TÜSİAD yeni bir vizyon ihtiyacı duyuyor

TÜRK Sanayicilyeri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinden İzak Atiyas ve Rekabet Forumu Danışmanı Ozan Bakış’a “Türkiye’de büyümenin kısıtları: Bir önceliklendirme çalışması” isimli bir araştırma yaptırdı.

Daha önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a sunulan rapor, önceki gün bir grup gazeteci ve akademisyenle tartışıldı. Amaç belli; Türkiye’nin yüksek büyüme oranlarını sürdürmesi gerekiyor ama mevcut yapı buna izin vermiyor. Türkiye’nin istikrarlı ve cari açık gibi sorun çıkarmayacak bir yüksek büyüme oranını yakalaması için ne yapması gerektiğini artık bulması, buna göre adımlarını atması gerekiyor.

Atiyas’ın sunumu öncesi bir konuşma yapan, toplantıdaki eleştiri ve önerileri bizzat not alarak izleyen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Türkiye’nin şimdiye kadar günü kurtarma politikaları ile gittiğini, bugüne gelindiğini ama artık yeni bir vizyona ihtiyacı bulunduğunu söylüyor. Küresel krizin daha uzun süre etkisini sürdüreceğini hatırlatan Boyner, böyle dönemlerin özellikle büyüme açısından mikro önlemlerin alınması için uygun dönemler olduğunu hatırlatıyor. TÜSİAD’ın kendi içinde oluşturduğu Sanayi Politikaları Forumu’nun Başkanlığını yapan Agah Uğur da toplantıya katıldı ve forum olarak, bu araştırmanın yanı sıra yaptıkları çalışmaları özetledi. Uğur, TÜSİAD olarak açıklanan sanayi stratejisini izlediklerini kendilerine göre bu konuda da önceliklendirme çalışmaları yaptıklarını da söyledi.

Atiyas’ın yaptığı araştırma kapsamında ise, büyüme konusundaki uluslar arası literatür ve uygulamalar ile daha önce büyüme için içeride yapılan araştırmaların üzerinden geçilmiş ve Türkiye‘ye özgü büyümenin önündeki kısıtların ortaya çıkarılması amaçlanmış. Bu noktada büyümenin önündeki engeller için hep sözü edilen genel yargı ve bulguların testi de yapılmış. Sonuç olarak “finansal imkanlara erişim” gibi hep sözü edilen sıkıntıların, daha tali sorunlar olduğunun ortaya çıktığını da söylememiz gerekir.

Türkiye’nin yüksek ve sürdürülebilir bir büyüme oranına kavuşması için birçok faktörün bir araya gelmesinin gerektiği ama öncelikli olarak eğitim ve sanayi politikası ihtiyacının ortaya çıktığı görülüyor. Eğitim düzeyi ve kalitesi ile bilişsel becerilerde önemli bir iyileşme ihtiyacının bulunduğu belirtilen raporun sonuç bölümünde Türkiye’de üretim ve ihracatın teknolojik içeriğinde de ciddi bir iyileşme gerektiği kaydediliyor.

HÜKÜMETİN TAVRI

Büyüme konusunda eğitimin önceliği, tabi ki önceki günkü oturumda da tartışıldı. Eğitim düzeyi ve kalitesinin artmasının hem eğitime ayrılan kaynakların artması hem de kaynakların daha verimli kullanılmasını gerektirdiği belirtilen raporda, “Bu çalışmada yapılan değerlendirme, üretimin teknolojik içeriğinin iyileşmesi için de kamusal müdahalenin gerekli olduğunu düşündürmektedir” denildi ve buna genel olarak sanayi politikası denildiği belirtildi. Bence kamunun alacağı rol konusunda daha detaylı tartışmalara ihtiyaç bulunuyor.

TÜSİAD’ın bu çalışması, raporda da yazıldığı gibi, Türkiye’de büyüme dinamiklerini daha iyi anlamak için bazı alanlarda daha ayrıntılı araştırma ve bulgulara ihtiyaç duyulduğunu da gösteriyor. Bu kapsamda çarpık vergi yapısının verimlilik üzerindeki etkileri için, işgücü piyasasındaki katılıkların etkisinin ve hangi eğitim seviyesine yatırım yapılmasının daha önemli olduğunun araştırılması da gerekiyor.

Aynı şekilde başka ülkelere kıyasla büyümede daha az etkili olduğu saptanan Türkiye’deki KOBİ’lerin asıl sıkıntılarının finansmana erişim sıkıntısı mı yoksa modern işletmeler kapsamında yönetim sorunu mu olduğunun da daha iyi araştırılması gerektiği belirtiliyor.

Özetle; işalemi küresel bir sıkıntının uzun süreceği anlaşılan bir ortamda yüksek ve sürdürülebilir büyümenin sağlanabilmesi için yapılacakları konuşuyor, uzun zamandır yapılmayan gerekli yapısal tedbirlerin neler olması gerektiğini saptamaya çalışıyor.

Türkiye için yeni bir vizyon oluşturma ihtiyacı, gerçekten de acilleşti.

Hükümet işalemindeki bu arayışa katılıyor mu, içerideki çatışma ortamını beslemek yerine ortak bir vizyon arayışına girecek mi, onu da yaşayıp göreceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları