Paylaş
Peki, bunun faydası olacak mı derseniz; ilk veriler pek bir faydasının olmadığını gösteriyor. Sorun birlikte hareket etmek noktasında değil elbette, sıkıntı parasal genişlemede belli ki.
Geçen hafta içinde, bir türlü harekete geçiremedikleri ekonomilerini ve küresel ekonomiyi canlandırmak için Çin ve Avrupa Merkez Bankalarından (ECB) faiz indirimi kararı gelirken, İngiltere Merkez Bankası (BOE) da devlet tahvili alım programını 50 milyar pound artırdı.
ECB gösterge faiz oranını yüzde 0.75 ile tarihi düşük seviyeye çekerken, bankaların merkez bankasında tuttukları mevduatlarına ödediği mevduat faizini de sıfıra indirdi. Böylece, bankalararası borçlanmanın teşvik edilmesi ve genel piyasa faiz oranlarının daha da düşürülmesinin amaçlandığı kaydedildi.
Bunun nedeni ise; likidite artışına rağmen Avrupa’da tüketim gerilemeye devam etmesi. İnsanlar ellerine geçirdikleri paralarla borçlarını kapatmayı seçiyor, verilen likidite bankalara geri dönüyor. Mümkün olduğunca riskten kaçınma eğilimi artarak devam ediyor. Bu nedenle bankaların özel sektöre kullandırdığı krediler Mayıs ayında yüzde 0.4 geriledi. Bu nedenle de 2. çeyreğe ilişkin Avrupa verileri yine büyümenin daraldığını, enflasyon riskinin iyice azaldığını gösteriyor. Geçen hafta alınan yeni parasal genişleme önlemleriyle güdülen amaç ise insanların artık harcamaya başlamalarını teşvik edebilmek.
İngiltere ve Çin de yine parasal genişlemeye devam edip, faiz oranlarını düşük tutup, paranın tüketime gitmesini teşvik etmeye çalışıyorlar.
AB Zirvesinde alınan kararlarla biraz düzelmeye başlayan piyasalar, birlikte yapılan parasal genişlemeye rağmen yeniden inişe geçti. Bununla birlikte emtia fiyatları ve petrol de yeniden düşmeye başladı. Petrolde, Norveç’in üretimi durduracağı haberleri ve İran’la gerginliğin yine artması, eski 90 dolarlık fiyatlara geri dönülmesini engelledi.
“GÜVEN ŞOKU” GEREKİYOR
Şimdi gözler ABD’ye çevrildi. Son gelen Haziran ayı tarım dışı istihdam verileri de kötü geldiği için, Ağustos ayında yapılacak ABD Merkez Bankası FED toplantısından yine parasal genişleme kararı çıkacağı yönündeki beklentiler de artmaya başladı. Tabi ki Kasım ayındaki seçim öncesi Obama’ya oy artışı sağlayacak bir rahatlama operasyonu olasılığının arttığı düşünülüyor.
Özetle; piyasalar tek başına da olsa, birlikte de davranılsa artık yeni parasal genişleme kararlarının ekonomiyi canlandırmakta etkili olamadığını gördüler. Sorun iyice bir kısır döngüye girdi. Hane halkı ve özel sektörün borçlulukları yüksek, fonlama yapıyorsunuz ama çıkan likidite borç kapatmaya gidiyor. Harcama ve üretim olmadığı için vergi gelirlerinin düşmesi kamu kesimini zora sokuyor. Bu arada kamunun, finansal sektörü yani bankaları yeniden sermayelendirip kurtarması gerekiyor ama bu da yapılamıyor.
İşte bu kısır döngünün kırılması için gereken ekonomideki canlanma ise bir türlü becerilemiyor. Avrupa’daki insanların, ileriye dönük işlerin düzeleceğini görüp, yeniden kredi de kullanıp, harcamaya başlamaları bir türlü becerilemiyor.
ABD’de yeni bir parasal genişleme olsa da, belli ki becerilemeyecek...
Sorunun adı güven bunalımı.
Bu bunalımı aşmak için ise piyasalara bir şok vermek gerekiyor. Trendi tersine çevirebilecek şok ne olur derseniz, ancak “Mevcut politikacılar eskilerin faturasını ödemek pahasına gerekli radikal kararları alıyorlar” algısını yaratmak olabilir diye düşünüyoruz.
Paylaş