Paylaş
BUGÜN öğleden sonra Maliye Bakanlığı'nda, ekonomik programın geleceği açısından çok önemli bir toplantı yapılacak. IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli ve Maliye Bakanı Sümer Oral'ın biraraya geleceği bu toplantıda, hem acil olarak alınması gereken tedbirler ele alınacak, hem de 2001 yılı bütçesi tartışılacak.
Şunu önceden söyleyelim ki; Cottarelli medyaya yansıttığı kadar sakin değil. Ğereken kararların geciktiği görüşünde ve biraz telaşlanmış durumda. Bakanın bu toplantıda, Cottarelli'yi, yapılan hazırlıklara rağmen, bir türlü alamadıkları içtalebi kısmaya dönük kararları, artık acil olarak alacakları konusunda ikna etmesi gerekiyor.
Sadece cari açık için alınacak önlemler değil, 2001 yılı bütçesini takviye için alınacak tedbirler konusunda da çok gecikildi. Daha doğrusu 2001 yılı bütçesi için gerekli hazırlıklar tamamlanamadı.
İşte bu hazırlıklarda gecikildiği için,bu kez IMF Heyetinin ziyareti tamamlanmadan bitecek. Yani, 12 Eylül'de Ankara'dan ayrılacak olan IMF Heyeti elinde bir metin olmadan, 'görüşmelere devam etmek' üzere ayrılacak. Bu ayın sonunda Prag'da yapılacak IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarında tekrar yüzyüze görüşmeler yapılacak. Bunun da ardından, görüşmeler ancak Ekim ayında, büyük ihtimalle karşılıklı telefon ve e-mail trafiği ile, üçüncü ek niyet mektubuna son şekli verilerek tamamlanacak. Ben, Cottarelli'nin sık sık Ankara'ya gelişinin muhalefet tarafından kullanılması nedeniyle, bir kez daha Ankara'ya gelmesinin kabul edileceğini zannetmiyorum. Bu nedenle de, 3. değerlendirme mutabakatı elektronik ortamda sağlanacak gibi gözüküyor.
Ekim ayında kesin mutabakat sağlanacaksa olmasına rağmen, bugünkü toplantıda Oral'ın 2001 bütçesine ilişkin söyleyecekleri hayati önem taşıyor. Maliye, hazırlıklar konusunda gecikti. Bu hazırlıkları tamamlayıp, Bakanın şimdiye kadar, en azından uygulanacak tedbirler konusunda Başbakan ve yardımcılarından, gerekli ilk onayı alması gerekiyordu. Bu onayı alarak, IMF heyetinin karşısına çıkması, programın kredibilitesi ve karşı tarafın güvenmesi açısından çok daha iyi olacaktı.
GECİKMENİN MALİYETİ
Ancak gecikildi ve bu noktaya gelindi. Şimdi IMF Heyeti en azından, yapılacaklar konusunda ne kadar kararlı olunduğunu görmek istiyor. Bu durum, bugünkü toplantının önemini artırıyor.
Bütün bunlarda gecikildiği ve zorunlu olarak IMF temasları uzayacağı için, piyasalarda ister istemez bir tedirginlik olacak. Ekonomi bürokratları, bu tedirginliğin, özellikle yeniden faizleri artırmaması için, şimdiden çareler aramaya başladılar. Çünkü, içborçlanmada bir puanlık faiz artışının bile, nasıl trilyonlarca liranın kaybedilmesine yolaçtığı, artık açıkca görülüyor.
3. değerlendirme sonucunun, dolayısıyla yeni yılda uygulanacak tedbirlerin belirginleşmesinin gecikmesi, ne olursa olsun piyasalarda bir miktar tedirginlik yaratacak. Bu nedenle önümüzdeki günlerde bir miktar faiz artışı, dolayısıyla da gecikmenin getirdiği bir ek maliyet gündeme gelecek. Anladığımız kadarıyla, bu arada Moody's gibi kuruluşların rating artırımı sağlanarak, maliyet azaltılmaya çalışılacak. Ancak ne olursa olsun, bir ek maliyet artık kaçınılmaz gözüküyor.
KARARLAR BELLİ
Hükümet, gecikmesi nedeniyle oluşacak ek maliyeti azaltmak istiyorsa, biran önce kararlılık mesajları vermeye başlamalı. Burada en önemli görev, programda mali düzenlemelerin hayati önemini görmesi gereken Maliye'ye düşüyor. Maliye, bu mesajı vermeye bugün IMF'le başlamalı.
Aslında ne yapılacağı da tartışıldı ve 'mini paket' de hemen hemen son şeklini aldı. Kanuna gerek olmadan, Bakanlar Kurulu'nun yetkisindeki düzenlemelere dayalı bir 'mini paket' açılması gerekiyor. Bu paketin içerisinde Merkez Bankası'nın alacağı tüketici kredileri ve vadeli ithalattaki KKDF artırımı kararının yanısıra, ek taşıt alım vergisinde yapılacak artırımlar ve Bakanlar Kurulu yetkisindeki harç miktarlarının artırılması var. Yani, düzenlemelerde en büyük iş Maliye'ye düşüyor. Maliye Bakanının bugün, içtalebi kısmak için gereken bu mini paketin, hemen açılacağı konusunda Cottarelli'ye güvence vermesi gerekiyor.
Ardından da faizde elde edilen tasarrufun harcanmayacağı, Ekim ayında TBMM'den çıkarılacak kanunlarla, harcamalar reformu ve gelir artırıcı ek önlemlerin alınacağı konusunda söz vermesi.
Paylaş