Paylaş
Ama bir anneye sahip olmanın ne kadar hayati bir şey olduğunu çok iyi bilirim. Çünkü hem bir evlat hem de bir kocayım ve bu konuda yazmasaydım hem hayatımdaki annelere hem de insanoğlunun hayatındaki en önemli iletişim uzmanları olan tüm annelere karşı vefasızlık yapmış olurdum…
Her şeyden önce anne olmak zor iştir. Maharet ister. Çünkü anne olmak, umut etmesini bilmek, her ne pahasına olursa olsun asla vazgeçmemek, karşılıksız sevmeyi becerebilmek demektir.
Anne olmak zor iştir. Çünkü anne olmak sorumluluktan kaçmamak, kendini düşünmekten ömür boyu vazgeçmek, sevdiklerin için çalışıp didinmek, dünyanın öbür ucunda da olsa çocuğunun sıkıntısını hissetmek, onunla ağlayıp, onunla gülmektir.
Anne olmak bambaşka bir şeydir. Baba olmaya hiç benzemez. Çünkü Anne olmak kaç yaşına gelmiş olursa olsun çocuğunun aç olup olmadığından, terli terli su içip hastalanmasından endişelenmektir.
Anne olmak vefa gerektirir. Çünkü anne olmak çocuğunu her gördüğünde coşkuyla sevinmek, uykusuz gecelere katlanmak, çocuğunu sınav kapılarında beklerken dualar etmek, her çocuğunla hayata ve okula yeniden başlamak, güçlü ve cesur olmayı hep başarmak, evinin direği ve aile bireylerinin dert ortağı olmak demektir…
Anne olmak öyle kolay bir şey değildir. Bir aileyi ayakta tutmayı başarmak, bir çocuğun ilk tanıdığı iletişim uzmanı olmak, konuştuğu dili ve hayatı öğreten kişi olmak, ailesinin tutkalı ve harcı olmayı bilmektir...
Anne olmak, ellerinin soğan ve çamaşır suyu kokmasını önemsememektir. Sevgi ile ailene yemek pişirmek, yüksünmeden eşinin ve çocuklarının kirlettiklerini temizlemek, bunu yaparken de asla gocunmamaktır.
Anne olmak çok zor şeydir. Onların hakkını ödeyemeyiz. Çünkü baba olmaya benzemez.
Bir de engelli çocukların annesi olmak vardır. Yavruna baktıkça her gün ölüp ölüp dirilmek, “Acaba ben bu dünyadan göçüp gidersem ona ne olacak?” diye hayatı kendine zindan etmek… Anne olmak zor zanaat…
İşte bu yüzden nasıl ki her erkek baba olmayı başaramıyorsa her kadın da anne olamaz. Bu yüzden cennetin onların ayaklarının altında olduğu söylenir…
Önceki gün Anneler Günüydü.
Kimimiz kuru bir mesajla, kimimiz uzaktan bir telefonla, kimimiz gönülden kopan bir hediyeyle, kimimiz bir buket çiçekle, kimimiz de mezarı başında ya da uzaktan bir Fatiha okuyarak kutladık annelerimizin bu özel gününü…
Ama onlara ne hediye etsek de öpücüklere boğsak da onlar için en kutsal duaları yapsak da ellerinden öpüp dünyanın en güzel sözlerini fısıldasak da kulaklarına, ne yapsak az…
Ben çok şanslıyım. Çünkü dünyanın en güzel, en vefalı ve en şefkatli annelerine sahibim ve onları çok seviyorum.
Ertan Acar’ı www.facebook.com/ertanacar001 veya www.twitter.com/ertanacar‘dan da takip edebilirsiniz...
Paylaş