek

Yıl kaçtı, hangi otobüstü, nereye gidiyordu, yoksa geliyor muydu bilmiyorum.

Arka koltuğunda şu yazılıydı:

"Onlar

Hangi bir hayal ülkesine gider,

Böyle sessiz ve kimsesiz şimdi?"


Ahmet Haşim

Şimdi son yolculuğuma çıkıyorum.

Otobüs İzmir’de o köhne garajdan hareket ediyor.

Numarası neydi hatırlamıyorum. Galiba önden üçüncü sıra.

Cam kenarı...

Tam da Afyon’dan geçiyorduk.

Gece vaktiydi ve ben, Yahya Kemal’in buğulu camın üzerine yazılmış mısralarını okuyordum.

"Ne Akdeniz’de şafaklar, he çölde akşamlar

Ne görmek istediğim Nil, ne köhne ehramlar.


Vatan şehirleri karşımda, her saat bir, bir

Fetihler ufku Tekirdağ ve sevdiğim İzmir

Şerefli kubbeler iklimi, Marmara’yla Boğaz

Üzerlerinde bulutsuz ve bitmeyen bir yaz,

Bütün eserlerimiz, halkımız ve askerimiz,

Birer birer görünen cedlerimiz,

İçimde dalgalı Tekbir’i en güzel dinin,

Zaman zaman da Nevá-kár’ı, doğsun Itri’nin

Ölüm yabancı bir álemde bir geceyse bile

Tahayyülümde vatan kalsın eski haliyle."


(*) "Yol, Yolcu, Yolculuk Şiirleri Antolojisi", Hazırlayan: Kamil Koç Otobüsleri A.Ş., Gültekin Emre.
Yazarın Tüm Yazıları