Paylaş
BÜLENT Uygun’un, çalıştırdığı takımlarda yaptırdığı transferler çok konuşuldu. O tarafı beni ilgilendirmiyor. Alan aldı, veren verdi. Serbest ticaret, serbest rekabet ortamında teknik adamlar bir şeyler isterler; yöneticiler verirler vermezler, bu onların sorunu. Bu konuda okkanın altına kulüpler gidiyor. Benim çok merak ettiğim bir olay vardı; Bülent Uygun Gaziantepspor ile masaya oturdu. İki saat sonra anlaşma olmadan iş bitti.
Açtım telefonu İbrahim Kızıl’a, işin doğrusunu öğrenmek istedim. Kızıl düzgün adamdır. Sözünü de esirgemez. Neyse odur söyledikleri. Bu durumu şöyle anlattı bana:
İnanılmaz istekler
“Hocam, Bülent Uygun benimle ilk konuştuğunda ‘Şartım şurtum olmaz, boş mukaveleye imza atarım’ dedi. Ben de bunun üzerine yönetim kurulundan görevlendirdiğim isimlerle Bülent Uygun’u buluşturdum. Uygun’a dedim ki; ‘Gaziantepspor’da yetkili benim. Her şeye sonunda ben karar veririm. İğneden ipliğe, sonunda kararları ben alırım. Arkadaşlarım konuşurlar, önüme getirirler; bir iş ya olur ya olmaz. Son karar bana aittir.’ ‘Boş kağıda imza atarım’ diyen Bülent Uygun, bizim görevli arkadaşlarla masaya oturunca inanılmaz isteklerde bulunmaya başlamış. Arkadaşlarımın önüne 83 maddeden oluşan 8 sayfalık bir istekle gelmiş. Erman Hocam, bugün Rusya ile İsrail birleşmeye kalksa 83 maddelik 8 sayfalık bir anlaşma yapmazlar. İnanamadım. Daha da önemlisi bu maddelerden birinde şu yazıyormuş: ‘Benim haberim olmadan, kulüp başkanı dahil futbolcuya kimse ceza veremez.’ Ben de dedim ki, ‘O zaman nüfus cüzdanımı da verin kulüp başkanı Bülent Uygun olsun.”
Bu iş o kadar kolay mı?
“Bitmedi hocam” diye devam ediyor İbrahim Kızıl...
“Bir fotoğraf çektirmiş Bülent Uygun. Gaziantep’te mahalli basında çıkmış. Atın üzerine binmiş, ileri doğru gösteriyor. Mübarek sanki Malkoçoğlu Cüneyt Arkın! Altında da açıklaması: ‘Şampiyon olmaya geldim.’ Yahu tek futbolcuya 20 milyon dolar veren takımlar şampiyon olamıyorlar. Bu iş bu kadar kolay mı? O Malkoçoğlu resmini ve 83 maddeli 8 sayfalık mukavele şartlarını gördükten sonra, ‘Tamam kardeşim, yollayın Bülent Uygun’u anlaşma manlaşma olmaz’ dedim. Yani Bülent Uygun bir tek Gaziantespor’un anahtarını istemedi! Bizim Bülent Uygun ile anlaşmamamızın sebebi budur hocam” diye bitirdi.
İbrahim Kızıl’ı dinledikten ve son yaşanan bu olayları gördükten sonra Kızıl’ın ne kadar doğru bir karar verdiği net bir biçimde görülüyor. Bana da şu cümleyi yazmak kalıyor, “Vah Türk futbolum vah.”
Federasyon o ücretleri açıklamalı
FUTBOL Federasyonu’nda işlerin kötü gittiğini, acil önlem alınması gerektiğini, yazıp konuştuğumuzda gazetelere boy boy tekzip yazıları gönderdiler. Aynı federasyon önce Orhan Ertanhan’ı, sonra Kemal Ulusu’yu, şimdi de Okan Buruk’u işe aldı. Bu üç arkadaşımızın alacakları ücretleri, yapacakları işleri ve yeklilerini açıklarlarsa kamuoyu olarak öğrenmiş oluruz.
Aziz Yıldırım’a bir sorum var
AZİZ Yıldırım demiş ki; “Eğer yatırım yapmasaydık en az 3 yıl daha şampiyon olurduk. ”Peki, şimdi ben soruyorum o zaman...
Denizlispor ile Trabzonspor maçlarında şampiyonluk kaçmasaydı yatırım yapılmamış mı olacaktı? Ya da
yatırımlar boşa mı gitmiş olacaktı?
Bizim futbolcular kitaba mı kurban gitti?
HIDDINK futbolcu görmek için Hollanda ile maç aldı. Çok güzel bir şey. Yeni futbolcular çıkar inşallah. Hoş Kurban Bayramı’nda milli takım dışarıda olacak ama, aileleriyle olmak isterler miydi? Ya da kurban kesmek isterler miydi futbolcular, onu bilemeyiz. Ayrıca bir istihbarat aldım; Hiddink bir kitap yazmış, maçtan evvel yapacağı basın toplantısıyla bunu tanıtacakmış. Şimdi bu yazıdan sonra bu kitabın toplantısı olur mu bilmem... Yoksa bizim futbolcular kitaba mı kurban gittiler.
Gökhan Gönül ve Mesut Özil
FUTBOL Federasyonu’na gelenlerin hepsi yıllardır bu işi çok iyi yaptıklarını söylerler. Atarlar tutarlar. Ama Gökhan Gönül Fenerbahçe’ye gelmeden hiç milli olmamış. “Neden?” diye kendilerine hiç sormazlar. Hatta aynı adamlar, “Avusturya- İsviçre Avrupa Şampiyonası maçında Gökhan Gönül sakatlanmasaydı Avrupa Şampiyonu olabilirdik” derler. Ama Mesut Özil Almanya’yı seçince aleyhine yayın yaptırtırlar. Bizim seyirciler Mesut’a küfür ederler...
Onlar ekip biçiyor biz kopartıyoruz
GEÇEN hafta Ankara’da televizyondan Gençlerbirliği-Kayserispor maçını izliyorum... İki takım kadrolarını inceledim; 11 tane Almanya kökenli oyuncu oynuyor. Yani onlar bahçelerine ekip yetiştirmişler, biz koparıp koparıp Türkiye’de oynatıyoruz. Sonra da Futbol Federasyonu olarak “İşlerimizi düzgün yaptık” diyoruz.
Eskişehir hatası
BİR müddet evvel Hürriyet Gazetesi’nde, “Anadolu’dan yeni çıkacak şampiyon adaylarının en güçlülerinden biri Eskişehirspor” dile lazmıştım. Dedim ki; “Bu kulüp çok köklü. Seyirci çok ateşli ve bilinçli. Başkan ve yöneticileri sivriliyorlar ve işi bilen kimseler.” Ümit Karan ve Bülent Uygun ikilemleri ile Rıza Çalımbay’ın gönderilmesinden sonra Eskişehirspor Kulübünün nasıl idare edildiğine hayretler içinde şahit oluyorum. Ve önceki yazımdan dolayı herkesten özür diliyorum. Hata yapmışım.
Hep aynı bahane
TEKNİK direktörlerin ve futbolcuların menajerlik şirketi kurmaları tartışılıyor. Bence tartışılması bile yanlış. Bir teknik adam ya da bir sporcu menajerlik yapıyorsa eğer bu spor ahlakına sığmaz. Altını çizerek söylüyorum. İzin verilse de böyle bir iş benim sporculuk mantığıma ters düşüyor. Duyuyorsunuz hep aynı bahane; “Antrenörlüğü bitiriyordum...” “Futbolculuğu bitiriyordum...” Hepsi de futbol oynuyorlar hepsi de teknik direktörlük yapıyorlar.
Gidin de Eminönü altgeçidine bakın
TAKSİM’de bomba patlıyor. Ortalık birbirine giriyor. Ben sık sık Eminönü’ne giderim. Oradan da Kapalıçarşı’ya doğru yürürüm. O Eminönü alt geçidinden geçerken kaçmak istiyorum. Kaçamıyorum, çünkü satıcılar sağdan ve soldan yaya geçidini tamamen kapatmış durumdalar. Ancak karşılıklı olarak yanyana ikişer kişiyle geçebiliyorsunuz. “Bu durum nedir” diye şikayet edin, okkalı bir dayak yersiniz. O geçide önlem almak ne zaman aklınıza gelecek?
BİR SORU
FUTBOL Federasyonu, bu haftaki maçların hakemlerini açıkladı. Listenin duyurulmasıyla birlikte futbol alemindeki herkes şu soruyu sormaya başladı: Geçen hafta Beşiktaş-Kasımpaşa maçını yöneten hakemler yarınki Bursaspor-Trabzonspor karşılaşmasında da görev yapacak. Ama bir değişiklikle; ikinci yardımcı hakem Ali Saygın Ögel yok. Yerine Cem Satman var. Ögel bu maçta hata mı yaptı ki, Bursa’ya verilmiyor? Yoksa sakat mı? Bobo’nun ofsayttan attığı golü haklı olarak iptal ettiği için mi? Diğer hakemlere örnek olsun diye!
BİR CEVAP
Ali Saygın Ögel, çok yakın bir arkadaşının düğününe katılmak için MHK’dan bu hafta için izin istemiş. Eğer bu düğün işi olmasaydı, Ögel, Beşiktaş-Kasımpaşa maçındaki diğer hakemlerle birlikte Bursa-Trabzon maçında görev yapacaktı. Yani kimse bu tayinde art niyet aramasın.
Paylaş