Paylaş
Cumhurbaşkanı ve başbakanın son dönemdeki çabaları, belediye başkanları dahil herkesi sahaya sürüp, hamasetin dozunu iyice artırmaları da bence tedirginliklerinin bir kanıtı.
Peki, piyasaların sonuçlara ilişkin tahminleri ne ve hangi senaryoyu satın alıyorlar?
Piyasalarda birkaç ay önceki izlenim AKP’nin yine tek başına iktidar olacağı idi. Zamanla koalisyon senaryoları gündeme gelmeye başlayınca tedirgin oldular. Piyasalar hâlâ tek başına, “Ama bu kez başkanlığı gündeme getirmeyecek kadar zayıf” iktidar tercihinde bulunuyorlar.
Son haftaya geldiğimizde piyasaların genel tercihi hâlâ bu yönde ama son 1 ayda gözlediğim genel bir eğilim; piyasa oyuncuları artık koalisyon ihtimalinden eskisi kadar korkmuyorlar. Çünkü zayıf da olsa, tek başına AKP iktidarında bile “Ne pahasına olursa olsun başkanlıkta diretileceğini” ve bunun yaratacağı çatışma ihtimalini görüyorlar. Koalisyona eskisinden daha sıcak bakmalarının bir nedeni de CHP ve MHP kadrolarında ekonomi yönetiminde ehil isimlerin yer alması. Tanıdıkları, uygulamalarını bildikleri, kendini kanıtlamış isimlerin göreve gelecek olması piyasaları rahatlatıyor.
‘TÜRKİYE’Yİ SATIN ALIN’
Bankacılara sorduğumuzda yabancı ve yerli oyuncuların kafalarının karışık olduğunu, ancak değişik senaryoların eskisi kadar korkutmadığını belirtiyorlar. Bu noktada kişisel olarak piyasa oyuncularının, piyasa ekonomisinin de temeli olan demokrasi konusundaki kaygıları, artık barışın sağlanması ile orta vadede ekonomik ivmenin hız kazanacağı beklentilerinin etkili olduğu da söylenebilir. Yani piyasa oyuncuları, her ne kadar genel beklentilere uyup ona göre işlem yapmak zorunda olduklarını bilseler de, vatandaşlık duyguları ağır basıp, hem kendilerini hem yabancıları iknaya, bence artık eskisinden daha fazla çalışıyorlar.
Bir büyük banka yöneticisi, yabancı yatırımcıları “Siz hükümeti değil Türkiye’yi satın alacaksınız, o nedenle bir sorun olmaz” diye iknaya çalıştıklarını söyledi. Aynı yönetici, 2 ay önceye kıyasla koalisyon ihtimalinin kendilerini ve yabancıları, artık eskisi kadar korkutmadığının da altını çizdi.
Bir başka deyişle bankacılar da, tek başına ya da koalisyon, iktidarda kim olursa olsun, “sonunda gerekenlerin yapılacağı” noktasına gelmiş durumdalar.
Tabi ki siyasi tablo oturana kadar bir geçiş süreci olacak ama seçimden sonraki döneme ilişkin senaryolara bağlı karamsarlıkların azaldığını söylemek mümkün. Piyasa oyuncularının bu haftadan başlayarak dalgalı bir seyir beklentisi içinde oldukları açık. Zaten küresel gelişmelerin dalgalı seyredeceğini, içerideki siyasi tabloya göre bu dalgaların artabileceğini görüyorlar.
Bankacılar “Seçim sonrası pazartesi günü ile bir sonraki pazartesi arasında piyasadaki fiyatların çok farklı olabileceği” görüşünde ve her ihtimali düşünerek kendi planlarını yapmaya çalışıyorlar.
Bence bu dalga süresi biraz daha uzun olabilir. Tek başına iktidar olsa bile kimin göreve geleceği de önemli, koalisyon ihtimalinde kimlerin hükümeti kurup, ekonomi yönetimine hangi isimlerin geleceği de çok önemli. Olası koalisyon görüşmeleri, Cumhurbaşkanı’nın görevlendirme konusunda takınacağı tavır, koalisyon ihtimalinde kendisine karşı takınılacak tutum, tablonun netleşmesi için geçecek zaman da piyasalar için önemli olacaktır.
Özetle; seçimden hangi sonuç çıkarsa çıksın, bir süre piyasaların tedirgin olma ihtimali yüksek ama artık çağdaş Türkiye’nin de önünün açılması gerekiyor.
Paylaş