SONUNDA Avrupa’da Galatasaray’ın lastiği patladı. 2003 yılından beri Galatasaray, ön eleme turları hariç galibiyet yüzü göremedi.
Dün maç başladı, yarım saat geçti, Galatasaray’a bir eninden bakıyorum, bir boyundan, bir yanından bakıyorum, topluyorum, çarpıyorum, bu maçı kazanacak şekli yok. Hiçbir oyun planı yok. Ne sağdan, ne soldan, ne ortadan...
Bir tek şey yapıyorlar, rakip biraz stres yaptı mı ilerde tek başına gezen Hakan’ın kafasına topu şişiriyorlar. Hakan, zaten hava toplarını alamadı. Alsa ne olacak? Yanına yardıma gelen kimse yok. Aslında adamlar skoru kafi gördükten sonra, herhalde lig maçlarını düşündüler ki, oyunu rölantiye aldılar.
Galatasaray’da ayakta duran bir oyuncu vardı o da Mondragon. Ama tek başına ne yapsın? Tolga, maçsızlığın neticesini aldı. İki büyük hata yaptı, ikisi de gol oldu. Hasan Şaş, Arda ve Ayhan kendilerine oynadılar. Sabri, bildiğiniz gibi. 10 top geldi, 8’ini dışarı ortaladı, bol bol hakemle konuştu, itiraz etti. Arda, sonunda normal olanı yaptı. Çünkü, o yaşta bir oyuncuyu bu kadar kısa zamanda inanılmaz derecede pompalarsan yapacağı bu.
Karar zamanı
Bizim futbolcuların kafa yapısı maalesef böyle. Onlara kimse dokunmayacak. Onlar her şeyi yapacaklar. Aslında bizim futbolcular derken haksızlık yapıyorum. Üç büyüklerde oynayan futbolcuların dokunulmazlıkları var. Ama Avrupa’da üç büyük, 5 büyük dinlemiyorlar. Hasan Şaş’a faul yaptılar, olabilir. 70 metreden geldi itiraz etti. O sırada rakip, Galatasaray kalesine hücum ederken, Hasan Şaş kart gördü. Bakın Galatasaraylı oyuncuların yedikleri kart pozisyonlarına... Neden UEFA Kupası’nda oynayamayacaklarını anlarsınız.
Hani Bordeaux şöyle ahım şahım takım olsa tamam. Türkiye Ligi’nde oynasa orta sıralarda yer alır. İşte Galatasaray böyle bir takıma elenerek UEFA’dan oldu. Yalnız, Galatasaray’ın kesinlikle bir karar vermesi lazım. Yani Galatasaray, ayrılma noktasında. Ya bazı futbolcularla yoluna devam edecek, Türkiye Ligi şampiyonluğunu kovalayacak. Ya da ben ligi de çok fazla sallamıyorum. 2. de, 3. de olurum diyecek. G.Saray, hakemle oynamayan, tekmeye kafa sokan, çatır çatır mücadele eden G.Saray ruhu için oynayan futbolcularla yoluna devam edecek.
Tabii bunun kararını verecek olan yönetim. Daha da önemlisi bu yönetim, seneye Gerets’le devam edecek mi, etmeyecek mi önce ona karar verecek. Sonra da futbolculara. Böyle devam ederlerse, seneye daha da kötü olacaklar.