Paylaş
Şebnem Hoca ile geleceğin mesleklerinden, değişen meslek kavramına; verinin artan öneminden, yapay zekanın işleri nasıl etkileyeceğine; büyük veri yapay zeka ilişkisinden, yeni yetkinliklere kadar pek çok güncel ve merak edilen konuya yönelik keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu söyleşide, Şebnem Hoca daha bu hafta MIT’nin Geleceğin İşleri Zirvesi’nde öne çıkan bir mesleği de ilk defa hurriyet.com.tr okurları için paylaştı: “Remote Specialist”, yani Uzaktan Çalışma Uzmanı…
Üzerinde detaylı tartışılması ve düşünülmesi gereken bir çok önemli tespit barındıran bu söyleşiyi bir video analiz ile de devam ettireceğiz…
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Şu an vardığım noktaya gelmemi sağlayan sanırım lisans mezuniyetim; matematik bölümü. Üniversite tercihlerimi “nasıl bir bölüm tercih edersem, 5 yıllık ve 10 yıllık süreçte geçerli olur, potansiyelini kaybetmez?” sorusunu sorarak belirlemiştim. Nitekim matematik sayesinde özel sektör tecrübesi kazandım, sonrasında akademiye geçiş yaptım, doktora sonrası araştırmalarım için Amerika’ya gittim. Halihazırda İstinye Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü’nün Bölüm Başkanlığı görevini yürütüyorum. Aynı zamanda Amerika’nın önde gelen üniversitelerinden olan MIT’nin Yapay Zeka ve Bilgisayar Bilimleri Laboratuvarı’nın araştırma işbirlikçisiyim. Futuristler Derneği’nin de Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum.
Mesleklerin Geleceğine yönelik ülkemizde en detaylı araştırmaları gerçekleştiren ve bu alanda yayınlar yapan bir akademisyensiniz. Kitabınız için araştırmalarınız ve Dünya Ekonomik Forumu'nun son yayınlanan "Geleceğin Meslekleri" raporu doğrultusunda, yakın gelecekte öne çıkacak meslekler, Sizce neler olacak?
Teşekkür ederim. Doç. Dr. Deniz Kılınç ile birlikte yazdığımız “Geleceğin Meslekleri” kitabında, bir gün insanların seyahat etmekten korkabileceği ve sanal seyahat fikrinin Artırılmış Gerçeklik Seyahat Oluşturucu/Tasarımcı’yı ortaya koyacağını belirtmiştik. Tabii bunu söylerken COVID-19 aklımızda yoktu. Öyle ki, uzak bir zaman diliminde var olacağı öngörülen geleceğin meslekleri, Dünya’daki değişimle sanılandan çok daha yakın bir zamanda ortaya çıkmaya başladı.
Birkaç gün önce MIT’nin Geleceğin İşleri Zirvesi’ne katıldım. Hemen oradan bir örnek vereyim: “Remote Specialist”. Şu anda eğitimden sağlığa, çalışma hayatına, hatta eğlenceye kadar pek çok süreç uzaktan yürütülüyor. Ancak tam bir deneme yanılma yöntemi güdülmekte. Uzaktan yürütülen işlere ya da süreçlere dair bir tanımlamamız yok, bilakis tüm uzaktanlığın geçici olduğuna o kadar inanıyoruz ki, bizi idare etsin yeter düşüncesiyle hareket ediyoruz. Oysa MIT bakışı, uzaktan süreçlerin yeni bir uzmanlık alanı oluşturacağı yönünde. Hatta oldukça geniş bir uzmanlık.
“Remote Specialist”; eğitimde, eğlencede, kısacası her sektörde uzaktan yürüyen süreçlerin verimli olmasını sağlayacak olan kişi. Dolayısıyla bu yeni meslek/iş türü önemli bir talebi barındırıyor olacak. Gelecekte muhtemelen meslek kavramı da değişecek. İhtiyaçlar, ihtiyaçları görebilen bireyler ve bu bireylerin bu ihtiyaçları karşılayan çözümlerinden bahsediyor olacağız meslek olarak. İsmine her ne dersek diyelim, şunu unutmayalım: Geleceğin dünyası veri ile şekilleniyor olacak.
Yapay zekanın kullanım alanları doğrultusunda da araştırmalar gerçekleştiriyorsunuz. Yapay Zeka nereye gidiyor? Turing testi geçildi mi? Yapay zeka hangi meslekleri ya da sektörleri derinden tehdit ediyor?
Yapay zeka, biz araştırmacıları öyle çok heyecanlandıran ya da mutlu eden bir noktada değil. Çünkü oldukça veri bağımlı bir yapay zeka ile karşı karşıyayız. Evet, daha önceki yıllara göre algoritmaların performansları, makineler oldukça iyileşti, kuvvetli hale geldi. Ancak yine de veri olmadan yapay zeka üretebilmek mümkün değil. Turing Testi henüz geçilemedi. Hatta DeepFake teknolojileri bu testin geçilmesini giderek daha da zorlaştıracak gibi gözüküyor. Tüm bu zayıflığına rağmen yapay zekadan etkilenmeyecek meslek bence yok. Az ya da çok her meslek grubu bundan etkilenecek ve dönüşüme uğrayacak.
Mesela avukatlık. Halen klasik alanlarda avukat olmayı hayal ediyorsanız, dava dosyalarını veri kümesi olarak kullanan, öğrenen; öğrendiği sonuçlara göre gerekçeler ve olası kararlar sunan yapay zekalar var. Daha da çoğalacaklar. Bu avukatlık mesleği yok olacak anlamına gelmiyor. Sadece o klasik alanlarda eskisi kadar çok avukata gerek olmayacak demek. Yapay zekanın avukatlık mesleği üzerindeki bu istihdam azaltıcı gücüne karşın, farklı potansiyelleri ortaya çıkaracağı da açık. Mesela yapay zeka/algoritmalarla insanlar arasındaki davalar, hukuki meseleler. Bunların nasıl çözüleceği büyük bir muamma. Bu tarafıyla avukatlık mesleğine bakacak olursak da muazzam bir istihdam potansiyeli oluşacağını söyleyebilirim.
Yapay zeka bu derece popüler ve iş dünyasının da en büyük gündem maddelerinden biri haline gelmişken, bu sene açıklanan Dünya Ekonomik Forumu Geleceğin Meslekleri raporunda neden büyük veri analizinin gerisinde yer aldı?
Bu pek sorulmamıştı, öncelikle gözleminiz için sizi kutlarım. Çok kritik bir noktaya değindiniz. Evet yapay zeka bu kadar önemli ve popülerse neden ilk sıradan ikinci sıraya geriledi? Cevap çok basit: Veri. 2019’un son çeyreğinde yayınlanan raporlar, o yıl içinde büyük hayallerle yapay zekaya önemli yatırımlar yapan şirketlerin nasıl başarısız olduklarını gösterdi. Bu başarısızlığın ana nedeni ise yapay zekanın gıdası olan verinin ihmal edilmesi idi. Elimizdeki yapay zeka, veri yoksa çalışmayan, kalitesiz, doğru toplanmamış, yanlı veriden öğrenmiş ise yanlış sonuçlara götürebilecek kapasitede. Bu da ister istemez yapay zeka üretmek isteyen her kurumu, şirketi, veriyi incelemek, irdelemek zorunda bırakacak. Aynen bir çocuğu besler gibi, önce kaliteli veriyi/gıdayı oluşturacaksınız ki, o çocuk da, yapay zekanızda doğru bir biçimde büyüsün.
İşte tam bu nedenle, Dünya Ekonomi Forumu Geleceğin İşleri Raporu (2020) ilk sırayı veri bilimi ve analitiğine ayırdı. Raporun geçen seneki versiyonunda yapay zeka birinci sırada idi. Tam o zamanlarda, verinin öneminin yapay zekayı geçeceğini okumuş ve İstinye Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü’ndeki derslerimizi veri ağırlıklı hale getirmiştik. Şimdi öğrencilerimize, Veri Bilimi, Derin Öğrenme vb. derslerle ve veride uzmanlaşabilme imkânı sunan projelerle geleceğin çekirdek becerisi olan veriyi, veri okuryazarlığını kazandırıyoruz.
Ergi Şener Yapay zekaya yönelik Elon Musk'ın endişelerine katılıyor musunuz? Yapay zeka insanlık için en büyük tehditlerden biri olabilir mi? Yapay zeka ile nasıl işbirliği sağlamalıyız?
Pek katılmıyorum. Zaten insan varken başka büyük tehlikeye de gerek kalmıyor. 100 gr. virüs sağ olsun, dışarı çıkamadığımız tüm o dönemlerde dünya/doğa iyileşecek, yenilenecek vakti buldu. İşin felsefesi bir yana, elimizdeki yapay zeka, yapay dar zeka, kimse için tehdit oluşturacak durumda değil. Tehlikeli sonuçlara neden olmasının ana nedeni, yine insan, insanın veriyi toplama ve işleme biçimi. Kısacası elimizdeki yapay zeka sadece bir araç/araba. Biz direksiyonu veri sayesinde nereye çevirirsek oraya gidiyor. Peki bir gün insan seviyesinde bir yapay zeka geliştirilirse ne olur? İşte o zaman insanlık belki de tüm yaptıklarının hesabını vermek zorunda kalabilir. Sonuçta kendi keyfi, zevki için türleri yok etmedi mi? Kendi türünü köleleştirmedi mi? Hala doğada 10.000 yılda bile zor çözündüğünü bildiği naylon torbaları kullanmıyor mu? Bir evdeki yaramaz, şımarık çocuğu düşünün, zamanı geldiğinde yaptıklarından dolayı hiç mi ceza almaz? Dünyamız evimiz. Bu evin yaramaz ve şımarık çocuğu, insanoğlunun, bu kadar fütursuzca davranması ne kadar daha kabul edilebilir? Bir gün yok edilmekten korkuyorsak, davranışlarımızı düzeltmeliyiz.
Elon Musk'ın son dönemlerde açıkladığı Neuralink de oldukça ses getirdi ve pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Neuralink'i nasıl yorumluyorsunuz?
Beyin implantı ve insan-beyin ara yüzleri eski bir araştırma alanı. Neuralink bu alandaki pek çok projeden bir tanesi. Bana göre onu diğerlerinden ayıran ana nokta, düğme biçimindeki beyin implantı değil; ya da bu implantın domuzlar üzerinde başarılı bir biçimde çalışması da değil. Bu projenin ayırıcı noktası, cümle aralarında zikredilen hedef. Elon Musk o akşamki lansmanda “saç telinden daha ince tellerle beyni sarıyoruz. Bu teller beyni dinleyen mikrofonlar gibi veri toplayacaklar” dedi. İşte bu cümle en önemli bilinmezden, beyinden belki de tüm cevapları bulabileceğimiz veriyi derlemek demek. Böylesi bir veri, beyne dair bildiklerimizi değiştirebilir, bilinç gibi, sezgisel karar verme gibi karanlıkta kalan noktalara yeni bir bakış katabilir. Neuralink, başarısız olsa bile, sadece veriyi toplama amacı ile büyük bir değişim başlatabilir.
Yapay zekanın hızlı gelişimi ile ortaya çıkan yeni soruların yanıtlarını nasıl bulacağız?
Şu an bulamıyoruz. Veriyi çeşitlendiriyoruz, yeniden veri topluyoruz vs. vs. Mesela önümüzdeki 3 yıl içinde yönetim seviyesindeki koltuklardan birinin makineye/yapay zekaya devredeceğimiz biliniyor. Buradaki beklenti yapay zekanın insana göre daha önyargısız ve şeffaf kararlar üretebileceği yönünde. Ancak bu beklentiyi zora sokacak örnekler var önümüzde. Mesela en son büyük bir coşkuyla karşılanan GPT-3 modeli, dinlere karşı önyargılı. Bu tarafından bakarsak yapay zekanın özellikle önyargı geliştirmesini engellemek için hala çabalıyoruz, hatta çırpınıyoruz. Bu olumsuz durumun tek iyi bir tarafı var: Yapay zekaya dair tüm bu sorunlar ve bu çabalamamız yeni meslekler/işler doğruyor: Mesela Bias (önyargı/yanılgı/sapma) Tespit Uzmanı, Yapay Zeka Açıklanabilirlik Denetçisi…
Yaşadığımız değişim sürecinin ve artan dijitalleşmenin etkisiyle gelecekte öne çıkacak yetkinlikler neler olacak? Gençlerin kendilerini geliştirmeleri için tavsiyeleriniz neler olur?
En önemli yetkinlik değişime adapte olabilmek. Güçlü olanın hayatta kaldığı dünyadan, adapte olabilenin, değişime karşı kucaklayıcı olabilenin dünyasına geçtik. O nedenle her yeni teknolojiyi deneyimlemek, bir teknoloji grubunun esiri olmadan, alıştıklarımızın dışındakilere de uyum sağlayabilmek son derece önemli. Gençlere en önemli tavsiyem, veri okuryazarlığı alanında kendilerini geliştirmeleri ve aktif öğrenenler olmaları olurdu. Geleceği yorumlamak, futuristik bir bakış açısıyla inceleyebilmek, bugünden hazırlanmak ve açık fikirli olmakla başlıyor. Tam bu noktada Futuristler Derneği’nin gelecekte kendilerine yön bulmaya hazırlanan arkadaşlara önemli imkanlar sağladığını, yurt dışında “Geleceğin Bilgisi” adıyla yıllardır verilmekte olan dersleri ülkemiz gençlerine sunduklarını da eklemek isterim.
Paylaş