Paylaş
KÜLTÜR Bakanlığı'nın yaptığı son zamla Türkiye'deki müzeler, Avrupa'da pahalılık rekoru kırdı. Paris'teki Louvre Müzesi 4 milyon 300 bin liraya, Londra'daki British Museum ise bedavaya gezilirken, Harem Dairesi'yle birlikte Topkapı Sarayı Müzesi'ni gezmek 11 milyon lirayı buluyor. Aspendos, Perge, Ayasofya'yı görmek ise en az 7 milyon liraya mal oluyor.
SEYAHAT acentalarını, gazetelere yarım sayfa ilan vererek Kültür Bakanlığı'nı ‘‘protesto etme’’ye kadar götüren Türk müzeleri, Avrupa'nın en pahalı gezilen müzeleri arasına girdi. Dünyanın en büyük müzelerinden Paris'teki Louvre, 4 milyon 300 bin liraya, Picasso'nun müzesi 4 milyon 400 bin liraya, Amsterdam'daki Van Gogh müzesi 3 milyon 400 bin liraya, Londra'daki British Museum bedavaya gezilebilirken, Topkapı Sarayı başta olmak üzere Aspendos, Perge, Ayasofya'yı gezmek en az 7 milyon liraya mal oluyor. Türkiye'den kaçırılan Zeus Sunağı, Berlin'deki Pergamon Museum'de 3 milyon 800 bin liraya görebilirken, Sunağın kalıntısı ise Bergama'da 4 milyon liraya gezilebiliyor. Şayet, müzeyle birlikte antik Pergamon kentinin tamamı gezilmek istenirse, bu kez 11 milyon 500 bin lira ödenmesi gerekiyor.
REKOR FİYATLAR
Arkadaşımız Zeliha Aslan'ın yaptığı araştırmaya göre, giriş ücreti 7 milyon lira olan Topkapı Sarayı Müzesi de Harem dairesiyle birlikte 11 milyon liraya gezilebiliyor. Müzenin yanı sıra ören yeri, yamaç evleri ve St.Jan Anıtı'yla birlikte Efes'i gezmek ise 19 milyon liraya mal oluyor. Antalya çevresindeki müze ve ören yerlerini gezmek için ise rekor düzeyde ücret ödemek gerekiyor. Antalya'da ki Arkeoloji Müzesi, Aspendos, Perge, Phaselis, St. Nicolas Kilisesi ve Olimpos'dan oluşan bir kültür turu gerçekleştirmek istendiği taktirde sadece giriş ücretlerinin toplamı kişi başına 34 milyon lirayı buluyor.
KIZDIRAN TARİFE
Kültür Bakanlığı'nın müze ve ören yerlerine yaptığı bu son zamla Avrupa'nın en pahalıya gezilen müzeleri konumuna getirmesi, Körfez Savaşı'nın ardından, terör, deprem ve ekonomik krizden yara alan turizmcileri çileden çıkardı. ‘‘Bizi kim destekleyecek’’ başlığıyla Kültür Bakanlığı'nı protesto eden ilanları gazetelere veren Türkiye Seyahat Acentaları Birliği TÜRSAB, ilanlarında Kültür Bakanlığı'nı yıl içinde fiyatlara birkaç kez zam yaptığına yer veriyor. Ayrıca, Kültür Bakanlığı'nı indirim oyunu yapmakla da suçlayan TÜRSAB, ilanlarında ‘‘10 milyar dolar döviz girdisi, 10 milyon kişiye de aş ve iş sağlıyoruz. Bu sektörü kim destekleyecek? Tarihi ve kültürel değerlerimizin kendi insanımıza tanıtılması engelleniyor. Bu sektörü kim sahiplenecek?’’ diyor.
TEPKİNİN NEDENİ
Seyahat acentalarını ‘‘protesto’’ ilanlarına kadar götüren tepkinin nedeni, Kültür Bakanlığı'nın geçtiğimiz Temmuz ayında açıkladığı bu yılki turizm sezonunda uygulanacak müze ve ören yerlerine giriş ücretlerini yeniden değiştirmesinden kaynaklandı. Yeni fiyat listelerinde bir çok müzede indirim uygulanıyor imajı verilmesine rağmen, en fazla tercih edilen müzelerin fiyatları yüzde 35'lere varan oranlarda zamlandı. Bu da, 800 dolarlık kültür turlarında fiyatların 32 dolar (22 milyon lira) artmasına yol açtı.
Talay: Müzelerimiz ucuz
KÜLTÜR Bakanı İstemihan Talay, son zamma rağmen Türkiye'deki müze ve örenyeri giriş ücretlerinin, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere dünyayla kıyaslandığında ucuz kaldığı görüşünü savunuyor. Talay, ‘‘Zamla elde edilen gelirler, müze ve ören yerlerinin restorasyonu, temizliği için harcanıyor. Utandığımız manzaradan kurtulunca, turist daha çok gelecek ve uzun vadede TÜRSAB da kazançlı çıkacak’’ dedi.
Müze giriş ücretlerinin daha önce belediyeler, Kültür Bakanlığı ve Hazine arasında paylaşıldığına da dikkat çeken Talay, ‘‘Biz Yasa'da değişiklik yaparak, daha önce yüzde 45 oranındaki belediye payını 1998'de yüzde 5'e indirdik. Hazine payı da yüzde 10'a indi. Dolayısıyla, giriş ücretlerinin yüzde 85'i Kültür Bakanlığı'nda kalıyor. Bu değişiklikte, kültürden gelen kaynak, kültürde kullanılacak’’ dedi.
Türkiye'de müze ve örenyeri giriş ücretlerinin Avrupa Birliği başta olmak üzere dünya ülkelerine göre çok düşük seviyelerde olduğunu da savunan İstemihan Talay, ‘‘Kaynak yaratmak için diğer dünya ülkelerindeki düzeylere yükseltmeye çalıştık. Çünkü, bir Kültür evi mekanı niteliğindeki bu yerler, harap, kırık-dökük, pis-kirli ve bizi adeta dışarıya karşı mahçup edecek özellikte idi. Doğal olarak Topkapı, Ayasofya, Yıldız Sarayı, Antalya'daki ören yerleri, ve diğer tarihi yerlerin onarımı için bu kaynakları kullandık. Turistlerden yüzümüzü kızartmayacak bir noktaya yükseltmeye çalıştık. Bu konuda, daha yapacak çok şey var’’ diye konuştu.
Seyahat acentalarının da fiyatlarını müze ücretlerine göre ayarlamasını isteyen Talay, ‘‘Dünyanın her yerinde kültür turizmi pahalıdır. Bedelini ödemekden çekinmezler. Dolayısıyla gelecek yıl bu fiyatı daha da artırıp, Avrupa Birliği ve dünya fiyatları ile uyumlu hale getireceğiz’’ dedi.
Talay, 2000 yılında restorasyona bu gelirlerden yaklaşık 6 trilyon lira harcandığını belirterek, ‘‘Bu yolla yaklaşık 12 trilyon lira gelir geldi. Bu gelir, müze ve ören yerleri temizliği ve restorasyonu, döner sermaye hizmetleri, personel ücretleri, el sanatlarını geliştirme, yurtiçi ve yurtdışı eserleri destekleme gibi alanlara harcanıyor. Bu gelir, 1997'de 1.8 trilyon liraydı, üç yılda 12 trilyon liraya çıkardık’’ dedi.
Süleyman DEMİRKAN/ANKARA
Paylaş