Paylaş
Sadece küresel ekonomi için değil, Türkiye ekonomisi için de aynı biçimde kriz konuşulmaya başladı. İçerdeki tartışmaların odağında ise yine dışarıdaki bu krizlere de bağlı olarak, cari açık problemi baş rollerde.
IMF’in son küresel tahmin raporunda yer alan 2012 yılına ilişkin kırılma öngörüsünün ardından, hafta sonunda konuşan IMF Türkiye Temsilcisi de finansal riskten söz etti. Daha sonra “Türkiye için değil dünya için söylemiştim” dedi ama konuşması zaten Türkiye’nin de içinde bulunduğu ısınan gelişmekte olan ülke ekonomilerine dönüktü.
Bence bu konuda en önemli açıklama Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’dan geldi. Başçı Türkiye ekonomisinin iyi olduğunu hatta “fazla iyi” olduğunu belirtirken tek risk unsurunun cari açık olduğunu kaydetti. Başçı’nın “Kamu ve özel sektörün dövizde açık pozisyon olmamasında fayda var” demesi, bence ilginç bir uyarıydı. Şahsen, böyle kritik dönemlerde Merkez Bankası Başkanlarının kurlara ilişkin uyarılarının başlangıcını hatırladım. Bu uyarılar başladı mı hep devam eder ve sonunda kurlarda bir sıçramayla son bulurdu.
Erdem Başçı’nın aynı derecede önemli bir başka sözü de krize ilişkindi. “Haddinden fazla endişelenmeye gerek yok, senaryolara hazırlıklıyız” diyen Başçı, konuşmasının sonunda ise Yunanistan’la ilgili alınan kararların önemli olduğunu kaydedip, “Kriz o kadar yakın görünmüyor” demiş. Benim Başçı’nın bu sözlerinden anladığım şu ki; Yunanistan için iyi kararlar alınsa bile sonunda kriz gelecek ama şimdilik değil, ileride olacak. Yine aynı şekilde Erdem Başçı’nın sözlerinden aslında telaşlanmayı gerektirecek bir durum olduğunu ama “haddinden fazla telaşlanılmasının sıkıntı yaratacağını” düşündüğünü anlıyoruz. Ekonomi yönetiminin tavrından da anlıyoruz ki; Türkiye’nin de ciddi biçimde etkileneceği bir küresel kriz beklentisi iyice artmış durumda. Bence cari açığın yarattığı kırılganlığın bu kez bizi daha fazla etkileyeceğini bilen ekonomi yönetimi, zararı azaltmak için “kriz gelecek ama biz yönetiriz” diye kamuoyuna ve piyasalara güven vermeye çalışıyor.
YABANCILARIN GÜVENİ YOK
Peki, ekonomi yönetimi böyle bir güveni kamuoyuna, piyasalara verebilir mi? Geçen hafta Merkez Bankası’nın aldığı karar ve yaptığı açıklamanın ardından, yabancı yatırımcıların ciddi bir karar alınacağı konusundaki tedirginlikleri iyice arttı ve çıkışı hızlandırdılar. Yabancılar seçim öncesinde kurulacak hükümetle birlikte ciddi önlemler alınmaya başlayacağını umuyorlardı ama olmadı. Ekonomi yönetiminin bence kamuoyunu sadece “biz idare ederiz” diye yatıştırmak yerine cidden yeniden güven sağlayacak, işe hakim olduklarını, durumu anladıklarını gösteren önlemlerle güven vermeleri gerekiyor.
Bence önlemleri almasalar bile konuşmaya başlasalar, ne yapılması gerektiğini, Hükümetin mali önlem için alması gerekenleri söyleseler, hiç olmazsa “bu adamlar en azından durumun farkında” algısını yaratıp, piyasaları rahatlatabilecekler. Bunun yerine hükümetin aşırı büyümeci politikalarına destek veren açıklamalar, hele hele Merkez Bankası’nın bu yönde davranması, oluşan tedirginliği giderek artırıyor.
Herkes biliyor ki; Yunanistan krizi şimdilik bastırılmış olsa da, bu hafta ABD’deki bütçe krizine çözüm bulunsa da, bu cari açıkla biz eninde sonunda bir sert darbeyle karşılaşacağız. Kurlarda son dönemde yaşananlara bir baksanıza; bu kadar artış normal mi?
Paylaş