Paylaş
850 milyon lira yüzünden filmleri kuşa çeviriyorlar
Fadime ÇOBAN
Uzun süre gösterimde kalan filmler, sinemacıların cimriliği yüzünden sinemaseverlere kötü sürprizler yapıyor. Yıpranan filmler sık sık kopuyor, başı sonu birbirine karışıyor. Böyle bir olay en son İstanbul Kanatlarımın Altında filminin Bakırköy Avşar'da gösteriminde yaşandı. Oysa paraya kıyıp, 850 milyon liraya yeni kopya yaptıran sinemacı, seyirciyi bu işkenceden kurtarabiliyor.
Sinemaseverlerin ilgisi nedeniyle aylarca gösterimde kalan ve bunun sonucunda da yıpranan filmler, yapımcı ve ithalatçılarının para hırsı yüzünden kuşa dönüyor. Yapımcıların yıpranan bu filmleri yurt dışına gönderip, 5 bin dolara yani, 850 milyon liraya yeniden kopyalarını çıkarttırmaları gerekiyor. Ancak, sinemacılar bu 850 milyon lirayı ödemek yerine, yıpranan filmleri makaslamayı tercih ediyor. Bunun sonucunda da sinemaseverler, makaslana makaslana kuşa dönmüş, başı sonu birbirine karışmış filmleri izlemeye mahkum oluyor..
Eda Gökçen ve Melike Yini, yapımcısının yeniden kopyalatmak yerine makaslamayı tercih ettiği filmi seyretmek zorunda kalan okuyucularımızdan. Hasılat rekorları kıran ve yapımcısına büyük paralar kazandıran ‘‘İstanbul Kanatlarımın Altında’’ filmini Bakırköy Avşar sinemasında ikinci kez izleme gafletinde bulunmuşlar. Filmdeki bir çok sahnenin kesildiği gibi başıyla sonunun da birbirine karıştığını görmüşler.
YIPRANMASI NORMAL
Gökçen ve Yini'nin şikayetiyle ilgili olarak arkadaşımız Fadime Çoban, ilk önce Avşar Sineması'nın Müdürü Murat Çiçek'le görüştü. Murat Çiçek filmdeki karışıklığı kendilerinin de farkettiklerini ve hemen filmi düzeltip yeniden gösterime verdiklerini söyledi. Filmi Umut Sanat Filmcilik'ten aldıklarını belirten Çiçek, filmin burada ya da daha önce gösterilen başka bir sinemada karıştırılmış olabileceğini ileri sürdü. Filmin kesilmesinin ise mümkün olmadığını vurgulayan Çiçek ‘‘Gösterimde uzun süre kalan filmlerin bazı bölümlerin yıpranması normal. Bir film çok fazla oynatılırsa filmin kenarındaki dişlilerde tamire imkan tanımayan yıpranmalar oluyor. Bu bölümler de makinistler tarafından kesilerek film yeniden birleştiriliyor ve izleyiciye sunuluyor’’ dedi.
MASRAFLIYMIŞ
Arkadaşımız ardından Umut Sanat Filmcilik Genel Koordinatörü Tekin Özerten'le görüştü. Özerten, gösterimden gelen bir filmi başka bir sinemaya göndermeden önce mutlaka kontrolden geçirdiklerini söyledi. Filmlerdeki yıpranmanın doğal olduğuna da değinen Özerten, ‘‘Filmin konusunu fazlaca etkilemeyecek kareler yıpranmışsa bunlar çıkartılabilir. Şayet ana karelerinden biri eksilmişse işte o zaman yeniden kopyalıyoruz. Çünkü, sinema filmleri 5 bin dolara yurt dışında kopyalanıyor. Bu da oldukça masraflı ve bu masraf izleyiciler tarafından karşılanmıyor. Bu nedenle bir çok film kopyalama için yurt dışına gönderilmiyor. Filmcilik şirketleri bunun yerine bünyelerinde bu yıpranmayı giderecek özel elemanlar çalıştırıyorlar. Bazı şirketler de yıpranan bölümleri izleyiciye farkettirmeden kesiyorlar. Ama bazen yıpranma o kadar çok oluyor ki ister istemez izleyici bunu farkediyor’’ dedi.
Nikah fotoğrafı da kaybedilir mi?
Nikah dairelerinde ve düğün salonlarına anlaşmalı fotoğrafçılardan başkasının fotoğraf çekmesine ya da video kaydı yapmasına izin verilmiyor. Ne var ki, ihaleyle kiraya verilen bu salonlarda düğün sahipleri tamamen fotoğrafçının insafına bırakılıyor. Sorumsuzca çalışan fotoğrafçılar sık sık manevi değeri olan bu fotoğrafları kaybediyor, filmi yakabiliyor. Hakan Tabak da, nikah salonunun fotoğrafçısının sorumsuzluğunun kurbanlarından. Beyoğlu Nikah Dairesi'nin anlaşmalı fotoğrafçısı Burak Fotoğrafçılık, şubat ayında yapılan Tabak'ın nikahının negatiflerini kaybetmiş. O günden beri de negatifleri bulup, resimleri basacağını söyleyerek Tabak'ı oyalamış. Hakan Tabak'ın şikayetiyle ilgili olarak Burak Fotoğrafçılık'la görüştük. Burak Fotoğrafçılık'ın yetkilileri, çok ciddi çalıştıklarını ve taşıdığı sorumlulukların farkında olduklarını iddia ederek ‘‘Yaptığımız işin tekerrürü olmadığını biliyorum. Bizim arşivlerimizde hiçbirşey kaybolmaz. Hakan Bey biraz sabırsız. Biraz bekleyin bulayım dedim. Arıyorum, negatifleri bulduğumda resimleri basıp vereceğim.’’ diyerek bizden de biraz süre istedi. Ancak aradan bir ay daha geçtikten sonra ‘‘Filmleri maalesef laboratuara girerken kaybettim. İlk kez! başıma böyle bir şey geliyor. Kontaklarla biraz uğraşıp resimleri basmaya çalışacağım‘‘ dedi.
Tüketicilere yeni bir dernek
İstanbul'da yeni bir tüketici derneği daha faaliyete geçti. Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği adıyla kurulan derneğin başkanlığını Fuat Engin yapıyor. Engin, derneğin yurt çapında şubeler düzeyinde örgütlenerek tüketici bilincinin gelişimine katkı yapmayı amaçladıklarını söyledi. Bilinçli bireyin sadece tüketim konusunda değil, hayatın her alanında örgütlü topluma katkı yapacağına dikkat çeken Engin, ‘‘ Edilgen değil etkin biçimde haklarını bilen tüketiciler ile, sorumluluklarını bilen üretici ve satıcılar oluşturmayı hedefliyoruz’’ dedi. Dernekle irtibata geçmek isteyenler 0216 449 26 26 veya 449 29 29 numaralı telefonları arayabilir.
Posta Kutusu
İSTANBUL'dan Lütfiye Şahin'den, iş gezisi için gittiği İzmir'de yemediği yemeğin parasını tahsil eden La Sera restauran yetkilileri özür diledi.
ANKARA'dan Murat Türkcan'ın Wolswogen marka Golf Sport otomobilinin stop lambası ücretsiz olarak değiştirildi.
İSTANBUL'dan Arzu Öngün Ergene'nin mutfak mobilyaları Tepe Mutfak tarafından onarıldı.
İSTANBUL'dan Suat Akgün'ün Beko çamaşır makinasının onarımı ücretli olarak yapıldı.
İSTANBUL'dan Hikmet Yılmaz'ın Huzur Mağazası'ndan aldığı Nike marka tişörtü Nike tarafından değiştirildi.
İSTANBUL'dan Ayşen Şahmay'ın Ayyıldız mayosu yenisiyle değiştirildi.
SİNOP'tan Şenel Dülger'in Vestel marka buzdolabı yenisiyle değiştirildi
İSTANBUL'dan Ayşe Uslu'nun İstakbal marka koltukları onarıldı.
İSTANBUL'dan Ufuk Uysal'ın Alfa Romeo otomobilinin boya onarımı ücretsiz olarak yapıldı.
ANKARA'dan Ayça Sertyılmaz'ın Gönter Kundura'dan aldığı ayakabısı onarıldı.
Paylaş