Paylaş
Piyasalardaki erken seçim beklentisinin bir türlü giderilememesinin nedeni için “ekonomik gidişat” diyebiliriz. Ekonominin 2019 yılında bugünkünden daha kötü olacağı beklentisi çok yüksek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politik sezgisine güvenen iş âlemi, bu nedenle 2019 yılına varmadan seçimlerin yapılacağını düşünüyor. Yerel seçimlerin yasal kısıtlar nedeniyle erkene çekilmesi tartışmalı bir konu olduğu için, en azından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinin bu yıl yapılacağı konusundaki genel bir beklenti hakim. Ekonomiyle ilgili bu beklenti o kadar yüksek ki; verilen demeçlere rağmen hala seçimlerin zamanında yapılacağı konusunda piyasalar ve iş âlemi ikna olmuş değil.
Son dönemde hızlanan döviz fiyatlarının gidişatın kötüleşeceğine ilişkin önemli bir ipucu olarak görülüyor. Fed’in tavrına bağlı, şimdi olmasa bile, yıl içinde faiz artışlarının hızlanacağı, yani kurdaki artışın kaçınılmaz olduğu düşünülüyor.
Yüksek enflasyon ve cari açığın ekonomide kırılganlığı artırdığı, kurlar faiz ve büyüme dahil makro dengelerinin daha hızlı bozulmasına neden olacağı belirtiliyor. Tablonun iktidar tarafından görülmediğine ihtimal vermeyen iş insanları, o nedenle “şimdi açıklamasalar bile her an erken seçim kararı gelebileceği” görüşünü sürdürüyor.
İş âlemi sadece ekonomik dengelerdeki bozulma değil, siyasi gelişmelerin de yine Türkiye’yi ve ekonomiyi sıkıştıracağı konusunda da endişe duyuyorlar. ABD’den gelecek para cezalarının ve yaptırım kararlarının hala gündemde olduğunu, bu riskin gerçekleşmesi halinde ekonomiye olumsuz etki yapacağını kaydediyorlar. Bölgedeki çatışma iklimi de hala risk olarak görülüyor. Kaldı ki, bunlar gerçekleşmese bile mevcut ekonomik gidişatın tek başına giderek kötüleşmeye işaret ettiğini, bu nedenle 2019 yılına varmadan bu yıl seçim kararı alınmasının büyük ihtimal olduğunu düşünmeye devam ediyor.
İKTİDARIN AB BEKLENTİSİ
Ankara’da gördüğümüz, AKP’ye yakın çevrelerden edindiğimiz izlenime göre hükümet da ekonominin giderek kötüleşeceği konusunda endişe duyuyor. Ancak anladığımız kadarıyla iktidar buna rağmen insanların hayatını fazla zorlaştırmadan 2019 yılına, zamanında yapılacak seçimlere kadar gidebileceğini düşünüyor.
En azından şimdilik, bürokrasi ve yakın çevrelerine verdikleri izlenim böyle.
Hükümetin bu konuda en büyük önem verdiği konu ise AB ile ilişkiler. AB ile bu ay sonundaki zirvede bir yumuşama bekliyorlar. Görünen o ki; AB ülkelerinden yeni yatırımlar konusunda olumlu haberler alıyorlar. Bu gelişmenin yaratacağı hava ile seçimlere kadar ekonomideki dengeleri fazla bozmadan götürebileceklerini düşünüyor olabilirler. Bu arada Hazine ve Merkez’in yaptığı nakit ve altın stoklamasının da kendilerine yeterli olacağını tahmin ediyorlar.
Afrin gibi milli hisleri ayaklandıran operasyonlara seçimlere kadar devam edip, ekonomide kötü gelişmeler yaşansa da milli duyguları hareketlendirerek seçimlerden başarılı çıkacakları konusunda umutlu oldukları gözleniyor.
Öte yandan ABD’den beklenen ceza ve yaptırımlar için el altından pazarlıkların sürdüğü, buradan gelecek olumsuz etkilerin yumuşatılmasına çalışıldığı da Ankara’da konuşuluyor. Rusya’nın cesaretlendirmesiyle ABD ile çatışma havası somutlaştığı takdirde, bunun yine milli duyguları hareketlendirmek için kullanılması ve seçimler için lehlerine olacak biçimde kullanılacağı da yine kulislerde konuşulanlar arasında.
Paylaş