HER 100 kullanıcıdan 10’unun şifresini başkalarıyla paylaştığı Türkiye’de, zorunlu şifre uygulamasıyla sorumluluk, bankadan kredi kartı kullanıcısına kayıyor.
Önümüzdeki pazar gününden itibaren, şifrenin paylaşımı yüzünden gerçekleştirilecek dolandırıcılıktan bankalar sorumlu tutulamayacak, zararı kart sahibi üstlenmek zorunda kalacak.
KAYIP, çalıntı ve sahte kredi kartı kullanımını önlemek için geliştirelin Chip and PIN uygulamasının zorunlu olarak uygulamaya konulacağı Türkiye’de son haftaya girildi. Önümüzdeki pazar gününden itibaren kredi kartlarında imza, tarihe karışacak, işlemlerde sadece şifre geçerli olacak. Bu da, her 100 kullanıcıdan 10’unun şifresini başkalarıyla paylaştığı Türkiye’de, kredi kartı kullanıcılarının sorumluluğunu daha da artıracak. Bundan böyle, şifrenin paylaşımı yüzünden gerçekleştirilecek dolandırıcılıklardan bankalar sorumlu tutulamayacak. Mağduriyetin giderilmesi için sigortalar da devreye girmeyecek. Şifre kullanılarak gerçekleştirilen dolandırıcılıklarda kart sahipleri, zararı sineye çekmek zorunda kalacak.
KOLAYCILIK YÜZÜNDEN: 55 milyon banka, 33 milyon da kredi kartı bulunan Türkiye’de şifre paylaşım oranının yüzde 10’ları bulduğunu söyleyen Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Sertaç Özinal, "Türk tüketicilerinin kredi kartı şifresini paylaşma alışkanlığı, kolaycılıktan ve karşısındakine güvenmesinden kaynaklanıyor. Bu da, genellikle işyerlerinde yöneticilerin kartla birlikte şifrelerini de vererek çalışanlarına ya da güvendikleri kişilere para çektirmelerinden kaynaklanıyor. Ayrıca, en fazla uygulanan yöntemler arasında restaurant ve marketlerde şifre girme işleminin kasiyer ve garsonlara bırakılması oluyor. Chip and PIN uygulamasının zorunlu olarak başlamasından itibaren, kart kullanıcılarının şifre paylaşım alışkanlığınından da kurtulması gerekiyor. Aksi taktirde, şifre kullanılarak gerçekleştirilen kart dolandırıcılıklarında sorumlu kullanıcılar olacak" dedi.
ŞİFRE YÜZDE 76’YA ÇIKTI: Bankaların mayıs ayı sonuna kadar yaptıkları 580 milyon dolarlık yatırımları sonucunda kredi kartlarının ve POS cihazlarının yüzde 98’inin çipli ya da çip uyumlu hale getirildiğine de değinen Sertaç Özinal, "Bu oran, 3 ay önce yüzde 35 olan ATM’lerde yüzde 78’e kadar çıktı. Artık, Türkiye’de kart işlemlerinin yüzde 76’sı şifre girilerek gerçekleştiriliyor. Geri kalanı da işin POS cihazını müşterinin yanına götürmek yerine kolaya kaçmayı seçen kafeterya, restoran gibi iş yerleri oluşturuyor" dedi.
AMACA ULAŞILDI: 15 Şubat 2006’da zorunlu çip uygulamasını başlatan İngiltere’de 1.5-2 milyar paundluk yatırım yapılmasına rağmen dolandırıcılık işlemlerinde ancak yüzde 25’lik azalma sağlanabildiğine de dikkat çeken Özinal, "Bizde bu oran daha şimdiden yüzde 55’lere ulaştı. Yıl sonu hedefimiz yüzde 60’ı yakalamak" dedi. Bunun da dolandırıcılığın çip uygulamasına geçen ülkelerden geçmeyen ülkelere kaymasından kaynaklandığını savunan Özinan, "Şayet Türkiye’de şifre uygulamasına geçmemiş olsaydık, 20 milyon dolar olan kredi kartı sahtekarlıklarının boyutu, 80-100 milyon dolarlara ulaşacaktı. Oysa, çip uygulaması sayesinde dolandırıcılıkların boyutunu, 12 milyon dolara kadar çekmeyi başardık" dedi.
YURTDIŞINDA İŞYERİ SORUMLU: Ocak 2005 tarihinde alınan karar nedeniyle "uluslararası platformda sorumluluk devri kuralı"nın uygulamaya konulduğuna da değinen Sertaç Özinal, "Bu kural, Türkiye gibi şifre uygulamasına geçen ülkelerde kullanılan kartlarla geçmeyen ülkelerde yapılan harcamalarda sorumluluğu, işyerlerine kaydırıyor. Böylece, yurt dışında yaşanacak dolandırıcılık olaylarında şifreli kart sahiplerinin riski bulunmayacak" diye konuştu.