4 kadın ve İzmir (5)

“4 Kadın var, İzmir’in sanatını elinde tutan o kurumların başında” deyince, erkek eline bırakılmış olduğundan “beşinci” açıkta kaldı: İzmir Devlet Senfoni Orkestrası!

Haberin Devamı

Devletin “senfoni orkestrası” kurduğu 6 kentten biri İzmir; kuruluşun müdürlüğünü de “tuba” çalan Kenan Gökkaya sürdürüyor.
Halkı tek sesten türkü, şarkı çala söyleye yaşayıp gidiyorsa zordur operanın aryasını, senfoninin birbirine benzemez çalgısından çıkan sesini benimsetmek. “Muassır Medeniyet” denen batımızda gelişip de, o karmaşık çoklu sesiyle ne dil, ne din, ne ulus tanımadan sınırları aşmasıyla uygarlığın bir mihenk taşı gibi yer edinen müzik, bu bilinçle, Cumhuriyet’in hemen yaşama geçirmeye çalıştığı güzel sanatlar arasında yer edinmiş olsa da kurumlaşarak yaygınlaşma yolunda bir hayli ağır aksak, yerel olan karşısında güçlenmesi bir yere kadar.
SANATÇI EKSİK DEĞİL DE
“Kamu kaynaklarını etkin kullanmalıyız” diyor Kenan Gökkaya, “Onlarca kurum, binlerce sanatçı var, büyük kentlerde toplanmış. Anadolu sanat açısından kurak ve çorak. Ülkemiz insanına sanatlarını taşımalarının gerekli olduğunu bütün sanatçılar düşünmeli. Dört koldan yurda yayılmaları onlara düşen görev.”
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, geleneğinden gelen bir yaklaşımla, adını taşıdığı kentle sınırlandırılmış saymıyor kendini, Anadolu’ya da açılıyor. Ordu Mesudiye’nin Türkköyü adlı köyüne kadar gidip konser vermeleri örneklerden biri sadece. Yurt dışına açılmak ise “orkestra olma”nın kaçınılmaz tutkusu. “Artık İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, yurt dışından da konser çağrısı alan topluluk olma niteliğine ulaştı” diyor Kenan Gökkaya.
Bu yıl aralık ayında Rusya’da Moskova’ya, Beyaz Rusya’da Minsk’e, Azerbaycan’da Bakü’ye doğru açılacaklar.
Ve bir düş gerçekleşmiş oldu İzmir’de: Devlet Senfoni Orkestrası, Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi (AASKM) gibi özel bir yerde konserlerini sürdürecek artık. AASKM, Büyükşehir Belediyesi’nin Aziz Kocaoğlu’nun başkanlığında çok sesliliği vurgulayan bir armağanı oldu İzmir’e. Provalar dışında konserler için iki gün ayrılmış Orkestra’ya: Perşembe günleri etkinlik 6-12 ya da 12-18 yaş dönemlerine yönelik olarak düzenleniyor, yurt dışından sanatçıların da katıldığı etkinliklerse cuma günleri.
AHENK VE SOPA
Müzikte “ahenk” ile “birliktelik” vazgeçilmez olduğundan herhalde, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, yönetimini de yıllık konser akışını da sanatçıların katılımı ile düzenlemekte. Yine de sonuç, Şef’in elindeki sopa’da. Uygarlık açılımı bir hayli eskiye dayanan bir kente bile çok sesli müziğin kurumlaşarak ancak 1975’te gelebilmiş olmasıyla kendini talihli saysa da İzmir, ilk sopa sallayanı unutmamalı: Hikmet Şimşek.
İzmir’de eylemsel sanatlara yön verebilecek kurumların yönetimi 4 Kadın’ın elinde, bu bir gerçek. Ve “beşinci”nin yönetimi sürdürdüğü yerde de yüzde 60’lı oranla kadınlar yay çekmede, soluk vermede, parmaklar gidip gelmekte.
Ve acaba?
Gelecek haftaya böylesi bir sorunun altını kurcalayalım.

Yazarın Tüm Yazıları