Paylaş
TÜRKİYE’nin kişi başına düşen milli gelir, nüfus artış hızındaki artış, büyüme oranlarındaki düşük seyir ve kurlardaki yüksek oranlı artışlar nedeniyle düşmeye başladı. Bu zaten beklenen, normal bir sonuçtu.
Buna karşılık hükümet ne yaptı; tam seçim öncesinde kişi başına düşen milli gelirdeki düşüş gözükmesin diye, her zaman yaptığı hesapta değişiklik yaptı. Artık satın alma gücüne göre milli gelir hesabını kullanacağım deyip, milli gelirdeki düşüşü gizlemeye çalıştı.
Bu hareket en hafif deyimiyle istatistik ve rakamlarla gerçekleri çarpıtma niyetini gösteren ucuz bir hareket. Böyle bir yola gitmek siyasetçisinden bürokratına kadar acizlik göstergesi aynı zamanda. Başka bir açıdan da seçim öncesi popülizmin ta kendisi...
Yıllardır orta vadeli program (OVP) yapılıyor, hedefler açıklanıyor, hesaplar ve projeksiyonlar veriliyor. Ne oldu da milli gelir hesabını şimdi değiştirmeye karar verdiniz? Eğer ciddiyetiniz olsa idi; hesaplama yöntemini ne zaman ve neden değiştireceğinizi, ne zaman orta vadeli programa koyacağınızı yıllar öncesinden açıklardınız. Eğer samimi olsaydınız; değiştirdiğiniz hesaplamaya göre rakamları verirken, bununla birlikte birkaç yıl daha eski seri ve hesaplamaya göre yapacağınız hesaplamayı da, yenisiyle birlikte vermeniz gerekirdi.
Bir başka soru; 2008 krizinden bu yana dönem dönem kurlarda ani değişiklikler oldu, neden o zaman bu yeni hesaplamaya geçmediniz de, niye seçime üç hafta kalmışken bu gerekçeyle yeni rakamları açıklama gereği duydunuz?
Siz hesaplama yöntemini değiştirip kişi başına düşen milli geliri yüksek göstermeye çalıştığınızda, halkın geliri mi artmış olacak? Halkla dalga mı geçiyorsunuz; insanlar ceplerine giren parayı bilmiyorlar mı? Halkın gözünün içine baka baka hesap yöntemi değiştirerek “senin gelirin aslında yükseldi” anlamına gelecek bu hareket, halka karşı hile yapmak değil mi?
Dün Uğur Gürses ve Neşe Karanfil, tabloyu tüm çıplaklığıyla bu sayfalarda anlattılar, Resmi İstatistik Kurumu’nun bu hesaplamayı burada kullanmanın yanlış olduğuna dair yorumu da yazıldı. Ne kadar sakarsanız saklayın milli gelir düşüyor, bu yıl 8 bin 986 dolara iniyor, gelecek yıl daha da düşecek...
Siz büyüme oranlarını artıramaz, TL’nin değerini koruyamaz, siyasetçiniz “en az 3 çocuk” diye her türlü teşviği verirse, kişi başına milli gelir yükselmez ki...
FIRSATÇILIK GÖRÜNTÜSÜ
Hem de bu işlemi Türkiye’nin en ağır dönemini yaşadığı, halkın sabah kalkarken yaşadığı iklime lanetler okuduğu bir dönemde yapıyorsunuz.
Bu hile böylesine bir döneme denk geldiğinde, insanın aklına “Acaba bu acıyı kullanıyor, bu rakam hilesi kamuoyunda yeterince tartışılmaz, böylece halkın gözünden kaçırırız diye mi umuluyor” sorusu geliyor...
Peki, siyasetçiler böyle bir şeyi istedi diyelim; bürokrasinin hiç mi mesleki etiği kalmadı, neden eski rakamlar da aynı zamanda OVP’de yer almıyor? Tabi ki karar alma yetkisi dışındaki bürokratları tenzih ediyorum ama Kalkınma Bakanlığı’nda bu hileye itiraz edecek hiç mi bürokrat kalmadı? 2 aylığına bakanlık yapacağım diye, bir eski bürokrat bu hallere kendini nasıl düşürür?
Yapılanları sizce Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Cevdet Yılmaz görmedi mi?
Bırakın bu fırsatçılığı; siz babasıyla gittiği barış mitinginde ölen, babasıyla birlikte toprağa verilen, öğretmeninin okulun açılışında kendisine yazdığı mektubu okuduğu, 9 yaşındaki Veysel Atılgan’ın görüntülerini izlediniz mi?
Buna rağmen seçim hilesi yapmayı göze aldığınız, aklınıza geliyor mu hiç...
Paylaş