BUGÜN Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Genel Kurulu yapılacak.
Bu kez seçimli bir genel kurul olmadığı için fazla heyecanlı geçecek gibi gözükmese de, görüştüğümüz Oda başkanlarını, Genel Kurul öncesi yine de canlı gördük.
Mevcut TOBB yönetiminin performansını, genel olarak olumlu buluyoruz. Olumlu bulmamızın asıl sebebi de, eski TOBB yönetimlerine kıyasla, daha çağdaş, olaya daha makro yaklaşan ve bilimselliğe ağırlık veren bir yönetim anlayışına sahip olması.
Açıkca söylemek gerekir ki; eğer TOBB yönetimi bu çağdaş kafaya sahip olmasaydı, yani daha önceki yönetimlerin çoğundaki gibi, popülizm yönü ağır bassaydı, uygulanan ekonomik program bu kadar uzun süre uygulanamaz, dolayısıyla başarısı bu kadar olamazdı.
Önceki gün TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile ortak basın toplantısı yapan eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, bundan sonra TOBB ETÜ Üniversitesinde ders verip, TOBB’un katkılarıyla kurulan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) bünyesinde kurulan "İstikrar Enstitüsü"nü yönetecek. Bu toplantıdan sonra sohbet olanağı bulduğumuz Serdengeçti, TOBB’u seçmesinin en büyük nedeninin "İstikrar çabası için TOBB ’un şimdiye kadar gösterdiği performans" olduğunu söyledi. Merkez Bankası Başkanı iken, TOBB yönetimiyle yakın ilişkide olduklarını, özellikle enflasyonla mücadele ve istikrarın Anadolu’da anlatılması konusunda TOBB’un çok büyük katkılar yaptığını kaydetti. Dolayısıyla sağlanan istikrarda TOBB’un katkısının büyük olduğunu, istikrarın korunması için de yeni dönemde birlikte çalışılabilecek, etkin olunabilecek Kurum olduğunu söyledi.
Bizce uygulamanın içindeki Serdengeçti’nin TOBB’u seçmesi için gösterdiği bu gerekçe, aynı zamanda TOBB’un mevcut yönetiminin çağdaş anlayışını da açıkca ortaya koyuyor.
Gerçekten de TOBB tabanı, çok farklı siyasi görüşler ve menfaatlere sahip kişilerden, irili ufaklı çok sayıda işadamından oluşuyor. Bu kişiler popülizme yatkın kişiler ve bu eğilime rağmen oturup da onlara "Enflasyonla mücadele önce bizim lehimize" diye anlatmak, hiç de kolay değil. Şimdiye kadar ürettiğine, sattığına en az enflasyon kadar zammı koyup çalışmaya alışmış kişilere, "yeni dünyanın koşullarını" benimsetmek, kolayca göze alınamayacak bir iş.
TOBB’UN İTİBARI ÖNEMLİ
Bizce zaten TOBB yönetiminin başarısı da zor olanı seçip, popülizm yapmak yerine, çağın koşullarını mümkün olduğunca çıplak biçimiyle anlatmasından geçiyor. Hisarcıklıoğlu’nun özel toplantılarda oda yöneticilerine ve işadamlarına "devletten bir şey istemeyin artık, devlet bize bir verirse bilin ki iki geri alır" mesajını vermesi, "Sizler yörenizdeki kanaat önderlerisiniz, gelip herkes size soruyor, artık popülizmi bırakın, bilimsel gerçekleri anlatın bunun için de sürekli çalışıp öğrenin" diyebilmesi de, bu nedenle büyük önem taşıyor.
TOBB’un son 4 yılda sağladığı gelişmeyi, ekonomide çağdaş değerlerin yerleştirilmesi açısından, dolayısıyla da ülkeye sağladığı yarar açısından, olumlu buluyoruz.
Ancak TOBB yönetiminin daha yapması gereken çok şey olduğunu söylemeden de geçemeyeceğiz. Özellikle kurumsal bir yapı oluşturmak açısından katedeceği epey yol var.
TOBB’un, büyük ölçüde kamu bağlantısı nedeniyle, hükümet ile ilişkileri ise sürekli tartışma konusu olmuştur. Mevcut yönetim daha önce bu konuda daha hassas bir denge tutturmuşken, son dönemde "Hükümete daha yakın" bir imaj vermesinin, TOBB’u izleyenler ve son 4 yıldaki gelişmesini olumlu karşılayan kişiler tarafından eleştirildiğini biliyoruz.
Bizce gelinen aşamada Hükümetle olan ilişkiler konusunda söylenmesi gereken şu ki; artık hükümete eleştiriye tahammüllü olması öğretilmeli. Hükümetin "kamuoyu önünde beni eleştirmeyin" telkini, bu kadar ciddiye alınmamalı. Tamam, hala özel kesimin hepsi, TOBB’u, TÜSİAD’ı hükümetle ters düşmemek için özel çaba gösteriyor. Ancak doğruları söyleyerek TOBB’un şimdiye kadar sağladığı itibarın, hükümetin itibarından daha az önemli olmadığını, ekonomik programda sağlanan başarıyla, çok açık yaşadık. Bu itibar ülke için yarar getirdi.
Bu nedenle, genel kurulda hükümete verilecek siyasi mesajlar da büyük önem taşıyor.