REFERANDUMDAN önce Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “vergi ve SSK prim affı” konusunda, önümüzdeki günlerde sert tartışmalar yaşanabilir.
Özellikle referandum sonrası Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bunun af olmadığını, sadece biriken borçların ödenmesinde kolaylık sağlanacağını söylüyorlar. Hatta biriken borç ve gecikme zamlarıyla cezaların miktarının düşmeyeceğini sadece ödemede kolaylık sağlanması için takviminin uzatılacağını bile söylediler. Yani ilgili Bakanlar, Başbakanın talimatı doğrultusunda mecburen bir şey yapacaklar ama vergi ve SSK affıyla ilgili oluşan yüksek beklentileri biraz da olsa aşağıya çekmeye, affın faturasını azaltmaya çalışıyorlar. Bakanlar bu çabalarında ne kadar başarılı olacaklar, göreceğiz… Uygulama nasıl olursa olsun, adaleti sarsan yeni bir uygulama olacağı kesin. Yani daha önceki vergi ve SSK prim aflarında olduğu gibi, zamanında vergi ve SSK primini ödemiş olan işverenler, bu uygulama ile cezalandırılmış olacak. Geçen ay vergi ve prim affına, özellikle de adalet açısından yine karşı çıktığım yazılarım için, birçok tepki maili aldım. Belli ki vergi ve prim borcu olan işverenlerden gelen bu maillerde, bunun bir af olmadığı, kapsamının çok genişletilip gerçek af yapılması gerektiği (yani vergi aslının bile azaltılması gerektiği), işyerim olmadığı için bu sorunları bilmediğim, olaya çok teorik yaklaştığım, mevcut gecikme zammı oranlarının çok yüksek olduğuna dair tepkiler dile getiriliyordu. Gecikme zammı oranı düşürülebilir, bu teknik bir olaydır ama yine söylüyorum; sık sık yapılan vergi ve SSK prim afları bu ülkede vergi ve primlerin ödenmesini caydırıyor, sürekli af doğuran bir yapı oluştu ve adına ne denilirse denilsin, yapılacak yeni aflar bu yanlışı sürdürmekten başka bir işi yaramayacak. Çünkü bir süre sonra yine “vergi ve prim affı geliyor” denecek, yine af çıkacak diye işverenlerin bir bölümü vergi ve primlerini zamanında ödemek yerine lüks araba ve evler almayı tercih edecekler... Zamanında vergisini ödeyenler ise, aynı işi yapan zamanında vergisini primini ödemeyip, sonradan affa uğrayan, rakipleri karşısında haksızlığa uğramış olacak. Ürünlerini satmakta, rakiplerine sağlanan bu avantaj nedeniyle, daha fazla zorlanacaklar, yani dürüst olan cezalandırılmış olacak... KAPSAMI POLİTİKACI BELİRLER Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in özellikle son günlerde vergi mükelleflerini “Zamanında ödeyin, yapacağımız af değil” diye uyarmasının altında yatan bir başka gerçek de, bu sözlerin çıkmasından buyana işverenlerin vergilerini ödememelerinden kaynaklanıyor. Yani biriken borçlara ek olarak, artık adalet duygusunu yitirdikleri için, vergi ödemeyenlerin sayısı giderek büyüyor. Zaten bir süredir vergi ve SSK prim borçları artmaya başlamıştı, Başbakan Erdoğan referandum öncesi bu açıklamayı yapmadan önce de bir af beklentisi vardı, bu açıklamanın ardından ise ödemeyenlerin sayısı bir hayli arttı... Peki, Bakanlar affın kapsamını ve maliyetini daraltmakta başarılı olacaklar mı? Bence artık inisiyatif ellerinden kaçtı. Bakanın açıklamalarının bürokrasinin kapsamı dar tutma çabasından kaynaklandığını biliyorum.Ancak bir kere ok yaydan çıktı. Zaten evvelden beri partili işverenlerde böyle bir beklenti vardı, şimdi bu beklenti iyice arttı. Kimsenin şüphesi olmasın ki; Maliye Bakanlığı taslağı hazırlar ama buna son anda Başbakana ve partiye gelen talepler doğrultusunda ekler yapılır, kapsamı artıran maddeler eklenir. Maliyeciler bu taslağın içine yeni yeni af maddeleri girerse hiç şaşırmasınlar... Özetle; her vergi ve prim affında olduğu gibi, bu siyasi ve popülist bir karardır ve çerçevesini politikacılar çizeceği için, kapsamın genişlemesi kaçınılmazdır. Hele ki bir seçim öncesinde yapılacağı için, karşılanacak taleplerin artması kaçınılmaz.