Paylaş
Konuyla ilgili bir de fotoğraf vardı.
Yıl; 1990-1998
Bandırma Ticaret Odası’nda görev aldığım yıllarda zeytinyağı konulu seminerlere gidiyor konuyla ilgili görüşlerimi açıklıyordum.
İlk olarak 1990 yılında İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği “Zeytin ve Zeytinyağı Semineri”ne katılmıştım.
Seminerdeki panelin ana konusu; zeytinyağı tüketimi ülkemizde neden çok az idi. Mesela Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi zeytin üreticisi ülkelerde kişi başı tüketim 14-15 kg. iken yine bir zeytin ülkesi olan ülkemizde sadece 1 kilo 500 gram idi. Uzun süren panelde yabancı katılımcılar olduğu gibi tanınmış zeytinyağı üreticileri de vardı ve zeytinyağın insan sağlığına faydaları uzun uzun anlatılmıştı.
NELER YAPILMALI?
Sonunda; böyle güzel bir gıda maddesi Türkiye’de neden çok az tüketiliyor diye soruluyordu.
Konuşma sırası bana gelince şöyle demiştim: ”Şu anda toplantıda hem ayçiçeği yağı, hem margarin, hem de zeytinyağı üreten firmalar bulunuyor ama yazılı-görsel basında hep margarin ve ayçiçeği yağı reklamları yapılıyor; neden zeytinyağı ile ilgili hiç tanıtım reklamı yapılmıyor. Hele konserve üreten bir firma var ki daha önce adı üstünde, “zeytinyağlı dolma ve zeytinyağlı pilaki” konserveleri zeytinyağı ile üretilirken şimdi ayçiçeği ile üretiliyor; bu takdirde böyleyken zeytinyağı tüketimi nasıl artsın?”
O yıl televizyonda “hafif kalkarsınız” sloganıyla yemek yiyen aile ayçiçek yağı ile yemek pişirdiği için havalara kalkıyor gösteriliyordu!..
Hal böyle olunca ülkemizde zeytinyağı tüketimi neden çok düşük diye sormadan önce tüketimin artması için ne yaptık ki desek daha doğru olmaz mıydı?
Zeytinyağı ile ilgili ikinci ilginç olay Ayvalık Cunda Adası’nda yaşandı ve herkes hem şaşırmış hem de çok gülmüştü.
İstanbul, Burhaniye’den sonra Ayvalık’ta da zeytinyağı ile ilgili bir panel düzenlenmişti.
Konu; daha önceki panellerde olduğu gibi zeytinyağı tüketiminin artması için neler yapılmalıydı.
Toplantı sonrası Cunda Adası’nda tanınmış bir otelde yemek verilmişti.
GÜLDÜREN ZEYTİNYAĞI
Sofraya oturduğum zaman ilk dikkatimi çeken ne masada, ne salatada zeytinyağı yoktu. Servis yapan garsona sordum; cevabı ilginçti.
Mutfakta zeytinyağı yokmuş…
Mikrofondan şöyle seslendiğimi hatırlıyorum:” Arkadaşlar; değerli konuşmacılar saatlerce demek boşuna konuşmuşuz, zeytinyağı neden az satılıyor diye… Zeytinyağının başkenti Ayvalık’ta şu anda yemeğe hazırlandığımız otel mutfağında zeytinyağı yokmuş!..
Bir süre sonra çarşıdan temin edilen zeytinyağı orijinal şişelere konularak servis edilirken, protokolde bulunan Balıkesir eski Milletvekilleri Hüsnü Sıvalıoğlu (rahmetli) ve Baki Ataç, TOBB eski Başkanı Rona Yırcalı, Bandırma Ticaret Odası eski Başkanı Osman Kocaman servis yapılan zeytinyağını gülerek karşılarken bana da bu tarihi ama garip olayın fotoğrafını çekmek kalmıştı.
Konserve fabrikası zeytinyağlı dolmayı ayçiçeği yağı ile imal ederse, en lüks otellerde hem de zeytinyağının adeta başkenti Ayvalık’ta ayçiçeği yağı kullanılıyorsa, ayçiçeği, pamuk veya konala yağı zeytinyağı diye satılıyorsa işte 20 yılda tüketim sadece 500 gram artmış; yani toplam 2 litre olabilmiş.
Netice…
Bugün bile medyada zeytinyağı ile ilgili reklamları görmediğimize göre herhalde diğer sıvı yağlar ile margarin yağlarını yemeye devam edeceğiz demektir.
Paylaş