Paylaş
BİR süredir, ekonomideki üretim ve tüketim düzeyi üzerinde tartışmalar yapılıyor. Hemen herkes bu yıl üretimde bir kıpırdanma olduğunu kabul ediyor. Ancak kötü bir yıl olan geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığı için, üretimdeki artışın düzeyi ister istemez tartışma konusu oluyor.
Kimi iktisatçılar bu düzeyin iyi, hatta daha da artırılması gereken bir düzey olduğunu belirtirken, bazıları ise özellikle cari işlemler açığındaki büyümeyi önlemek için tüketimin, dolayısıyla da üretimin kısılması gerektiği görüşünde.
Sanayi üretiminde bu yıl ilk 5 ayda görülen genel artışın, geçen yıldaki gerilemeyi karşılayacak düzeye bile ulaşmadığı gözleniyor. Ancak deprem nedeniyle TÜPRAŞ tesislerinde oluşan tahribat, bu yılın ilk 5 ayında genel trendin aksine, petrol ürünleri üretiminde bir gerilemenin yaşanmasına neden oldu. Endekslerdeki ağırlığı da göz önüne alındığında, petrol işleme dışında üretimde meydana gelen artışın, aslında oldukça önemli düzeylere ulaştığı da ortaya çıkıyor.
Bu arada, bir süredir ‘‘perakende satışlarda durgunluk’’tan yakınıldığına da şahit oluyoruz. Halbuki ekonomik veriler bu eğilimin tam tersini gösteriyor.
Bu yakınmalar üzerine ekonomi bürokratlarıyla, son dönemde, sık sık perakende sektördeki durumu tartışmaya başladık. Bu eğilimi verecek olan KDV tahsilatları artıyordu, ama bunun içinde yılbaşında yapılan KDV zammı gibi yan unsurlar da vardı. Üstüne üstlük bu genel KDV rakamları, özel olarak perakende sektördeki değişimi tam olarak göstermiyordu.
Bunun üzerine Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Akif Hamzaçebi, büyük marketler bazında KDV araştırmasının, perakende sektördeki satış eğilimini en iyi gösterecek verilerden biri olduğunu söyledi.
9 HİPERMARKETTEN
9 en büyük hipermarket düzeyinde yapılan KDV araştırması, perakende satışların önemli ölçüde büyüdüğünü ortaya koyuyor. KDV oranlarındaki artışın arındırılması için, bu hipermarketlerin ödeyecekleri KDV'ye matrah olan satışlar incelendi. Buna göre 1999 Ocak ayında 54 trilyon lira olan KDV matrahının, 2000 Ocak ayında 95 trilyon liraya çıktığı görüldü.
Ocak ayları itibarıyla KDV matrahında meydana gelen yüzde 76'lık artışın ilerleyen aylarda da korunduğu, hatta daha da büyüdüğü gözleniyor. 1999 Mayıs ayında bu 9 hipermarketin KDV matrahını oluşturan satışları 63 trilyon lira iken, 2000 Mayıs ayında bu rakam, yüzde 78 artışla 112 trilyon liraya yükseldi.
Bu 9 hipermarketin tahakkuk eden KDV miktarları da 1999 Ocak ayında 6, 1999 Mayıs ayında 8 trilyon iken bu yıl ocakta 13, mayıs ayında 16 trilyona ulaşıyor.
KDV artışında elbette marketleşme sürecinin hızlanması ve bazı KDV oranlarındaki artış da rol oynuyor. Ancak, satışların arttığı, hem de önemli ölçüde arttığı da açık seçik ortada.
Peki perakende sektör neden ‘‘durgunluk’’ gibi, asılsız bir gerekçe ileri sürüyor?
Bizce satışlar azalmıyor, her tüccar ve sanayicinin olduğu gibi perakende sektörün de faiz gelirleri azalıyor. Nakit akışı hızlı bir sektör olduğu için, alıştığı yüksek faiz gelirlerinin azalmasını bizce, daha da derinden hissediyor.
Ancak unutmayalım ki; enflasyon ve ona bağlı olarak faizler düşmek zorunda. Memurlar, işçiler gibi, bu düşüşten özel sektör de payını alacak.
Paylaş