Paylaş
Geçen hafta bir toplantıda sohbet ettiğimizde, “yarısı dolu bardak” örneğini dile getirdiğinde kendisine de söylediğim gibi, “Merkez bankaları bardağın genel olarak boş tarafına bakıp uyarıcı olurlar ama bizim Merkez Bankası bir süredir dolu tarafına bakmayı tercih ediyor”. Bu tercihin önümüzdeki dönem nasıl sonuçlara yol açacağını ise hep birlikte göreceğiz.
Başçı’nın özellikle enflasyon konusundaki açıklamaları bence iyimser. Asgari ücret artışının 1,5 puanlık artışa yol açacağını, bu nedenle tahmini yüzde 6.5’e çıkardıklarını söylüyor. Bence diğer unsurları yok sayan iyimser bir tahmin...
Aynı şekilde döviz rezervleri ve cari açığın geleceği konusunda da iyimser konuştu. FED faiz artışından sonra sermaye akımında önemli bir azalma beklemiyor, hatta mevcut rakamın üzerinde bile akış olacağını öngörüyor olsa gerek. Rezervlerde Botaş’ın ihtiyacı azaldığı için artış olacağını söylüyor. Bence mevcut jeopolitik sorunlarımızı, bu nedenle yaşadıklarımızı ve riskleri gözönünde tutarsak bu da çok iyimser bir beklenti gibi gözüküyor. Buradan yola çıkıp kurların enflasyona etkisi de belli ki çok azımsanıyor.
Merkez Bankası Başkanı Başçı kendi göreviyle ilgili sorulara ise “görev verilince süre bitene kadar görevini yerine getireceği” gibi yuvarlak bir yanıt vermiş ki, bu aşamada bence zaten söylenecek fazla bir sözü de bulunmuyor.
Başçı’nın yine sorular üzerine Merkez Bankası’nın yasasında görev tanımının değiştirilmesi ile ilgili olarak “Hükümet programında yazanın yasada yazanla çelişmediği” demiş. Bu da piyasalar tarafından ister istemez, “tüm bunların Başçı’nın yetki alanı içinde olmadığı” biçiminde yorumlanıyor ve piyasaların korktuğu Merkez Bankası yasasında değişiklik ihtimalini yok etmiyor.
İşte bu noktada yeni AKP Hükümeti’nin bugün açıklamaya başlayacağı reform programı ve uygulamaları belirleyici olacak. Elbette, niyetleri olsa bile, şimdiden Merkez Bankası yasası değişecek demeyecekler ama genel olarak açıklayacakları unsurlar Merkez Bankası’nın bundan sonra ne yapacağını derinden etkileyecek. Örneğin; mali disiplin konusunda endişeler yaratacak açıklamalar, Merkez Bankası’nın işleyişiyle doğrudan ilgili olacak. Asgari ücret artışında olduğu gibi, bundan sonra harcamalardaki artış, işaleminin beklediği gibi yoğun vergi artışları ve zamlar gelmesi halinde Merkez’in enflasyonu nasıl dizginleyeceği, ciddi merak konusu olacak. Tabi ki bu aşamada kimin Merkez Bankası başkanı olacağı ve yasa değişikliklerinin önemi daha da artacak.
EKONOMİDE HER ŞEY BİRDEN İSTENEMEZ
Bugün Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yeni dönem reformları açıklanmaya başlıyor. Beklentimiz o ki; bugünkü açıklamada çok detaya inilmeyecek, asgari ücret gibi ilk 100 günde alınacak, çoğu seçim vaatleri açıklamada yer alacak. Yanısıra AB ile açılacak fasılları da kapsayacak biçimde sadece ekonomi değil reform yapılacak tüm alanların açıklanmasını bekliyoruz.
Bu açıklamada reformların hangi kamu kuruluşları tarafından yapılacağı ve bununla ilgili takvimin de yeralmasını bekliyoruz. Burada önemli olan nokta; yapılacak tercihlerin birbiriyle çelişmemesi. Hem altyapı tam gaz sürecek hem dönüşüm reformları yapılacaksa,gelir ve gider tercihleri iyi yapılamazsa yani her şey birarada olsun istenirse, açıklamaların inandırıcılığı baştan azalacaktır. Hükümetin bugünkü açıklamalardan başlayarak inandırıcı olması, mutlaka güven vermesi gerekiyor. Aksi takdirde işi çok zor gözüküyor...
Paylaş