Kanunu topal geçirdiniz

SAYIN bakan... Futbol ile ilgili kanunu Meclis’ten geçirdiniz. İçinde doğru olan şeyler var. Ama maalesef ve maalesef yanınızdaki akıl hocalarınız, kanunu tartışmaya açmadan, işi aceleye getirdiler.

Bulunduğunuz partinin Meclis’te bu gücü varken, kanunu yine topal geçirdiniz. Mükemmel olabilecekti, iyi bir kanun oldu. Şimdi size nedenlerini yazacağım. Bakalım ne diyeceksiniz.

Kanunda bir madde var. Asaleten iki yıldan az federasyon başkanlığı yapanlar, genel kurulda oy kullanamaz maddesi koydurdunuz. Veya koydurdular.

Arpalık kullanıyorlar

Eski kanuna göre bu 6 aydı. Bence ikisi de yanlış. Mesela siz... Şu anda 5 aylık bakansınız. Bırakın yeni kanunu, eski kanuna göre de eğer federasyona uygularsanız, ileride bir oluşumda oy kullanamayacaktınız. Yani siz eski kanuna göre 6 ay, yeni kanuna göre 2 sene bakanlık yapmasaydınız, bakan olmuş, bakanlık yapmış olmayacaktınız.

Ben de aksi fikirdeyim. Siz bir saat bile o makamda otursanız, ömür boyu bakan olmuş olacaktınız.

Eski kanuna göre Özkan Olcay, Erdoğan Ünver, Doğan Andaç, Güngör Sayarı, yeni kanuna göre de bu dörtlüye ilaveten, Levent Bıçakçı, Halim Çorbalı, Ali Uras, Erdenay Oflaz, Kemal Ulusu, Cemal Saltık, Faik Gökay ve Abdullah Kiğılı yapılacak kongrede oy kullanamayacaklar.

1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinde şu güne kadar Futbol Federasyonu Başkanlığı yapan bu şahıslara ilaveten sadece Şenes Erzik, Haluk Ulusoy, Yılmaz Tokatlı ve Hasan Polat’ın oy kullanma hakları var.

Taban birliklerinin devreden çıkarılması çok doğru bir karar. Yakın geçmişte Milli Takım’da antrenörlük yapan bazı eski milli futbolcuların, kongreden bir gün evvel istifa edip, kongreye gidip oy kullanıp, üç gün sonra daha fazla maaşla işe başladıklarını biliyoruz. Futbol Federasyonu’nu arpalık olarak kullandıklarını biliyoruz.

Sayın bakan size soruyorum. Yukarıda saydığım oy kullanamayan 12 eski futbol federasyonu başkanından hangisine para teklif ederek oy kullandırabilirsiniz? Veya bu insanlardan hangisi, bir tek cümle söyler de bu futbola ihanet olur diyebilirsiniz. Ama o kongreye öyle delegeler gelecek ki, iki kelimeyi yan yana getiremeyecekler.

Futbolun f’sinden anlamayacaklar. Futbolun geçmişini bilemedikleri için, geleceği hakkında fikir yürütemeyecekler.

Yazık oldu 12 kişiye

Sayın bakan, bu 12 isimden hangisi orada olsaydı, hepsinin kongreye teker teker büyük faydaları dokunurdu? Ama maalesef sizin akıl hocalarınız, sizi taca attılar. Yalnız burada mı attılar? Hayır... Sizin partinin içinde bir milletvekili var. Eski hakem Abdurrahman Arıcı. Onun baskısıyla MHK 9 eski hakemden oluşturulur ibaresi konuldu. Hakemlik yapmamış, iki tane düzgün adam, ama futbolun içinden. MHK’de olsa kötü mü olurdu? Son hafta oynanan 5 maçın ikisine aynı hakem verilirken, onlar tepki koysalardı, fena mı olurdu? Ama hakemler bunu istemezler. Çünkü biz yaparız oldu derler.

Yani yeni yasaya göre UEFA’da değil, FIFA’da hakemleri iki yıl idare eden, hakemlerin başı olan Şenes Erzik, yani dünya hakemlerini idare eden Erzik, dese ki, "Ben Federasyon Başkanı olmak istemiyorum arkadaş. MHK Başkanı veya üyesi olacağım..."

Yeni kanuna göre olması imkansız sayın bakanım. Komik değil mi? İşte sizi yönlendiren akıl hocalarınız bu kadar biliyorlar.

Maalesef bir işi yapıyoruz ama tam yapamıyoruz. Bu bize Osmanlı’dan mı geldi, yoksa bizim kanımızda mı var, bilemiyorum.

Bazı şeyleri eksik yapıyoruz ve bilenlere danışmıyoruz. Veya her şeyi biz biliyoruz diyoruz. Sayın bakanım. Bir başbakan ölse, bir cumhurbaşkanı vefat etse, asaleten 6 aydan az yaptığı, asaleten 2 yıldan az yaptı diye, onun cenazesi devlet töreniyle kaldırılamayacak mı?

Siz bugün istifa etseniz veya görevden alınsanız, eski yasaya ve sizin Meclis’ten geçirdiğiniz yasaya göre, biz sizi Spor Bakanlığı yapmış olarak kabul etmiyoruz. Böyle bir mantığı siz kabul ediyor musunuz, sayın bakanım?

Kalli herkesle oynuyor

SERVET tecrübeliymiş, Arda gençmiş. Kalli de 70’i geçmiş. Ben teknik direktör olacağım, gözlerimin önünde, 20 bin kişinin önünde bir futbolcum diğerine fırça atacak, hem de 50 metre koşup üstüne yürüyerek, işaret parmağıyla tehdit ederek. Sonra da sen o mağdur olan, tehdit edilen, fırça atılan futbolcuyu, bir dakika sonra kenara alacaksın. Ve sana bir iki hareket yaptı diye, hakkında konuşacaksın.

Servet, Arda’ya yaptığının 10’da birini sana yapsaydı, ne yapardın?

Hukukta bile en önemli şey tahriktir. Hatta bir adım daha ileri gidip derler ki, ölene değil, öldürene bak. Acaba neden öldürdü diye. Bazıları diyorlar ki, Kalli 70’i geçmiş, işi bitmiş. Bence tam tersi. Kalli işine geldiği gibi oynuyor. Bazen öyle, bazen böyle. Bazen ne Alman, bazen ne Türk.

Ama şu bir gerçek, bu yaşında herkesle güzel oynuyor. Öncelikle de yönetim kuruluyla. Allah’ı var. 70 küsur yaşın verdiği şansı da yanında.

Türkiye’de kaleci yetişmiyor

TÜRKİYE’de kaleci yetişmiyor. Herhalde kaleci antrenörleri o kalecilere gerekli eğitimi vermiyorlar, veremiyorlar veya kapasiteleri o kadar. Veya bu işi iyi bilenler değil de, ahbap-çavuş ilişkisinde olanlar bu görevlere getiriliyor. Peki, kaleci antrenörü eski bir kaleci mi olmalı. Yoksa eski bir golcü mü?

Mesela Mustafa Denizli’ye göre bu eski bir golcü olmalı. Çünkü onun mantığı, kalecinin en zayıf noktalarını, kaleci antrenörü değil, bir golcü bilir diyor. Bence de haklı. Ama haklı veya haksız, bir gerçek var. Türkiye’de kaleci yetişmiyor. Ve gittikçe de kötüye gidiyor.

Futbolcu hakemin yanağını okşayamaz

Zİco haklı... Bir futbolcu hakemin yanağını okşayamaz. Bir hakem gereksiz yerlerde futbolcu ile gülerek konuşamaz. Futbolcu o sinirle "Ne gülüyorsun lan" derse ne yaparsın.

Sakatlanıp yerde yatan futbolcuyu elinden tutarak kaldırmaya teşebbüs edemezsin. Elinin tersiyle senin eline vurursa ne yaparsın?

Bazı şeyler vardır, önemlidir. Mesela Ali Şen, Vefa Küçük’ün alnına rakı bardağı koydu. Bu benim aklımdan hiç çıkmıyor. Mesela aynı Ali Şen, Aziz Yıldırım’ın da yanağından makas aldı. Bunlar benim aklımdan hiç çıkmıyor.

Bazı şeyler vardır önemlidir. Mesela Süleyman Demirel, simgesi olan şapkayı kaptırmamak için ne mücadele verdi, onu da biliyorsunuz. Seyrettikçe hala gülerim, ama bir gerçek var. Adam Demirel’in şapkasını alıp gitseydi ne olurdu? O şapkayı bir daha bulamaz mıydı? Bulurdu. Ama Süleyman Demirel simgesi olan şapkayı kaptırmadı.

Hakemlere yumuşak olun, gülün diye akıl verenler, bu işi bilmeyenler...
Yazarın Tüm Yazıları