Paylaş
Çağlayan, geçtiğimiz hafta da Türkiye-Azerbaycan-Nahçıvan İş Forumu için yola çıktı. Nahçıvan’da temaslarda bulunan Çağlayan, dönüş yolunda Hürriyet Muhabiri Zeynep Şafak’ın da bulunduğu bazı gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Aydan bile dönmüş olurum
Çağlayan, gökyüzündeki bu keyifli yolculuk sırasında eskiden uçak yolculuğundan kaçtığını esprili bir dille anlattı. Görev yaptığı süre boyunca yaptığı kilometrelerle aya gidip gelmesine az kaldığını söyleyen Çağlayan, şunları aktardı:
750 bin kilometre yaparım
“Mart’ta, yani seçimlerden önce aydan dönmüş olmam lazım. Dünya ile ay arası 370 bin kilometre. Bugüne kadar 440 bin kilometre yaptım. Seçimlere kadar 750 bin kilometreyi bulacağım.”
Bir ay uyuyarak dinlenecek
Bu çalışmaları nedeniyle oldukça yorulan Çağlayan, bakanlık görevi bitince en az bir ay uyuyarak dinleneceğini söyledi. Çağlayan, bugünlerde ise Hong Kong, Çin ve Japonya’yı kapsayan Uzakdoğu temaslarını sürdürüyor.
Sırada 23 ülke daha var
Çağlayan, 2010 yılı sonuna kadar Polonya, Türkmenistan, Fransa, Dubai, İsviçre, Fas, Singapur, Tayland, Güney Kore, Vietnam, İran, Nijerya, Mali, Nabibya, Uganda, Kenya, Sudan, Tunus, Mekke, Fildişi, Gana, Nijerya ve Etiyopya gibi 23 ülkeye ticari çıkarma yapacak. Uyuyacak gibi görünmeyen Çağlayan, böyle giderse önümüzdeki dönemde aya birkaç kez gidip dönecek
Diplomasi masasından tiyatro sahnesine
TÜRKİYE gibi stratejik bir coğrafyada en zor görevi Dışişleri Bakanlığı çalışanları üstleniyor. Onlara bir anlamda Türkiye’nin son dönemdeki aktif dış politikasının görünmeyen kahramanları diyebiliriz.
Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapanlar son zamanlarda hünerlerini bir taraftan diplomasi masasında, diğer taraftan tiyatro sahnesinde sergiliyor.
Bürokrasi koridorlarının yoğun havasından sıyrılmak isteyen Dışişleri Bakanlığı’nın vefakâr çalışanları, kendilerini tiyatro sahnesine atıyor. Bakanlığın adını sosyal anlamda da dünyaya duyurmak isteyen memur ve bürokratlar, tiyatro sahnesinin tozunu yutuyor. Tiyatroyla hayata bakış açılarını değiştiren Dışişleri çalışanları, Türkiye’nin dış politikadaki yüzünü de “sıfır sorun” ilkesiyle yürütüyor.
Ankara’da görev yapan tüm bürokratlara “sanat dolu bir yaşam” dileğiyle.
Hangisi doğru
CUMHURİYET Bayramı coşkusunu Geçen hep birlikte yaşadık. O gün herkes başta Çankaya Köşkü’nde verilen resepsiyon olmak üzere kutlamalara kilitlendiği için gözden kaçan bazı ayrıntılar da oldu. Bunlardan birisi de Meclis’te Hürriyet’in deneyimli foto muhabiri Hasan Tüfekçi’nin objektifine yansıdı.
Biraz daha özen
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kutlamaları kabul ettiği Meclis’te Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in yerini belirleyen isim tabelasındaki küçük bir yanlışlık gözden kaçmadı. “Genelkurmay Başkanı” şeklinde yazılması gereken ifade ayrı olarak “Genel Kurmay Başkanı” şeklinde yazıldı. Gözden kaçmış da olabilir, ancak Türkçe’nin doğru kullanımı konusunda öncü rol üstlenmesi gereken Meclis Başkanlığı’nın daha özenli olması gerekmez mi?
Paylaş