Ölsün diye çok ilaç sıkınca sinek ölmüyor pazar büyüyor

TÜRKİYE’de belediyelerden tüketicilere kadar sivrisinekle mücadele etmenin bir türlü başarılamaması, haşere ilacı pazarının 30 milyon dolara çıkmasını sağladı. Etiket okuma alışkanlığının olmaması yüzünden hem sivrisinekle baş edemiyor, hem de haşere ilacı üreticilerine her yıl fazladan 10 milyon dolar ödemek zorunda kalıyoruz.

Yanlış uygulamalar yüzünden küçüleceğine sürekli büyüyen pazarın artık yüzde 53’ünü sadece evlerde kullanılan sinek ilaçları oluşturuyor. Bu da, tabletinden likitine, kokulusundan kokusuzuna, kreminden tütsüsüne kadar her ortama uygun üretilen sinek ilaçlarının yanlış kullanımından kaynaklanıyor.

KAÇACAK DELİK BIRAKILMIYOR:

En büyük yanlış, tablet ve likit sivrisinek kovucuların kullanımında yaşanıyor. Gündüz kapatılıp, sivrisineklerin ortaya çıktığı akşam saatlerinde takılması gereken bu cihazlar, sürekli prizde takılı bırakılıyor. Tüketicilerin bu zaafından yararlanan üretici firmalar da, cihazlara açma kapama düğmesi takmayarak, tüketimi körüklüyor. Böyle olunca da, 45 gece koruma sağlaması gereken bir ürün 15 gün bile dayanmıyor. Ayrıca, bu cihazların takılı bulunduğu ortamlarda, kapı ve pencerelerin sürekli açık tutulması gerekiyor. Ancak, sineklerin içeri girmemesi için tam tersi uygulama yapılıyor. Sivrisinekler kaçacak delik bulamadıkları için cihaz işlevini yerine getiremiyor. Likit ve tabletlere boşu boşuna para ödenmiş oluyor.

5 SANİYE YETİYOR:

Kokulu ve kokusuz olarak iki farklı formülle üretilen sprey sinek ilaçlarının kullanımı sırasındaki en önemli yanlış uygulamayı da spreyin sıkış süresi oluşturuyor. Aslında, ilacın 30 metrekarelik bir alanda etkili olabilmesi için 5 saniyelik sıkış süresi yeterli oluyor. Ancak, bu süre uygulamada 15 saniyeye kadar çıkabiliyor. Bu da, uzun süre sıkıldığı takdirde psikolojik olarak ilacın daha fazla etki göstereceğinin düşünülmesinden kaynaklanıyor. Oysa fazla ilaç faydadan çok sağlık açısından zarar verebiliyor. Odanın kapı ve pencereler açılarak, havalandırılması gerekiyor. Bu da, sineklerin ilaçlanmış ortama girmesine yol açabiliyor.

EKLEMLERE SÜRMEK:

Sivrisineklerden açık havada korunmak için kullanılan krem ve losyonlardaki yanlış uygulama da ürünün vücutta açık kalan her yere sürülmesinden kaynaklanıyor. Oysa, sinek ve sivrisinekler, kan emmeden önce salyalarını özellikle vücuttaki bilek, ense gibi eklem yerlerine şırınga ediyor. Bu nedenle, korunmak için ürünü sadece vücudun eklem yerlerine uygulamak yeterli oluyor.

EN FAZLA NE SATILIYOR:

Bu yanlış uygulamalar yüzünden aşırı tüketimin gerçekleştiği Türkiye’de, haşere ilaç pazarının yüzde 53’ünü sinek ilaçları oluşturuyor. Bunun da, yüzde 25’ini tablet ve likitler, yüzde 22’sini de sprey ilaçlar elinde bulunduruyor. Açık havada korunma sağlayan losyon, krem ve tütsülerin payı da yüzde 6’yı buluyor.

PAZAR PAYLARI:

İrili ufaklı 100’e yakın firmanın yer aldığı pazarda Raid, Baygon ve Off markasıyla Sc Johnson Wax, yüzde 52’lik payı elinde bulunduruyor. Detan ve Defans’ı üreten Eczacıbaşı Girişim AŞ’nin payı da yüzde 15’i buluyor. Türkiye’nin ilk sineksavar tabletlerini 1983 yılında üreten EsemMat da yüzde 9’luk pay alıyor. Sheltox’u Shell firmasından devralan Tekfen’in ürettiği Fentox’un payı da yüzde 7’ye ulaşıyor.

Tüketici kokusuz spreye güvenmiyor

Son 5 yıldır satışa sunulan kokusuz sinek ve böcek öldürücülerin tüketicinin güvenini kazanamadığına değinen Raid Pazarlama Müdürü Burak Destici, ‘Türkiye’de haşereyi öldürenin, ilaçtaki koku olduğuna inanılıyor. Bu inanış da piyasaya sürülen kokusuz ilaçlara güven oluşmasını engelliyor. Hatta, kokusuz spreylerin haşereyi öldürmeyip, sadece bayılttığına da inanılıyor. Oysa kokulu ve kokusuz ürünler arasındaki tek farkı, birinin solvent, diğerinin su bazlı olması oluşturuyor. Uçan haşere öldürücü spreyler toplam satıştan aldığı pay, yüzde 22 olmasına karşın kokusuz spreylerin bundan sadece yüzde 4’lük pay alıyor’ dedi.

Tek likitle tüm yaz koruma

EsemMat’ın üreticisi Sınai Kimya’nın Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Bayraktar ‘90 gece etkili likit sivrisinek kovucusu EsemMat Likit’i piyasaya sürdük. Böylece, 45 gecelik likite oranla yalnızca yüzde 20 pahalı olan bu ürün tüm yaz boyunca sivrisineklere karşı koruma sağlıyor’ dedi.

Böceklerde toplu katliam dönemi

Sektördeki düşük fiyatlı ürünlerin sağlık açısından sakıncalı olduğuna dikkat çeken Eczacıbaşı Girişim Pazarlama Genel Müdürü Şefik İşeri, Sağlık Bakanlığı Yönetmeliklerine uygun üretilmemiş bu ürünlerin hem haşereyi öldürmediğini hem de içindeki aktif maddenin dozu ayarlanamadığı için insan sağlığına zarar verdiğini savundu. Bu ürünlerle rekabet edemek için hem güvenilir hem de ucuz ürünler sunmaya çalıştıklarını vurgulayan İşeri, ‘Bilinçli tüketici artık, işleve de önem veriyor. Ucuz ancak amacına hizmet etmeyen ürünlere para vermek istemiyor. Biz de bu beklentiyi karşılayabilmek için yeni bir ürün geliştirdik. Detan Maxi ile haşerelere karşı uzun süreli çözüm sunan Detan Maxi’yi tüketicilerin beğenisine sunduk. Formülündeki su içinde dağılmış bulunan mikrokapsüller sayesinde hamamböceği, karafatma, karınca, pire, akrep, örümcek gibi tüm yürüyen haşereleri öldüren bu ürün insanlara, hayvan ve bitkilere zarar vermiyor. Detan Maxi’nin mikrokapsüllerine bulaşan böcekler, yuvalarına birer saatli bomba olarak dönüyor. Bu da böceklerin sıradan spreyler gibi teker teker değil, tümünü topluca imha etmesini sağlıyor. Bu etki 6 aya kadar sürüyor’ dedi.