Hayati  seçim

Almanya’daki Türk işadamları ülkemizde, ekonomideki tıkanma gibi sorunların aşılması için, seçimden bu kez aynı sonuç da çıksa, mutlaka hükümetin kurulması gerektiği konusunda bir mutabakat bulunuyor..

Haberin Devamı

Bu nedenle de 1 Kasım seçimleri ‘gerçekten hayati’ olarak görülüyor.


ALMANYA’daki Türk işadamları da, Türkiye ile ilgili her yerli- yabancı yatırımcı gibi şu sorulara yanıt arıyor: “Bu kez seçimden sonra hükümet kurulur mu, 7 Haziran’a benzer sonuç çıkması halinde yine seçim istenir mi, istenirse ne olur?” Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği ATİAD’ın 5. Ekonomi Günü Düsseldorf’da yapıldı ve bu kapsamda yer alan “Tarihi Seçimler Öncesi Türkiye’deki Siyasi Gelişmeler ve Bunun Türk ekonomisine olası yansımaları” başlıklı panelin konuşmacıları arasında idim. CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, gazeteci büyüğümüz Güngör Uras ve işadamı Mehmet Yaşaroğlu ile birlikte konuyu tartıştık. Hem toplantıda hem de özel sohbetlerimizdeki genel izlenimim; ülkede, demokrasiden uzaklaşma ve ekonomideki tıkanma gibi sorunların aşılması için, bu kez aynı sonuç da çıksa, mutlaka hükümetin kurulması gerektiği konusunda bir mutabakat bulunuyor. Bu nedenle de 1 Kasım seçimleri “gerçekten hayati” olarak görülüyor.

 

OY KULLANIN

Haberin Devamı


Hayati  seçim
 

 

ATİAD Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Sarıyor, istikrarsızlığın artık bitmesi gerektiğini belirterek, toplantıdaki işadamlarına mutlaka gidip oy kullanmaları, Türkiye’deki yakınları da oy kullanmaları için ikna etmeleri gerektiğini söyledi. Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin, göçmen sorunu da kapsayacak biçimde gelişmesi gerektiğini, Türkiye’nin kilit konumu nedeniyle gerekli haklarının verilmesi gerektiğini belirten Sarıyar, güven ve adalet duygusunun yeniden oluşumu ve bunun için gereken sorumluluk üzerinde durdu.
Toplantıda AKP’den de konut çağrıldığı ve ama olumlu yanıt alınamadığı belirtilirken, CHP adına katılan Selin Sayek Böke’ye de ciddi bir ilgi vardı. Böke de konuşmasında 7 Haziran seçimlerinden sonra yeni bir seçime ihtiyaç olmadığını, halkın “uzlaşın mesajı” verdiğini, ama zorunlu olarak yeniden seçime gidildiğini söyledi. Ankara’da bomba faciasında 102 insanımızı kaybetmek başta olmak üzere, ekonominin önüne geçen hayati sorunlar bulunduğunun altını çizerek sözlerine başladı. Demokrasi olmadan, toplumsal barış kurulmadan ekonomik konuların konuşulamayacağını belirten Böke, Türkiye orta gelir tuzağında diye tartışırken kişi başına düşen milli gelirinin 9 bin dolara indiğini, bununla birlikte orta teknoloji tuzağı yaşadığımızı söyledi. “Bu arada orta eğitim tuzağı yaşadığımızı söylüyorum ama ‘orta olsa iyi’ yanıtı alıyorum” diyen Böke, ekonomik konularla birlikte demokrasi ve toplumsal barışı, yanısıra eğitimi ve fiyasko haline gelen dış politikayı da tartışmak zorunda olduklarını kaydetti. Böke, sorunların büyüklüğünü bildiklerini ama umutsuz olmadıklarını, 1Kasım sonrası ciddi biçimde üzerine giderek bu sorunların aşılabileceğini de söyledi.
Düsseldorf’da bize ev sahipliği yapan ATİAD Başkanı Aziz Sarıyar, yaratıcı girişim ve yatırımları ile bilinen 2. Başkan Müfit Tarhan ve tanıştığımız işadamlarında Türkiye’ye olan yüksek ilgiyi görmek sevindirici idi. İnsan hakları ve demokrasi talebi her şeyin önüne geçmiş, bu gelişmeler sağlandığında ekonomik sıkıntıların aşılacağı konusunda genel bir umut olduğu söylenebilir.

 

Haberin Devamı

Ulussever’den yatırıma çağrı

 
Hayati  seçim


TOPLANTI nedeniyle oluşturulan stantlarda Borsa İstanbul da yer alıyordu. Yönetim Kurulu Başkanı Talat Ulussever başkanlığında bir heyetin Düsseldorf’da Türk işadamlarını Borsa’ya davet ettiğini, ATİAD kurucu Başkanı işadamı Kemal Şahin’in konuşmasından öğrendik. Ulussever de toplantı kapsamında “Ekonomik Büyüme ve Borsa İstanbul” konulu bir konuşma yaptı. Ulussever, Türkiye’deki bankalar başarılı şekilde faaliyetlerini devam ettirseler de, sektörün ekonomi içindeki payının uluslararası ortalamalara yaklaştığı bu dönemde, “Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesi ve 2023 ekonomik hedeflerine ulaşabilmesi için mevduat bankacılığından yatırım bankacılığına doğru geçişini artırarak devam etmesi gerektiğini” söyledi.
Sektördeki en önemli risklerden birinin; sanayi kuruluşlarında her geçen sene artan borç/özkaynak oranlarının şirketler için büyük bir risk faktörü oluşturması olduğunu kaydeden Ulussever, “Gelişmiş ülkelerde yüzde 70 seviyelerinde bulunan borç/özkaynak oranının ülkemizde yüzde 100’leri aştığını gözlemliyoruz. Yani, şirketlerimiz özkaynaklarından çok daha fazla borçlanmaktadır. Bu durum, sürdürülebilir bir büyümenin önündeki en önemli engellerden biridir” şeklinde konuştu.
Yatırımcı tarafına bakıldığında, ülkemizdeki yurtiçi tasarrufların yaklaşık üçte ikilik kısmının mevduata yönlendiğinin görüldüğünü kaydeden Ulussever, bankacılık esaslı ve borçlanmaya dayalı bu büyüme modelinin yanı sıra, büyümeyi daha güçlü bir hale getirebilmek için sermaye piyasaları öncülüğünde risk paylaşımına dayalı ürünlerin daha fazla yer aldığı yeni bir sisteme, oluşuma, hikâyeye ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. OECD kapsamında 50 yıllık veriyi inceleyen bir çalışmanın kredi ile finansman sağlamanın ekonomiye negatif bir etkisi olduğunu gösterdiğini, finansman için borsaları seçen ülke ekonomilerinin daha hızlı ve sağlıklı büyüdüğünü ortaya çıkardığını kaydeden Borsa Başkanı, geliştirilecek yeni ürünler ve uygulamalar neticesinde, sermayenin tabana yayılmasını kolaylaştırarak finansal katılımın arttırılması ve özellikle düşük ve orta gelir grubunun yüksek getirili ürünlere yatırım yapma imkânlarının çoğaltılması gerektiğini kaydetti. Böylece, büyümeye katkıda bulunurken gelir adaletsizliğini de azaltma noktasında ilerleme sağlanacağını ifade etti.

Yazarın Tüm Yazıları