Enerjide piyasalaşma süreci hızlanmalı

TÜSİAD bu karışık gündem içinde, ekonominin gündemine enerjiyi sokmak için girişim başlattı.

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ve Enerji Çalışma Grubu önceki gün, hep birlikte bir basın yemeği yaparak, enerjide gelinen aşamayı ve yapılması gerekenleri sıraladılar.

Amaç belli; enerji sektöründe başlayan liberalizasyon sürecinin hızlandırılması isteniyor. Bu süreç içinde daha hızlı yol alınması planlanıyordu ama özellikle bazı alanlarda, öngörülen takvimlerde ciddi gecikmeler var. Örneğin doğalgaz piyasasında 2009 yılında özel sektörün payının yüzde 80’e çıkması öngörülüyordu ama bu pay ancak yüzde 10 ile sınırlı kaldı. Buradaki aksamanın nedeni belli; BOTAŞ’ın payı yani kamu tekeli bu alanda kırılamıyor. Bunu yapmak için bence her şeyden önce BOTAŞ’ın şirketleşmesi dahil, ciddi önlemler alınması gerekiyor ama Hükümet böylesine radikal bir uygulamaya yanaşmıyor.

Özetle; TÜSİAD piyasalaşma sürecinde geride kalınan alanlara eğilinip, biran önce bu sürecin hızlandırılması gerektiği görüşünde. Örneğin elektrikte dağıtım ihaleleri bitti sayılır ama asıl özelleştirme üretim aşamasında olacak. Gerçi gecikti ama bu yıl üretim özelleştirmesinde çok önemli adımlar bekleniyor ama bir yandan da yine gecikmeden korkuluyor.

TÜSİAD’ın acele edilmemesi gerektiğini söylediği hemen hemen tek alan ise güneş enerjisi. Yenilenebilir enerji kapsamında güneş enerjisiyle üretim için acele edilmemesi gerektiğini, çünkü bir furya halinde bu enerji için gereken teknoloji ve ekipmanın tümüyle dışa bağımlı halde olacağını, bu nedenle yerli üretim ve yeni teknolojiler de beklenerek, güneş enerjisinin daha sonra hayata geçirilmesi gerektiğini üşünüyorlar. Bence haklılık payları yüksek.

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, bu konuyu sürdürülebilir ekonomik kalkınma kapsamında ele almak gerektiğini, yani sanayinin büyümesi için gereken enerjinin arz güvenliği kapsamında konuyu ele aldıklarını söyledi. Yani Türkiye eğer büyümeye devam edecekse, gereken enerjinin teminini garantiye alacak kararlar şimdiden alınmak zorunda. İşte liberalizasyon sürecinin hızlanması bu nedenle gerekiyor ki; hem sanayicinin hem konut tüketicisinin kaliteli ve ucuz enerji temini garantiye alınabilsin... Yani ülkenin ve halkın refahı için enerjide arz güvenliğini mutlaka biran önce gündeme almak gerektiğini söylüyor ve haklılar.

TÜSİAD’IN YAKLAŞIMI

Başkan Ümit Boyner, Ali Kibar, Selahattin Hakman, Fahrettin Arman, Nusret Cömert, Zeki Eriş ve Batu Aksoy gibi bu konuda özel sektörün ileri gelenlerinin konuyla ilgili görüşlerini dinlediğimiz toplantıda, güncel nükleer santral ve çevrecilerin tepkisini çeken hidroelektrik santralleri de gündeme geldi. Boyner, her iki konuda da olaya tek yanlı bakılmaması çünkü enerji arz güvenliği için yerli kaynak oranının artırılması gerektiğini, ama bu projelerin çok daha şeffaf ve geniş kesimlerden görüş alınarak, hatta taraflar ikna edilerek yapılması gerektiğini söyledi. Yani bu projelere ihtiyaç olduğunu ama “yaptım-oldu” diyerek bunların yapılmaya çalışılmasının, sorunlara ve tepkilere neden olduğunu söyledi.

Bence olaya çok daha geniş, örneğin hükümetlerin değiştiremeyeceği bir ulusal enerji stratejisi kapsamında bakıp, küreselleşme süreci ve liberalizasyon gereğini göz önüne alıp belli bir planlama yapılması gerekiyor. EPDK gibi sektörün denetim ve gözetimini yapması gerekirken, sadece lisans kurumu haline getirilen, siyasi kararların her aşamada etkin olduğu bir kurum yeniden ele alınıp, hem EPDK hem TEİAŞ teknik ve kurumsal olarak güçlendirilmeden bu süreç, bence sağlıklı yönetilemez. Şu andaki görünüm; plansız, günlük politikalarla, dolayısıyla şaibeye ve partizanlığa açık bir uygulamayı gösteriyor. Bence TÜSİAD’ın da, hızlandırılması gereken piyasalaşma sürecini tanımlarken, daha makro ve kurumsal bir yaklaşımla konuyu ele alması, bence ülke için çok daha yararlı olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları