Gazetelerde yer alan bir ilanda, Hafsa Ana adlı ürünün kanser ve enfaktüs başta olmak üzere, kısırlık, romatizma, astım, siroz, hepatit-B ve siyatik gibi bir çok hastalığa çare olduğu öne sürülüyor. İlanda ürünü ‘‘çağın korkunç buluşu’’ olarak değerlendiren Prof.Dr.Sami Ongaç ve Prof.Dr. Oğuz Berksoy'un ise bu üründen haberleri dahi yok. İlanı veren firma, adlarını kullanmak için izin alma gereği dahi duymamış. Müjde! Dünyada ki tüm bilim adamlarının yıllardır uğraşıp da bir türlü çözüm bulamadığı hastalıklara çareyi, sonunda bir Türk firması buldu. Haberci adlı bu firma, gazetelere ilan vererek, kanser ve enfaktüs başta olmak üzere, kısırlığa, romatizmaya, astıma, siroza, hepatit-B ve siyatiğe çare olduğunu öne sürdüğü bir ürünü pazarlıyor. Şimdi, ‘‘Bir ürün bu kadar değişik hastalığa çare mi olurmuş?’’ demeyin. Koskoca, profesörler yalan söyleyecek değil ya...ÇAĞIN MÜTHİŞ BULUŞUÇünkü, ilanlarda, Prof Dr. Sami Ongaç ve Prof Dr. Oğuz Berksoy'un bu ‘‘Çağın müthiş buluşuyla’’ ilgili çarpıcı açıklamaları yer alıyor. Bu profesörler, ürünü yere göğe sığdıramıyor. Ongaç, Hafsa Ana adı verilen ürünü ‘‘Çağın korkunç buluşu’’ olarak değerlendirirken, Berksoy, bu ürünün kanser başta olmak üzere siroz, hepatit-B, ülser gibi hastalıklara iyi geldiği görüşünü savunuyor. İsveçli tıp profesörü Eric Askumparc ise, ürün için ‘‘kanserle bile mücadelede tek başına etkili’’ değerlendirmesini yapıyor.Hipokrates'in ‘‘Aldığın ilaç besinin, aldığın besin de ilacın olsun’’ sözleriyle pazarlanan Hafsa Ana Kuvvet Balı'nın 980 gramlık paketi 9 milyon 300 bin, 1960 gramlık ekonomik paketi ise 17 milyon liradan satılıyor.HER DERDE DEVAİlana göre, Hafsa Ana ağız yoluyla alınarak direkt kana karıştığı için, kan dolaşımı yoluyla vucudun bütün organlarına ve dokularına ulaşan bir enerji köprüsü kuruyormuş. Kanı yenileyerek, kan hücrelerini besleyip, hızlı üremelerini gerçekleştiriyor ve kalp yoluyla aort'a yolluyormuş. Bu ana atardamarlardan ayrılan küçük atardamarlar, kılcal damarlar aracılığıyla Hafsa Ana'nın güçlü olarak çoğalıp ürettiği kan ve kan hücreleri bütün vücuda dağıtıyormuş. Kanın taşıdığı oksijen ve Hafsa Ana'nın ürettiği besinler, mineraller ve enzimler, yine Hafsa Ana'nın güçlendirip ürettiği kan hücreleriyle birleşiyormuş. Bu birleşme sırasında da kan hücrelerinde bulunan atık maddeler temizleniyormuş. Bu yolla, zararlıların kana karışımı engelleniyormuş. Karaciğerin, akciğerin, kalbin, böbreklerin, midenin yanı sıra, beyin faaliyetlerini de süratle düzenliyormuş.PROF'LARIN HABERİ YOKArkadaşımız Zeliha Aslan'ın ilanla ilgili olarak görüştüğü Haberci adlı firmanın yetkililerine göre, ürünü ‘‘çağın korkunç buluşu’’ olarak değerlendiren Prof.Dr.Sami Ongaç ve Prof.Dr. Oğuz Berksoy'un Hafsa Ana'dan haberleri dahi yoktu. Çünkü firma, ilanda bu profesörlerin görüşlerine yer verirken, onlarla görüşüp, izin alma gereği dahi duymamışlardı. ANSİKLOPEDİDEN BULMUŞLARPeki, profesörlerin haberi yoksa, bu görüşler ilana nasıl girdi? Firma yetkilileri bu soruya da, ‘‘Ansiklopedilerde var. Biz de bu ansiklopedilerden aldık’’ yanıtını verdiler.Zaten ilan dikkatlice okunduğunda, profesörlerin yaptığı bu açıklamaların Hafsa Ana adlı ürünle ilgili olmadığı kolayca anlaşılabiliyor. Ginseng, polen ve Anzer balını için yapılan bu açıklamaları firma, ansiklopedilerden alarak, sanki Hafsa Ana adlı ürün için söylenmiş gibi ilanlarına konmuş. BAKANLIĞI DA ALDATIYORSağlık Bakanlığı yetkilileri, bu tür firmaların bakanlığı aldatarak, ürünleri için gıda raporu alıp, ilaç pazarlaması yaptıklarına dikkat çekiyor. Yetkililer, bunlarla mücadele ettiklerine de değinerek, ‘‘Her hastalığın ilacı bellidir. Bu tür ilanlar sağlık açısından son derece sakıncalı. Çünkü bu ilanları gören hastalar, umuda kapılıp kullanmaya başlıyor. Bu durumda da hastalığının tedavisi aksıyor. Bazen de hastalığın tedavi edilemez duruma gelmesine yol açabiliyorlar. Hastaların devam ettiği tedaviyi bırakmalarına ya da tedaviye geç başlamalarına neden olan bu tür ilanlara dikkat etmek gerekiyor’’ dediler.Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürü ve Reklam Kurulu Başkanı Mehmet Akif Ersin de, Hafsa Ana adlı bu ürünün daha önce de kuvvet macunu olarak pazarlandığına dikkat çekerek, ‘‘Şimdi adı kuvvet balına çevrilmiş. Biz, Hafsa Ana ile tam iki yıl mücadele ettik. Reklam Kurulu olarak, en ağır cezaları bu ürün için ilan veren firmalara uyguladık. Şimdi, Haberci adlı firmanın ilanını da incelemeye alıyoruz. İnceleme sonucunda gerekli işlemler yapılacak’’ dedi. 45 AYRI BİTKİYerli ve yabancı profesörlere bile şapka çıkartan çağın bu mucizevi ürünü, 45 ayrı bitki ve bitki özünün karışımından meydana geliyormuş. Bunları da, Anzer yöre balı, arı sütü, polen, safran, andiz pekmezi, karanfil, yeni bahar, zencefil, kişniş, havlıcan, anason, sakız ağacı, hardal, tarçın çiçeği, mirsaf, iksir, meyan balı, galanga, krem tartar, kalemibarit, sarıhalili, tiryak karahalili, raziyane, zerdeçup, çörek otu, ravent, kakule, sinameki, vanilya, Hindistan cevizi, darufilfil, kimyon, limontuzu, portakalkabuğu, hıyar, çivit, çöpçini, şenbe udil, kahır ve kebabe oluşturuyormuş.