Paylaş
Dün 2.28 TL’nin üzerine çıkan kura rağmen, eskiden bu seviyelerde satış yapan vatandaşların artık dolar satmadığı görülüyor. Bankacılar, talepte vatandaştaki dolar kuru beklentisinin çok etkili olduğunu, vatandaşın doların daha da yukarı çıkmasını beklediğinin açık olduğunu söylüyorlar.
Vatandaşın yanında, kurların bu seviyesine rağmen, dün öğleden sonra şirketlerin de dolar alımına başladıkları belirtiliyor. Bankacılar, özellikle açık pozisyonu olan şirketlerin bu kurdan bile dolar alımına girmelerinin piyasalardaki telaşı göstermesi açısından çarpıcı olduğunu kaydediyorlar.
Bankacılar Merkez Bankası’nın bu aşamada yapması gerekeni yaptığını, kur için daha fazla yapacak bir şeyi bulunmadığı görüşündeler. Çünkü sadece TL’de değil tüm gelişmekte olan, hatta gelişmiş ülke para birimleri karşısında doların değer kazancının devam ettiğini hatırlatıyorlar. Merkez Bankası’nın TL’yi iyice sıktığını ve döviz talebini frenlemeye çalıştığını kaydeden bankacılar, bundan sonra dolar kurunun daha da yukarı çıkması halinde, TL’nin iyice sıkıştırılıp, fonlama faizinin 10.75, hatta koridorda tepe noktası olan 11.25’e kadar çıkabileceğini tahmin ediyorlar.
Dolar artmaya devam ederse Merkez Bankası’nın ROK’tan, yani dolar türünden tutulan mevduat munzam karşılıklarında bir indirime gidip gitmeyeceğini sorduğumuzda, bankacılar bunun etkili olmayacağını söylediler. Zaten bankaların döviz likiditesi açısından iyi durumda bulunduğunu, Merkez’de tutulmasa da bankalarda aynı likiditenin tutulacağını belirterek, dolayısıyla karşılıktan dolar serbest bırakmanın piyasaya etki yapmayacağını belirttiler.
Özet olarak; TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı şu anda daha çok küresel finans sistemindeki gelişmelerden kaynaklanıyor. O nedenle, bazı bakanlar dolar için “istediğimiz fiyat aralığı” gibi demeçler verseler de, mevcut dolar kuru yükselişine Merkez Bankası’nın yapacağı, bundan daha fazla bir şey yok.
Daha ne kadar yukarı gider derseniz bazı verilere bakılacak ama nereye kadar gideceği henüz belli değil. Fitch’in Cuma günü Türkiye için görünümü negatife çevireceği beklentisi fiyatlandı. Görünümü değiştirmezse kur olumlu etkilenir. Ancak büyük sürpriz olur da Fitch puanı indirirse, ya da ABD’deki istihdam verileri çok iyi gelirse bu kez doların daha da değer kazanması kaçınılmaz olur.
Tabi ki kızışacak siyasi hava ve çatışma ihtimali henüz fiyatlanmış değil…
FAİZ ÇİFT HANEDE ENFLASYON NE OLACAK?
Kurların yanında Hazine’nin borçlanma maliyetleri, yani tahvil-bonodaki faiz oranları ciddi biçimde artmaya devam ediyor. Geçen haftaki ciddi tırmanışın ardından, dün ihalede 9.98 olsa da, piyasada Hazine faizlerinin çift haneye ulaştığı,
yani yüzde 10’u geçtiği görüldü.
Şimdi gözler enflasyona çevrilmiş durumda. Eylül sonu itibariyle, geçen yılın aynı ayındaki yüksek baz etkisi nedeniyle, çift haneye çıkması beklenmiyor, aksine bir miktar düşüş de olabilir. Ancak kurlardaki yüksek oranlı artışların yıl sonu gelmeden fiyatlara yansıması, bence doğal sayılmalı. Bunun yanında enerji zamlarının kaçınılmaz hale geldiği, hükümetin zam kararı almak zorunda kalabileceği ortada. Zam yapılmadığı takdirde zaten önemli rakamlara ulaşan, özellikle enerji KİT’leri kaynaklı, kamu dengesi açığının artacağı da açık. Yani enflasyonunun seyrinde enerji zamları için verilecek karar etkili olacak.
Bence yılsonuna varmadan enflasyonda da çift haneye görme ihtimaliz yüksek.
Paylaş