Paylaş
Kaptanlık farklı bir olaydır. Sahada “Abi” diyeceğin adama kaptanlık yapmaya kalkarsan, sonu ne olur kestirilmez. Gereğinde “Otur lan” diyeceksin. Öyle bir yer gelecek ki, kimse kusura bakmasın, belki bir tane çakacaksın.
Şimdi bazıları, “Olur mu öyle kaptanlık” diyeceklerdir ama maalesef öyle. Olur... Tabii bunu kim yapacak? Caddenin ortasında kadın dövmeyen bir futbolcu, plakasız arabaya binmeyen bir sürücü yapacak! Düşünebiliyor musunuz, plakasız araç kullanıyorsunuz, önünüze bir çocuk çıkıyor, eziyorsunuz ve öldürüyorsunuz. Bu ruhsatsız silahla adam vurmaya eşittir. “Olmaz olmaz” demeyin. Bir olur, ömür boyu temizleyemezsiniz.
Arda, iyi hoş çocuk da köylerde 22 yaşındaki adamın dört tane çocuğu oluyor. Türkiye gerçeğini de unutmayın ve Arda’yı çok da fazla pamukların içinde büyütmeyin.
Bodrum’daki kazık
YILLARDIR yaz aylarını Bodrum’da geçiririm. Allah var, burası bir cennet. Bir gün denize gitmek için Aktur’u seçtim. Bir arkadaşımla birlikte takriben 8 saat hem güneşlendim hem dinlendim. O sıcakta 8 tane 33 santilitre büyüklüğündeki Efes Pilsen biralarından tükettik. Yani en küçüklerinden... Toptan satışta bu biraların tanesi 1 lira 60 kuruş. Biz 8 biranın yanında, akşam üstü 1 adet peynirli simit yedik, 2 de çay içtik. Hesabı istedim; 83 lira geldi.
Toptan alsaydım 45 tane içerdim
Bu 83 liranın 72 lirasını 8 bira tutuyordu. Yani, her bira 9 lira. Ben içimden “Oha” dedim. Çünkü sesli söyleseydim, gözüme bir yumruk yiyebilirdim. Tanesi 1 lira 60 kuruştan 8 biranın bu işletmeye maliyeti 12 lira 80 kuruş. Benim verdiğim para ise 72 lira.
72 liradan 12 lira 80 kuruşu çıkaralım; 59 lira 20 kuruş kar var.
Aktur’daki 8 biraya ödediğim 72 lirayı toptancıya ödeseydim, tam 45 tane bira içerdim. Ben razıyım... Şezlongu kullanıyorum, denizi kullanıyorum, hizmeti kullanıyorum, hepsine varım. Ama bu kadar kar marjı varsa, parayı peşin veriyorsanız ve bunun karşılığında size fiş de verilmiyorsa, biraz ayıp olmuyor mu.
Bu görüntüyü yaşadıktan sonra Türkiye’de ekonominin kötü olduğu fikrinde değilim. AKP’nin mahalle baskısı yaptığı fikrinde de değilim. Çünkü Aktur’da böyle bir baskının olma şansı yok. Ama bu, Aktur dışında olsaydı, “AKP özellikle bunları pahalıya sattırıyor, içki tüketimi azalsın diye yapıyor” derlerdi. Ama helal olsun... Maalesef karizmatik Aktur’dan net görüntü bu.
Not: Aktur’u, Türkbükü’ndeki o ikoncanların gittiği beachlerle karıştırmayın. Çünkü Aktur; mütevazı, yıllar önce emekliler tarafından kurulan bir tatil sitesi. Müşterilerinin çoğu da kendi halinde, orta direk tabakaya mensup insanlar.
Ancelotti, Şaş’ı istemedi, çünkü...
BİR arkadaşımla konuştum; geçmiş yıllarda bir gün Milan’ın o zamanki teknik direktörü Carlo Ancelotti ile sohbet etmişler. Ancelotti’nin söyledikleri bana çok enteresan geldi. Ancelotti, Hasan Şaş’ın çok iyi futbolcu olduğunu söyleyince, ona, “Eğer istersen getirebiliriz” demişler ve maç kasetlerini vermişler. Ancelotti bu sefer demiş ki:
“Ben bu kasetleri istemiyorum. Bana Hasan Şaş’ın oynadığı değişik haftalardaki maçların kasetlerini getirin. Mesela 3. haftanın, 8. haftanın, 17. haftanın ve 25. haftanın...”
Kasetleri vermişler... Ancelotti izlemiş ve aynen şunları söylemiş:“Hasan Şaş çok iyi futbolcu. Ama takımın içinde yürüyen, koşan bir mayın. Her an atılabilir. Hangi dakikada takımını 10 kişi bırakıp maçı perişan edeceği belli değil. Benim için çok önemli olan bu özelliklerinden dolayı Hasan Şaş’ı istemiyorum.”
Eloğlu nelere bakıyor. Bizim yöneticilerimiz ve antrenörlerimiz de futbolcu atıldığı zaman onlara sahip çıkıyorlar, hakemleri karalıyorlar, takımını eksik bırakanları ödüllendiriyorlar.
Fotoğraf veya kamera görüntüleri aldatabilir
HAKEMLİK yıllarım; bir maç idare ediyorum, pozisyonu 8-10 metre mesafeden net görüyorum; penaltı değil. Ertesi gün bir gazeteyi açıyorum, o pozisyonun fotoğrafı çekilmiş, kale arkasından. Fotoğrafta ayaklar birbirine yapışık görünüyor, altında yorum: “Gördün mü Toroğlu, buz gibi penaltıyı atladın.”
Gülüp geçiyorum.
Şimdi bunu niye yazıyorum? Geçen gün gazetelerin magazin sayfalarında bir bayan ile bir erkeğin arkadan, önden veya çaprazdan çekilmiş fotoğrafları var. Yani, fotoğraf yandan, kesitten değil. Ve altında yorum:
“Fotoğrafta görüldüğü gibi Bayan X ile Bay Y öpüşüyorlar, vedalaşıyorlar.”
Veya “Bu fotoğraf ne demek oluyor” gibi yorumlar. Peki, bu fotoğrafları çeken arkadaşlar çıplak gözle bu iki kafa arasındaki mesafeyi bilmiyorlar mı? Biliyorlar. Ama işlerine gelmiyor. Çıplak gözle aradaki mesafeyi görürsünüz. Fotoğraf da, kamera da bu tip çekimlerde sizi aldatabilir. Aldanmayın.
Baskı değil bilgilendirme
UĞUR Dündar’ın Arena programında Aziz Yıldırım, ismimi vererek hakemleri baskı altında tuttuğumu söylemiş. Kesinlikle katılmıyorum... Hakem konusunda kamuoyunda hakemleri özellikle de yöneticileri bilgim ve tecrübem doğrultusunda bilgilendiriyorum. Ama Aziz Yıldırım gibi devre arasında veya maçtan sonra hakem soyunma odasını basmıyorum, hakemlere ağza alınmayacak laflar etmiyorum. Özellikle futbolculuktan geldiğim için bu tarz şeyler bana ters geliyor.
Maalesef Türkiye’de yalnız Aziz Yıldırım değil, bazı yöneticiler hem her şeyi yapıyorlar; hakemlere her türlü hakareti etmeyi kendilerine hak sayıyorlar, hem de başkaları eleştirince zeytinyağı gibi üste çıkıyorlar. Ama millet aptal değil, bunu artık net bir biçimde görmeye başladılar. Çünkü Türkiye’de yalaka ve sahibinin sesi gazeteciler, televizyon yıldızları olduğu gibi mantıklı olanlar da var. Ve onları susturamıyorlar da...
Dakika 1 gol 1
SİGARA yasağı başladı. Her kesimden farklı sesler çıkıyor. Özellikle de ‘MOL’ dediğimiz büyük alışveriş merkezlerinde sorunlar çok fazla olacak. Çünkü buralarda kapalı ortak alanlar var, açık ortak alanlar var. MOL sahipleri bu iki alanı da dükkanlara toplam milyonlarca liraya veya dolara kiralamış. Ama inşaat tapularında buralar ortak alan gözüküyor. Yani, birisi taburesini alıp otursa veya yastığını yorganını kapıp bu açık alanlara gelerek sigara içse hiçbir müessesese bir şey yapamaz. Ne zaman sigara yasağı çıktı, işin bu tarafı da ortaya döküldü. Eğer MOL sahipleri bu kadar büyük paralara kiraladıkları yerler için gerekli tedbirleri bir an evvel almazsa işler mahkemeye gidecek. Misal mi istiyorsunuz; önceki gün Ankara’daydım, Panora Alışveriş Merkezi’nde bu söylediklerimi net biçimde gördüm ve yaşadık. Yani, buna şöyle demek lazım; dakika bir, gol bir.
NOT: Allah’ın Tanzanya’sında, Kenya’sında sigara yasağı var, biz de diyoruz ki; “Bu bizde uygulanmaz.” Eğer onlardan daha geri zekalıysan, evet uygulanmaz.
Sırtında iki parmak yağ olan balık
AFRİKA gezim sırasında gittiğim Zanzibar’da, deniz kenarındaki balıkçılar gözümün önünde balıkları denizden çıkardılar. 15 dolara iki tane balık aldık. Takriben ağırlığı 5 kilo olan birinin sırtında, yani kılçığın üzerinde sanki koyun yağı gibi iki parmak yağ vardı. Böyle lezzetli bir balık hayatım boyunca yemedim. Yapılan ızgarada yağ kullanmaya bile gerek yoktu.
Paylaş