Elektrik piyasasında bizi bekleyen tehlikeler

YILLARDIR geciktirilen elektrikte serbest piyasa koşullarına geçiş, nihayet önümüzdeki yıl başlıyor.

Piyasa koşullarına geçişte izlenecek yöntemi, genel olarak; elektrik üretiminin özelleştirilmesi, iletimin yine devlet elinde kalması, dağıtımın ise özel sektöre bırakılması biçiminde özetleyebiliriz. Hem devletin elindeki üretim şirketleri önümüzdeki yıldan başlayarak özel sektöre devredilmeye başlayacak, hem de uzun yıllardır bekletilen dağıtımın özelleştirilmesi hızlı bir biçimde gerçekleştirilecek. Bunun yanısıra kısa dönemde elektrik sıkıntısını da gidermek için, alternatifli üretim kaynakları devreye sokulmaya çalışılacak, bunun için devlet ve özel sektörün katılacağı, karmaşık modeller uygulamaya konacak.

Piyasa koşullarına geçişte elektrik toptan ticaret şirketleri de yer alacak ve yetki alan bu şirketler üretimden pazarlamaya elektriği pazarlayacaklar. Bir başka deyişle üretici ile tüketici arasındaki organizasyonu gerçekleştirip, üzerinden para kazanacaklar.

Elektrik piyasa koşullarına geçerken, ister istemez, yabancı sermaye önemli rol oynayacak. Yani Türkiye’de hala yeterli sermaye birikimi yok ve ister istemez bu özelleştirmelerde yabancı sermaye önemli pay alacak.

Açık söylemek gerekirse; Hükümetin yüksek cari açığın finansmanı açısından 2008’de en çok güvendiği finansman kalemi de enerji özelleştirmeleri olacak. Yani önümüzdeki birkaç yıl da elektrik ve doğalgaz özelleştirmelerinden gelecek para ile sıkıntısız geçirilmeye çalışılacak.

İşte hem Hükümetin hem yabancı sermayenin işine gelecek bir özelleştirme sürecine giriyoruz. Bu nedenle şimdiye kadar enerji ile ilgisi olan olmayan, Hükümete yakın ya da uzak, bütün girişimciler patır patır elektrik ve doğalgaz şirketleri kuruyorlar, bu enerji özelleştirme furyasına şimdiden hazırlık yapmak istiyorlar.

Enerji sadece Türkiye açısından değil tüm dünya açısından, tüm dünyadaki özel sektör şirketleri açısından, önümüzdeki 5-10 yılın gözde sektörü olacak. Bir yandan kıt enerji kaynaklarının paylaşımı üzerine, devlet-özel sektör girişimleriyle yeni dünya düzeni kurulurken, öte yandan da tüm dünyada enerjide piyasa ekonomisine geçiş yaşanıyor. Bu nedenle de enerji çok büyük bir fırsat alanı oluyor. Bunun da ötesinde AB kapsamında Türkiye enerji sektörü Avrupa ile entegre oluyor ve bu süreç fırsatları daha da büyütüyor.

AB’DE KARTEL OLUŞTU

Bu genel girişten sonra özel sektör için oluşan bu geniş fırsatlar sürecinin aynı zamanda halk yani tüketici açısından, aynı zamanda önemli riskler barındırdığını söylemek gerekir.

Her şeyden önce enerji temini, kár güdüsünün hakim olmasıyla birlikte önemli bir risk unsuru olarak önümüze çıkacak. Kár güdüsündeki artış, enerji fiyatlarının önemli ölçüde yükselmesine neden olabilir. Bu yeni ortam, hem enerji tüketimi yapan tüketiciler için, hem de yoğun enerji kullanım zorunluluğu nedeniyle başta reel sektör olmak üzere, enerji dışı tüm sanayi ve hizmetler sektörleri için, yani ekonomi açısından önemli bir risk oluşturacak.

Daha sonraki yazılarımızla detaylarına gireceğiz ama en önemli risklerden birinin özelleştirme ve Avrupa ile entegrasyonla birlikte fiyatlarda önemli oranlarda yükselme tehlikesi olduğunu söyleyelim. Bazı uzmanlar şu anda, gelecek zamların ardından 10-11 sent olması gereken elektrik fiyatlarının, AB ile tam entegrasyon ve yeterli kontrol olmadığı takdirde 18 sent’e kadar çıkma tehlikesine dikkat çekiyorlar. Çünkü şu anda Avrupa’da, bizdeki toptan ticaret şirketlerine denk gelen, 7-8 şirketin kartel kurarak, piyasayı gizli anlaşmalarla kontrol altına alıp, çok yüksek fiyat dikte ettikleri tartışılıyor, araştırılıyor.

2000 yılından bu yana, bu az sayıdaki şirketin yazdıkları kár 90 milyar Euro’yu bulmuş. Dolayısıyla sağlıklı rekabet ortamı oluşturulamamış ve fahiş aracılık kárları şu anda Avrupa’yı tehdit ediyor. İşte Türkiye’de elektrik özelleştirmesi başladığında, bu kartel oluşturduğu iddia edilen Avrupalı şirketler ya doğrudan ya da dolaylı biçimde Türkiye piyasasını da ellerine geçirmek için harekete geçecekler. Elbette bu durum elektrik pazarının serbest piyasa koşullarına geçmesine engel olmamalı. Ama dikkat etmek gerekiyor...
Yazarın Tüm Yazıları