PaylaÅŸ
Dün açıklanan iki önemli veri, gerçi piyasalar tarafından bekleniyordu ama yine de, ekonominin toparlanması için daha epeyce yol almak gerektiğini açık biçimde ortaya koydu.
5 aylık gerilemenin ardından iÅŸsizlik oranı aÄŸustosta yeniden artışa geçti ve aÄŸustos sonu itibariyle yüzde 13.4 oranına ulaÅŸtı. Turizm sezonunun etkisiyle iÅŸsizlik oranı yaz aylarında düşmüş ve son olarak temmuzda yüzde 12.8’e gerilemiÅŸti. Piyasa beklentisi bu oranın yüzde 13 civarına çıkması idi ama artış beklentilerin üzerinde gerçekleÅŸti. Â
İşsizlik oranının geçen yıl aynı ayda yüzde 10.2 olduğunu gözönüne aldığımızda, artış daha da çarpıcı olarak ortaya çıkıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan dün konuyla ilgili yaptığı açıklamada, başka ülkelerde işsizlikte oranlarındaki artışların daha hızlı olduğunu belirtti ama Türkiye’deki gizli işsizliği de göz önüne almak gerekiyor.
Aylık bazda toplam istihdam artışı gerilerken işgücüne katılım da azaldı. Yıllık bazda işsiz sayısı 927 bin kişi arttı. Ağustos ayında toplam istihdam azalışında tarımda istihdam edilen kişi sayısında azalma etkili olurken, inşaat ve hizmet sektörlerinde istihdamın artmaya devam ettiği, sanayideki gerilemenin de sürdüğü görüldü. Hem inşaat ve hizmet sektörünün kış aylarında durgunluğa girmesi, hem de işgücü piyasasına ilişkin iki öncü göstergeler önümüzdeki günlerde işsizlik oranlarında çok daha yüksek oranları göreceğimizi ortaya koyuyor. Hem işsizlik sigortası ödeneği başvuruları hem de gelecek 6 ayda iş bulma olanakları endeksi, önümüzdeki aylarda işsizlik oranında artışı gösteriyor.
Piyasalarda işsizlik oranına ilişkin tahminler de bu rakamdan sonra yükselmeye başladı. Daha önce yılsonu için yüzde 14.5-15 oranları tahmin edilirken, artık tahminlerin yüzde 16’ya kadar yükselmeye başladığına şahit oluyoruz.
BÜTÇE DİSİPLİNİ SAĞLANAMIYOR
Dün gelen ikinci olumsuz veri ise bütçe rakamlarına ilişkindi. Piyasalarda zaten bu konuda bir umut yok ama yine de çıkan rakamlar moral bozuyor. Ekim ayında merkezi yönetim bütçesi 2.3 milyar TL faiz dışı fazla (FDF) vererek geçen yılın aynı ayındaki 1.9 milyarlık FDF’nin üzerinde geldi ama işsizlik sigortası fonundan aktarılan 1.9 milyar TL bütçeyi olduğundan iyi gösterdi.
Bir kerelik gelirleri dışlayan IMF tanımlı bütçeye göre ise faiz dışı denge 0.3 milyar TL açık verdi ki, bu da geçen yılın altında bir FDF anlamına geliyor.
Piyasa uzmanları mali disiplindeki bozulmanın kaynaklarına baktıklarında, ağustostan itibaren gelirlerde çok sınırlı da olsa bir iyileşme görüldüğünü, buna karşılık faiz dışı harcamalardaki artışın yeni bir hız kazandığını saptıyorlar. Ekim ayında, vergi gelirleri artmaya devam etmiş, iç tüketime dayalı vergiler olan KDV yıllık bazda yüzde 28, ÖTV ise yüzde 17 artmış gözüküyor ama son dönemde iç talep ile ilgili zayıflama sinyallerinin alınmasının, vergi gelirindeki toparlanmayı da sekteye uğratabilecek bir risk oluşturduğu kaydediliyor. Harcamalar tarafında ise, cari transferlerdeki artışın yarattığı tahribatın devam ettiği gözleniyor. Uzmanlar, son bir yılda IMF tanımlı rakamlara göre, harcamalardaki 3.7 puanlık ve gelirlerdeki 0.4 puanlık daha sınırlı bozulma ile FDF’deki toplam düşüşün 4.1 puana ulaştığını hesaplıyorlar.
Özet olarak mali disiplindeki bozulma hala devam ediyor. Yeni saptanan orta vadeli program (OVP) hedeflerine ulaÅŸmak bile, bu ÅŸartlarda epeyce zor olacak. Yani IMF ile anlaÅŸma olmadan hükümet harcamaları kesmeye yanaÅŸmayacak. OVP hedeflerinin daha baÅŸtan aşıldığını bir düşünsenize... Ekonomiye güven saÄŸlamak mümkün olabilir mi?Â
PaylaÅŸ