Paylaş
Mülkiyet haklarının ihlal edildiğini savunan yatırımcılar, “Bu hisse senetleri ‘Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne devroldu. Şimdi de borsada satılıyor. Uygulamada kamu yararı yok. Olan bizim birikimlere oldu” tepkisini dile getiriyor.
ALTIN ve döviz gibi yatırım amacıyla satın alınıp, kara gün için yastık altında tutulan kâğıda basılı hisse senedi, yatırım fonu, katılma belgesi gibi sermaye piyasası araçlarını daha önce açıklanan 7 yıllık süre içinde Merkezi Kayıt Kuruluşu’na kaydettirmeyen yatırımcıların bu kağıtlar üzerindeki haklarını kaybetmelerine yönelik tepkiler giderek büyüyor. Kaydı yapılmayan hisse senetleri bu yılın başından itibaren Sermaye Piyası Kurulu (SPK) bünyesinde kurulan Yatırım Tazmin Merkezi’ne (YTM) devroldu. Devir işlemlerinin ardından YTM, söz konusu hisse senetlerinin Borsa İstanbul’da satışını başlattı. Şimdi ellerindeki hisse senetlerini zamanında kaydettirmeyen yatırımcılar bu aşamada hiçbir bedel almadan, tüm haklarını kaybetmelerinden dolayı büyük bir şok yaşarken, ilgili kanunun ve uygulamanın eksik noktalarına dikkati çekmeye çalışıyor.
KAMU YARARI BULUNMUYOR
Uygulamaya yatırımcıların mülkiyet haklarının ihlal edildiğini savunan sermaye piyasası uzmanlarından da tepkiler geliyor. YTM’ye geçen sermaye piyasası araçlarının satışından elde edilen gelirlerin hazine yerine şirketlerin risklerini karşılamada kullanılacak olmasının uygulama açısından önemli bir zayıflık olduğunu belirten uzmanlar, uygulamanın bu haliyle kamu yararına olmaktan çıktığını dile getiriyor. Ayrıca, hisse senetlerini kayıt altına aldırmaları için hak sahiplerine tanınan 7 yıllık sürenin de geçmişe yönelik uygulanmaması ve yasanın Resmi Gazete’de yayınlandığı tarihten itibaren başlatılması gerektiği vurgulanıyor. Mevcut uygulamada tanınan süre yasa çıkmadan önceki dönemleri de kapsıyor. Yasa değişikliği daha sonra yapılmasına rağmen, tanınan süre 2005 yılından itibaren başlatılarak, 2012 yılının Aralık ayının sonunda bitiriliyor.
MEVDUAT ÖRNEK OLABİLİR
-7 yıl içinde kayıt altına alınmayan hisse senetlerinin kamulaştırılmasına, bankalarda açılan ve 10 yıl herhangi bir işlem yapılmayan mevduat hesaplarının TMSF’ye devredilme uygulaması örnek gösteriliyor. Ancak, tasarruf sahipleri bankada hesap açarken açtıkları bu hesapların işletilmemesi durumunda el konulacağını biliyor. Bu uygulamada ise hisse senetleri alınırken, 7 yıl içinde kayıt yaptırılmadıkları taktirde hisselere el konulabileceği bilinmiyor. Hak sahiplerinin ve özellikle yurt dışında yaşayanların hisseleri aldıktan sonra yapılan bu yasa düzenlemesini gözden kaçırabileceği atlanıyor. Bu tip hak sahipleri hala ellerindeki hisselerin değerli olduğunu sanıyor. Ayrıca, zaman aşımı nedeniyle TMSF’ye devredilen mevduat hesaplarında kamu menfaati bulunuyor. Bu uygulamada ise hisselerin satışından elde edilen gelirler borsada işlem gören şirketlerin risklerinde kullanıldığı için şirket sahiplerinin menfaati oluşuyor.
Hisse senetleri kese kâğıdına dönüştü
-SPK tarafından kurulan ‘Yatırımcı Tazmin Merkezi’nin zamanında kaydedilmediği gerekçesiyle kamulaştırdığı hisse senetleriyle ilgili yasal düzenleme olduğu için şu anda hiçbir işlem yapılamıyor. Hak sahipleri ellerinde bulunan bu senetleri ne satabiliyor ne de başkalarına devredebiliyor. Aracı kurumlar da bu sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık edemiyor. Böyle olunca da bu hisse senetlerinin sıradan bir kâğıt parçasından farkı bulunmuyor. Sermaye piyasası uzmanları, devlet ya da kamu tüzel kişilerin mülkiyet hakkına el koymalarının ancak Anayasa’nın 46 ve 47 maddeleri uyarınca olabildiğini bunun da değer karşılığının peşin ödenmesi suretiyle gerçekleştirilebileceğine dikkat çekiyorlar. Uzmanlar bu uygulamada hak sahiplerine herhangi bir ödemenin söz konusu olmadığına da değiniyor.
100 bin liralık hisse senedi buharlaştı
-BU tip hisse senetlerini elinde bulunduranlar, hisselerinin ellerinden gittiğini ancak satmak için aracı kurumlara başvurduğunda fark edebiliyor. Bunlardan biri de Metin Kınacı adlı emekli bir bankacı... Kınacı, bundan 7 yıl önce emekli olurken yatırım amacıyla 6 bin 500 adet Gübre Fabrikaları ile 875 adet Brisa hissesi satın almış. Kâğıt olarak aldığı bu hisseleri de kendi elinde tutmuş. Gazete ilanlarıyla duyurulmasına karşın, sistemde değişikliğe gidildiğini de fark edememiş. Bu nedenle de, elinde bulunan hisse senetleri götürüp, bir çok yatırımcı gibi kaydileştirme işlemi yaptırmamış. Bu işlemi zamanında yaptırmadığı için hisse senetlerinin kamulaştırıldığını ise şu anda piyasa değeri 100 bin lira olan 6 bin 500 adet Gübre Fabrikaları’na ait hisse senetlerini satmak isteyince öğrenmiş. Senetlerin el konularak 31 Aralık itibariyle önce Yatırımcı Koruma Fonu’na ardından da haziran 2013’te borsada satılmak üzere Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne aktarıldığını belirlemiş. Metin Kınacı, gönderdiği şikayet mesajında, “Yıllarca çalışıp, emeğimle elde ettiğim hisselerime, şimdi yasa gereği denilerek, el konuldu. Bu kurum, SPK tarafından oluşturulan bir kamu kuruluşu. Sermaye
Piyasası Kanunu’nun çerçevesinde oluşturulan Yatırımcı Tazmin Merkezi’nin yönetmeliğinde, kurumun temel amacı olarak yatırımcının hak ve menfaatlerinin korunması yer alıyor. Bunu yatırımcıların mülkiyet haklarına el koyarak mı yapıyor?” diyor. Ayrıca, uygulamanın Anayasa’ya ve Evrensel Hukuk ilkeleri’ne de aykırı olduğunu savunuyor.
150 milyonluk hisse devroldu
-KAYDİ sistem, hisse senedi, yatırım fonu, katılma belgesi gibi sermaye piyasası araçlarının ve bu araçlara ilişkin hakların Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından elektronik ortamda ihraçcılar, aracı kuruluşlar ve hak sahipleri itibariyle izlendiği sistem. Bu sistemde, piyasa araçları fiziki olarak bastırılmıyor. Bunun yerine MKK tarafından kayden izleniyor. Bu da sertifika basım ve ihraç masraflarından, saklama ve sigorta maliyetlerinden de tasarruf sağlanmasına yol açıyor. Bu yolla sahte, kayıp, çalınma riskleri de tamamen ortadan kalkıyor. Kasım 2005’ten itibaren yatırımcılara ellerindeki hisse senetlerini 7 yıl içinde kaydileştirmeleri için süre tanınmış ve bu süre 2012’nin sonunda tamamlanmıştı. Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne ilk etapta 150 milyon lira değerinde hisse senedi devroldu.
Piyasa ruhuna aykırı
-SPK’nın bu uygulamasına tepki gösterenler arasında da borsada faaliyet gösteren aracı kurumların yetkilileri de bulunuyor. SPK’nın bu uygulamasının mülkiyet hakkının ihlali anlamına geldiğine dikkat çeken yetkililer, “Yatırımcı Tazmin Merkezi, el konulan bu hisse senetlerini toplu olarak borsada satmaya başladı. Ancak, mülkiyet hakkına aykırı uygulamalar, Türkiye’de ki sermaye piyasasının gelişimine destek değil, köstek olur. Yatırımcılara zamanında kaydettirmediğin için senin hisselerini kamulaştırdık, ardından da borsada sattık, senin elindeki hisselerin sıradan bir kağıttan farkı yok demek, en başta sermaye piyasasının ruhuna aykırı” diyerek, tepki gösteriyorlar.
Yasa ne diyor
-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 13’ncü madde, 4’üncü fıkrası, kaydileştirilmesine karar verilen sermaye piyasası araçlarının Sermaye Piyasası Kurulu’nca belirlediği esaslar çerçevesinde teslimini zorunlu kılıyor. Kaydileştirme kararından sonra teslim edilmeyip, kağıt olarak elde bulundurulmaya devam edilen hisse senetleri ise borsada işlem göremez hale geleceği belirtiliyor. Yasa’da ayrıca, “Kayden izlenmeye başladığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları YTM’ye intikal eder. Bunlar YTM’nin hesabına geçmesinden itibaren üç ay içinde satılır” deniliyor.
Görevi el konulan hisseleri satmak
-YATIRIMCI Tazmin Merkezi, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 83 üncü maddesi birinci fıkrası hükmü ile Sermaye Piyasası Kurulu tarafından oluşturuldu. Bu merkez şimdi, yatırım kuruluşlarının, yatırım hizmet ve faaliyetinden kaynaklanan nakit ödeme veya sermaye piyasası araçları teslim yükümlülüklerini yerine getirememeleri hâlinde, kanun çerçevesinde alınan tazmin kararını yerine getirmek amacıyla kamu tüzel kişiliğine haiz olarak faaliyet gösteriyor ve “kaydileştirme” işlemi yapılmadığı için el konulan hisse senetlerini borsada satıyor.
Paylaş