Paylaş
Değişikliğin en önemli unsurlarından birinin, “Ekonomi yönetimindeki çift başlılıktan geri dönüşün sağlanması” olduğunu söyleyebiliriz.
Genel olarak kabine değişikliklerine bakıldığında, uzun zamandır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın değişiklik için ileri sürdüğü “metal yorgunluğu”ndan kastının, uzun süredir bakanlık yapan eski isimler olduğunu anlıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Tarım Bakanı Faruk Çelik, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun devre dışı kalmasına böyle bakabiliriz. Belki aynı kapsamda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Başbakanlık Yardımcılıklarına alınmasını da sayabiliriz.
AKP’de yeni parlayan, nispeten genç isimlerin yeni bakanlıkları getirilmesi, bu yapılırken etnik ve seçim çevresi dengesinin gözetildiği de açık.
Bu arada değişikliklerde gözetilen başka bir unsurun da kabineden ayrılan bakanların bundan sonra AKP yönetimine tehdit oluşturmayacak, özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakın isimler olduğunu da söyleyebiliriz. Bunlardan bazılarının cumhurbaşkanlığı danışmanlığına gelmesi, şahsen benim için sürpriz olmayacak. Yine, “Ayrılanlar için FETÖ’cü olma şüphesi yaratılır mı?” kaygısının da bu değişikliklerle giderildiği söylenebilir.
26 kişilik kabinenin 11’inin, ya dışarıda kaldığını ya yerinin değiştiğini göz önünde tutulursa, bu değişikliğin hiç de söylendiği gibi küçük bir değişiklik olmadığını gösteriyor.
Bu arada son dönemde büyük tartışma konusu olan iç ve dış politikada değişiklik olmayacağı sinyalini de bu kabine değişikliğinden alıyoruz. İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı ve AB Bakanı’nın yerinde kalması bunu gösteriyor.
KOORDİNASYONUN ÖNEMİ
Bu köşede daha önce yazdığımız gibi; Ali Babacan’ın yeniden ekonomi yönetiminin başına geçirilmesi gerçekleşmedi. Bunun yerine, Babacan’a kıyasla Cumhurbaşkanı ile son dönem daha uyumlu çalışmaya özen gösteren, benzer anlayışa sahip Mehmet Şimşek, Başbakan yardımcılığında görevini koruyan tek kişi oldu.
Bunun önemi, daha önce Nurettin Canikli ile Mehmet Şimşek’in paylaştığı ekonominin koordinasyonu işlevinin artık sadece Şimşek’e kalmış olması. Çünkü diğer Başbakan yardımcılarının ekonomiyle ilgili bir geçmişleri yok.
Ali Babacan eğer yeniden devreye girseydi, ekonomi çevreleri ve piyasalar çok daha fazla sevinirdi, bu açık. Ancak Şimşek’in yerini koruması da piyasaların yine memnuniyetle karşılayacağı bir karar olacak.
Nurettin Canikli hakim olduğu bankacılık kesimiyle iyi ilişkiler içindeydi ancak farklı görüşlere sahip olduğu için, Şimşek ile bazen açık, çoğu zaman gizli bir inisiyatif çekişmesi yaşanıyordu.
Ekonominin koordinasyonunun tek elden yapılması gereğini, geçilen çift başlılıkla birlikte defalarca yazmıştık. Bu yanlıştan dönülmüş olması, olumlu bir adım.
Ancak bence mühim olan uygulama olacak. Koordinasyon tek başına Şimşek’te gözükmesine rağmen, ekonomiyle ilgili diğer bakanlar, Çalışma Bakanı dışında, tümüyle yerini korudu. Yani Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Şimşek’i gerçekten koordinasyondan sorumlu tek bakan olarak mı kullanacak, yoksa eski bakanlarla ekonomi yönetiminde fiili olarak çok başlılığı sürdürecekler mi, bu önemli.
Kısacası; Şimşek’in koordinasyonu kağıt üstünde kalırsa o zaman çift başlılıktan kurtulmuş olmayacağız.
Yeni dönem çok daha zorlu ve ekonomi için kritik olacak.
Paylaş