Paylaş
Washington
Washington'da IMF'le yapılacak görüşmelere yine abartılı yaklaşılıyor.
Türk heyetiyle birlikte Washington'a gelirken şahit olduğumuz bir sohbet, heyet üyelerinin de bu abartılı yaklaşımdan rahatsız olduklarını gösteriyordu.
Birara Devlet Bakanı Güneş Taner, Türkiye'nin aranıp piyasaların nasıl kapandığının sorulmasını istedi. Bunun üzerine uçaktaki telefondan Ankara'yı arayan Gazi Erçel, gelişmeleri öğrenip, aktardı.
- Piyasalar sabah sakin açılmıştı, Borsa'da bir miktar artış vardı. Faizler sakindi. Ancak Bakan Taner'in uçağı binerken yaptığı, ‘‘Stand-by yapmaya gitmiyoruz’’ sözlerinin daha sonra Borsa endeksinde yüzde 4 oranında düşüşe, faizlerin de yükselmesine neden olduğu söyleniyordu.
İşte bu sohbet, Bakan Taner'in de, bürokratların da IMF ile yapılacak görüşmelere abartılı yaklaşıldığını düşündüklerini ortaya koydu.
Gerçekten de, böyle bir eğilimi gören Bakan ve bürokratlar, bir hafta öncesinden ‘‘Stand-by yapmaya gitmiyoruz’’ demeye başlamışlardı, ama piyasalar buna rağmen seyahate abartılı bir anlam yüklemeye devam ediyordu.
Bütün bunlar, Türkiye'nin IMF'le stand-by yapmayacağı anlamına da gelmiyor. Dün başlayan temaslarda edindiğimiz ilk izlenim şu;
- Türk heyeti ille de stand-by yapmak için Washington'a gelmedi. Kendi programını uygulamakta kararlı gözüküyor. Ancak, IMF ve ABD yetkililerinden gelecek tekliflere de açık. Eğer tatmin edecek bir ek kaynak taahhüdü verilirse, üç yıllık programda bazı değişiklikler yapılabilir ve bir stand-by anlaşması da yapılabilir.
Ancak, şu gerçek de unutulmamalı:
- Türkiye stand-by yapıp bir ek kaynak sağlasa bile gelecek bu para hiçbir zaman harcamaların artırılmasında kullanılmayacak. Yani kimse Washington'dan harcanacak para beklemesin.
IMF'İN DE İHTİYACI VAR
Özellikle politikacılar Washington'dan popülist harcamalarına aktaracakları yüklü bir para bekliyorlarsa, bunu şimdiden unutsunlar. Stand-by yapılsa bile gelecek ek kaynak, ek harcamalara ayrılacak bir para kesinlikle olmayacak.
Bu para, daha çok yapısal tedbirlerin hayata geçirilmesi ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olacak bir para olabilir.
Paranın gelip gelmeyeceği, stand-by'ın yapılıp yapılmayacağı ise şimdilik belirsiz.
Türkiye, IMF, Dünya Bankası ve ABD yetkililerine hazırladığı 1998 program ve bütçesini, aldığı ve alacağı kararları anlatacak.
Tabii bir de sosyal güvenlik reformu, vergi reformu, tarım reformu, özelleştirme ve mali reform hakkında da bilgi verecek.
Heyetin özellikle 50-55 yaşı öngören sosyal güvenlik reformunu anlatmakta zorluk çekeceği kesin.
Bununla birlikte, IMF'e anlatmakta sıkıntılar yaşanacak başka konular da yok değil.
Ancak buna karşılık, IMF'in de bazı sıkıntıları var. Herşeyden önce, yahudi lobisinin de etkisiyle ABD yönetiminin Türkiye'deki mevcut iktidarın korunması, bunun için de gerekirse mali destek sağlanmasını planladığı kanısı oldukça yaygın.
IMF tabii ki, teknik yönden zayıf bir programa sırf ABD Yönetimi istedi diye destek vermek istemeyecektir. Ancak IMF'in bir de özel durumu var:
- IMF uzun zamandır başarılı bir performans sergileyemiyor. Özellikle Asya kaplanlarında yaşanan son kriz nedeniyle sıkça eleştiriliyor.
Yani IMF'in de başarıya ihtiyacı var. Bu başarıyı neden Türkiye'de göstermesin?
Dolayısıyla Washington'da temasların oldukça zorlu geçeceği anlaşılıyor.
Paylaş