Paylaş
Bu durum, işaleminin “Biran önce güçlü bir koalisyon hükümeti talebi” nin ne kadar yerinde olduğunun bir göstergesi.
Dün TBMM Başkanlığı için yaşananlar, siyasette ayak oyunlarının ne kadar bol olduğunu bir kez daha gösterdi. MHP’nin AKP’li Meclis Başkanı seçimini sağlaması, yeniden AKP-MHP koalisyonun hazırlandığı savını gündeme getirdi. Bu arada bölgede yeniden bombardımanların başlaması, Suriye’ye dönük müdahale söylentileri de bu koalisyonun adımları olarak yorum-lanmaya başladı.
Piyasalar AKP-CHP koalisyonu umarken, ortaya çıkan son durum piyasaların yeniden durum değerlendirmesi yapmasına neden oluyor. Piyasaların AKP-MHP koalisyonuna da sıcak baka-bileceği bilinirken, yaşananlar, bununla birlikte Türkiye’nin sıcak çatışma içine girmesi ve çö-züm sürecinin sona ermesi ihtimali gündeme geliyor ve tedirginlik yaratıyor.
Dün TBMM Başkanlığı için yaşananlar gerçekten AKP-MHP koalisyonunun bir işareti mi, ya-kında görme imkanımız olacak.
Piyasaların her şeyden önce istediğinin biran önce yeni bir koalisyon hükümeti kurulması oldu-ğunu biliyoruz. Aksi takdirde 2015 yılı gibi 2016 hatta 2017 yıllarının da kaybedilme tehlikesi bulunurken, işalemi, biran önce uzlaşmanın çıkmasını hem siyasi hem ekonomik açıdan umut vereceği için söylüyor.
Aslında son iki gündür gelen ekonomik veriler, biran önce uzlaşmanın olup yeni hükümet ku-rulmasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Dün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) nun açıkladığı Mayıs ayı dış ticaret verileri ihracatın yüzde 18.8 oranında azaldığını, ilk 5 aylık ihracat gerilemesinin yüzde 8.4 olduğunu ortaya çı-kardı. Buna rağmen hükümetin cari açığın hızla azalacağı yönündeki savının da geçerli olmadı-ğı, ithalatın Mayıs’ta ancak yüzde 10.6 azalmasıyla görülüyor. Altın ticareti olmayınca dış tica-ret açığındaki büyümenin devam ettiği görülüyor. Bundan sonraki üretim ve ihracatı belirleye-cek ara malı ithalatının Mayıs’ta yüzde 19 gerilemesi ise hem büyüme hem de ihracat açısından umutların azaldığını da ortaya çıkardı.
BÜYÜME TAHMİNLERİ AŞAĞI DOĞRU
Dünkü TÜİK açıklaması ardından dün da Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ilk verilere göre Haziran ayı ihracatını da açıkladı. Buna göre ilk 6 ayda ihracatta meydana gelen gerileme yüzde 8’in üzerinde gözüküyor. TİM açıklamasında 2008 küresel kriz döneminden bu ayana ihracatta en uzun düşüş döneminin yaşandığını da ortaya kondu.
Dün Dünya Bankası da bir açıklama yaparak Türkiye’nin büyüme tahminlerini önümüzdeki 2 yıl için düşürdü. Bu yıl yüzde 3 büyüme tahminini koruyan Dünya Bankası, 2016 ve 2017 yılla-rındaki büyümenin de yüzde 3.5 oranına düşeceğini tahmin etti. Dünya Bankası daha önce de önümüzdeki yıla ilişkin tahminini önce yüzde 3.9, sonra yüzde 3.7’ye düşürmüştü...
Dünya Bankası büyüme oranlarındaki bu aşağı doğru revizyona devam etmesinin gerekçesini “siyasi belirsizliklerin seçim sonrasında da devam etmesi” olarak gösterdi. Uzayan siyasi be-lirsizlik döneminin yatırımcı hassasiyetini ve tüketici güvenini olumsuz etkileyebileceği ve bu-nun finansal piyasalardaki dalgalanmaları artıracağına vurgu yapıldı.
Durum çok açık; yeni bir seçim yapıldı ama tekrar bir seçim ihtimali gündeme getiriliyor. Bu da Türkiye’nin küresel finansın kırılacağı bir döneme, siyasi menfaatler nedeniyle hükümetsiz ya-kalanması anlamına geliyor. Yani politikacılar bile bile, ekonomiyi ciddi bir tehlikeye atıyor.
Paylaş