Paylaş
TÜSİAD bu şikâyetlerde göz önüne çıkıyor ama tüm iş âleminin sıkıntılı olduğunu, bazılarının iktidarla çatışmamak için sesini çıkarmadığını ama her örgütün tabanında ciddi şikayetler olduğunu biliyoruz.
Hatta iktidar partisine yakınlığı ile bilinen işadamlarının da son dönemlerde özel sohbetlerde ciddi yakınmalarda bulunduklarına şahit oluyoruz.
İşadamlarının şikâyetleri aslında yeni başlamadı. İktidara yakın olanlar da dahil, dışarıyla iş yapan, yatırımları bulunan ve ileriyi görmeye çalışan tüm işadamları, son bir yıldır hükümetin krizle mücadele için gerekli tedbirleri yeterince ve zamanında alamadığından, “makro ekonomik dengeleri yeniden sağlamak için yeterince çaba sarf edilmemesinden” yakınıyorlardı. Bunun şikâyetler içerisinde, “Hükümetin 35-40 milyar dolar kaynak temin edecek ve uluslararası alanda kredibilite sağlayacak IMF anlaşmasını neden imzalamadığı” sorusu de yer alıyor. Böyle bir fırsatın neden tepildiğini bir türlü anlayamadılar.
EN BÜYÜK YAKINMA AÇILIM GİRİŞİMİ
Son aylarda krizin iyi yönetilmemesi şikâyetlerine eklenen en büyük yakınma konusu ise açılım girişimi. İktidarın böyle bir açılıma girmesinin, milliyetçi kimliği ile tanınan bölge işadamlarının dışında, genel olarak olumlu karşılandığını, en azından Türkiye’nin geleceği için demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğine çoğu işadamının inandığını gözledik.
Ancak benim konuştuklarımdan hiçbirisi, “açılım sürecinin iyi yönetildiğini” düşünmüyor. Plansız-programsız bir girişim olduğunu, yaşananların beceriksizlikten ve ne yapılacağının tam olarak bilinmemesinden kaynaklandığını düşünen işadamı sayısı bir hayli fazla. Özellikle orta kademede yani KOBİ sayacağımız düzeydeki işadamlarının, Güneydoğu bölgesindekiler hariç, hükümetin böyle bir açılımı geniş halk kesimlerinin tepkisini almayacak biçimde tedrici olarak planlaması gerektiğini, bunun böyle yapılmadığını söylüyorlar.
Son dönemde, yani sokak çatışması görüntülerinin artmaya başladığından bu yana ise artık siyasi ortamın geleceğinden kaygı duymayan işadamına ben rastlamadım.
TOPARLANMAYI ETKİLEYECEK
Bu görüntülerin ileriye dönük umutsuzluk verdiğini kaydeden işadamları, toplumun derin bir kamplaşmaya gitmesinden, süreç iyi yönetilemediği için Türkiye’nin geleceğini aydınlatmak yerine açılımın artık geleceği karartmasından endişe ettiklerini açıkca söylüyorlar.
Zaten krizin etkilerinin tam olarak giderilemediğini, daha yeni yeni halkta bir “krizden çıkış” havası başladığını hatırlatan işadamları, bu siyasi ortamın sürmesi halinde yeniden tedirginliğin büyüyeceğini, bunun da doğrudan doğruya halkın eğilimine yansıyacağını, özetle ekonomideki toparlanmanın darbe alacağını belirtiyorlar.
Böylesine bir çatışma havası içinde, bırakın Türkiye’nin büyümesini, krizden çıkışın bile tehlikeye gireceğini kaydeden işadamlarının tedirginliği her geçen gün büyüyor. Böyle bir ortamda yatırımların yeniden başlaması ise bence çok ama çok zor...
İKTİDARA YAKIN İŞADAMLARI DA YAKINIYOR
İktidara yakın olarak bilinen, bu yönde adı çıkmış bir büyük işadamı ile geçen hafta görüşürken, belki de Başbaka’na doğrudan suç bulmamak için, mevcut kadroların hem siyasihem ekonomik olarak, Türkiye’nin geleceğini hazırlayacak çapta olmadığını söyledi. Dışarıda iş yaptıklarını, hiçbir gelişmiş ülkede bu kadar yetersiz bir ekibin bulunmadığını, ileriyi düşünüyorsak bu kadrolarla gitmenin mümkün olmadığını, açık açık söyledi.
Hükümetin siyasi ve ekonomik olarak beceriksiz davrandığını, işler karmaşıklaştıkça iyice yetersiz hale gelmeye başladığını, bunun böyle yürümeyeceğini de ifade etti.
Anladığım kadarıyla, böylesine kaos dönemlerinde çok rastlandığı gibi; devletle iş yaparken zorluk çekmeye başlamaları, “yamyamlığın iyice artması” da, iktidara yakın işadamlarını bile artık rahatsız hale getirmiş.
Paylaş