Kamu bankalarının itibarı: Halkbank açıklaması

Haberin Devamı

GEÇTİĞİMİZ perşembe günü bu sütunlarda yabancı banka ve fonların kamu bankalarını yakın takibe aldığına ilişkin yazım yayımlandı. Bu köşeyi okuyanlar, özellikle bankacılıkla ilgili konularda ne kadar dikkatli olduğumu iyi bilirler. Bankaların itibarı konusunda, Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların, Bakanların göstermediği özeni gösterdiğimi, özellikle bankacılar çok iyi bilir.
Başlarındaki kişilerin hataları, hatta yasa dışı eylemleri nedeniyle halka büyük fatura çıkaran, geçmişte ülkeyi tüm dünyaya rezil eden bankalar için bile, yöneticilerinden çok daha hassas ve özenli davrandığımı da...
Bu özeni korumama rağmen Halk Bankası’ndan gelen açıklama hem üslup, hem içerik olarak çok üzücü. Böyle bir açıklamayı kim yazdı, kim tüm bunları bile bile menfaat için “bu kadarı da ayıp” diye uyarmadı, kim onayladı, bilmiyorum.
Açıklamanın asıl amacı nedir, onu da bilmiyorum. Yazıda bir kez geçen banka ismi için, hem de doğrudan bir suçlama olmadığı halde gösterilen tepkinin asıl nedeni, bu yazı olmasa gerek... Bankacılık kesimindeki herkesin bildiği, hem de adına “söylenti” diyerek verdiğim izlenimlerimin, aslında eksik ve yumuşak bir dille kaleme alındığı, bu işi bilenlerin malumudur...
“Ne olursa olsun yazmayın” deniyorsa, o bizim meslek anlayışımıza uymuyor. Yapılan yorum ve uyarıların haklılığını ise zaman ve okuyucu takdir edecek.

Haberin Devamı


RAKAMLAR TEYİT EDİYOR



Kamu bankaları için yazdığım; herkesin dikkatini çeken bu yılki, yaklaşık 1 ay önce normalleşen, kredi genişlemesini ise zaten rakamlar açıkça gösteriyor. Buna karşılık açıklamada yer alan, takipteki krediler ve ayrılan karşılıklara ilişkin sektör ve bankaya ilişkin
rasyo değişimleri ve karşılaştırmaları, zaten benim dikkat çekmeye çalıştığım gidişatı teyit ediyor.
Bunların ötesinde en çok dikkatimi çeken hususlardan biri; bankadan yapılan açıklamada kullanılan siyasi üslup. Gerçek bir bankacının böyle bir üslubu kullanmış ya da onaylamış olabileceğini düşünemiyorum. Zaten tüm okuyucular da, alta yer alan açıklamayı okudukları zaman, üslup ve rakamları görünce, ne demek istediğimi daha iyi görecekler.
İletişim danışmanları Grup 7 tarafından gönderilen Halk Bankası açıklamasında köşe yazıma ilişkin şunlar
yazıyor:

Haberin Devamı

‘Nakdi kredi artış oranı yüzde 16’


Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Erdal Sağlam’ın 3 Eylül 2015 tarihli makalesinde, bankamızın itibarına saldırılarda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Borsada işlem gören ve milletimizin ekonomik değerlerinden biri olan Bankamız hakkında, hiçbir nesnel bilgi ve belgeye dayanılmaksızın, eski Türkiye alışkanlıklarıyla birtakım hayali şahısların ağzından, eleştiri sınırlarının ötesinde, tamamen zarar vermek kastıyla yazıldığı intibaını uyandıran bu beyanların, ciddi bir mecrada yer bulabilmesi, gerçekten hayret-i mucip bir husustur.
Sözü edilen makalede; kamu bankalarının imkanlarının çok üstünde ve riskli krediler kullandırdığı, sorunlu kredilerine yeterince karşılık ayırmadığı ve bu şekilde sermaye yeterliliklerine yansıtılmadığı iddia edilmektedir. Hatta, bir iddiadan öte, masa başında kurgulanan bu beyanlar, hayali şahısların ağzından gerçek bir bilgi gibi alel usul dile getirilmektedir.
Halka açık bir banka olan Bankamızın, bağımsız denetim ve BDDK denetiminden geçerek kamuya açıkladığı verilerden de görüleceği üzere, 2014 yıl sonuna göre 30 Haziran 2015 dönemi nakdi kredi artış oranı yüzde 16, sektörün artış oranı yüzde 12,7 olup, artış oranları açısından paralel bir seyir izlendiği görülmektedir. Ayrıca nakdi kredi artışlarında yaklaşık yüzde 3 düzeyindeki kur yükselişlerinin de etkisi olduğu dikkate alınmalıdır.
Bankamızın 2014 yıl sonuna göre 30 Haziran 2015 dönemi takipteki kredi artış oranı yüzde 1,9, sektörün takipteki artış oranı, belirgin bir farkla ve özel sermayeli bankaların Varlık Yönetim Şirketlerine takipteki kredilerini satmalarına veya aktiflerinden silmelerine, Kamu sermayeli bankaların ise bu satışları yapmamalarına rağmen, yüzde 14,1 olarak gerçekleşmiştir.
Bankamızın 2014 yıl sonuna göre 30 Haziran 2015 dönemi Özel Karşılıklar/Takipteki Krediler rasyosu, yüzde 65,25’den yüzde 76,05 düzeyine, yüzde 10,8 oranında artarken, sektörün Özel Karşılıklar/Takipteki Krediler rasyosu, yüzde 73,88’den yüzde 74,47 düzeyine, sadece yüzde 0,59 oranında artmıştır. Görüleceği üzere Bankamız, sektöre göre takipteki kredilerine daha fazla özel karşılık ayırmaktadır. Ülke ekonomisini ve bankacılık sektörünü yakından izlediğini zannettiğimiz yazarın, makalesindeki hayali bilgileri, bütün bu şeffaflığa rağmen, kamuya açıklanmış bilgilere bakmaya ve teyit etmeye gerek duymadan dile getirmesi ve ülkenin en önemli gazetelerinden biri olduğunu iddia eden gazetelerden birinde bunu yayınlaması Bankacılık Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanununa göre suçtur.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “İtibarın Korunması” başlıklı 74’üncü maddesi;
“5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla ... bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz.”
hükmünü ihtiva etmektedir. Bu hükme aykırı davrananlar hakkında uygulanacak müeyyideler, Kanunun 158’inci maddesinde düzenlenmiştir.
Bu itibarla; bu asılsız haber ve yorumlara itibar edilmemesini, Bankamızca gerekli değerlendirmeler yapıldıktan sonra hukuki ve cezai başvurularda bulunulacağını kamuoyunun ve paydaşlarımızın bilgilerine sunarız.

Yazarın Tüm Yazıları