Paylaş
Sıkıntı yaşadığında sigara, içki, otomobil, akaryakıt gibi vergi tahsilatında temel hale gelen mallara vergi artışları yapan Maliye Bakanlığı, artık bu önlemleri kullanmakta zorlanıyor.
Yükselen enflasyon trendi, Maliye Bakanlığı’nın vergi artışları konusunda elini kolunu bağlamaya başladı. Son olarak sigarada ek vergi gündeme geldi, bunun için yasal zemin de hazırlandı ama Maliye Bakanlığı bu yola bile başvurmakta zorlanıyor.
Mart ayı bütçe rakamları açıklandığında ortaya çıkan 5,5 milyar TL’lik açık üzerine Maliye Bakanlığı “işi sıkı tutacaklarını” açıklamıştı. Artışta dönemsel faiz harcamalarındaki artışın yanı sıra, personel ödeneklerinde öngörülmeyen artışların etkisi olduğu görüldü.
İşin temelinde, yani gelirlerin istenen biçimde gitmemesindeki asıl etken ise ekonomideki büyüme oranlarının ve ithalatın düşmesi. Vergi sisteminin çarpıklığı nedeniyle tüketimden alınan KDV, ÖTV rakamları, içtalep düştükçe ister istemez vergi gelirlerini de olumsuz etkiliyor. Buna ek faiz harcamaları ve ek personel zamları uygulamaya girince, bütçe dengesi de bozulmaya başlıyor.
Burada “eşit işe eşit ücret” adı altında yapılan hesapsız personel zamlarının etkisi olduğu açık. Daha önce kamuda nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak için başlatılan bazı kurumlarda ve uzmanlıklardaki yüksek ücret, bu ad altında çok geniş bir kamu kesimi çalışanlarına yayıldı. Dolayısıyla hem bütçede ciddi olumsuz etki yapan bu artışlar, aynı zamanda kamuda nitelikli eleman politikasını, herkese yayarak geçersiz hale getirmiş oldu.
Şimdi Maliye Bakanlığı’nı memurlara yapılması gereken 2012 yılı zammının telaşı sarmış durumda. Bu yıl ilk kez memur zamları toplusözleşme ile belirlenecek. Bu nedenle yılbaşında yapılacak memur zammı da yapılamadı ve şimdi Mayıs ayı sonuna kadar yeni zam oranlarının belirlenmesi gerekiyor. Dolayısıyla hem memurlara yapılacak iki yıllık zam oranları, hem de Haziran ayında ödenecek birikmiş zamlar Maliye Bakanlığı’nı kara kara düşündürüyor.
TEK UMUT 2B
Maliye Bakanlığı, artan enflasyon nedeniyle vergi zamlarına başvuramayınca son olarak bütçeyi düzeltmek için harcamalarda kısıntıya gitmeyi planladığını açıkladı. Ancak bunun nasıl yapılacağı, araçları henüz bulunabilmiş değil.
Aslında Hükümet harcamaları kısmak yerine, bu yıl bütçede yeri olmayan yeni harcama kalemleri oluşturdu. Örneğin yeni uygulamaya girecek teşvik sisteminin bu yıla yükünün 2 milyar TL’yi bulması beklenirken, tasarrufları artırmak için bireysel sigorta sistemiyle gelen ek yükün bu yılki faturası ise bilinmiyor. Yani kısıntı yerine yeni harcama kalemleri geliyor.
Dolayısıyla istese bile Maliye Bakanlığı’nın kısıntı yapma imkanı sınırlı gözüküyor.
Buna karşılık şimdiye kadar bütçe dengesini tutturmak için “vergi affı” gibi tek defalık önlemleri, bazı mükellefler üzerine ek vergileri gündeme getiren Maliye Bakanlığı’nın artık ekonomideki yavaşlama nedeniyle bu imkanı da sınırlanmış durumda.
Aslında Maliye Bakanlığı’nın tek umudunun 2B yasasının yürürlüğe girmesiyle elde edilecek ek gelirde olduğunu söylemek daha doğru olacak.
Bu nedenle Maliye Bakanlığı satılacak 2B arazilerinin rayiç değerinin yüzde kaçının tahsil edileceği konusunda sürekli fikir değiştirdi. Peşin ödemeyi yüksek tutarak, mümkün olduğunca gelirin bu yıla aktarılmasını planladı. Ama ne gelecek belli değil.
Özetle; şimdiye kadar bütçeyi düzeltmek için kullandığı yöntemleri kullanmakta Maliye Bakanlığı epeyce zorlanmaya başladı.
2B’den elde edilecek gelir, ekonominin dengesini sağlamada, son 10 yıldır en büyük paya sahip olan bütçe disiplinin bundan sonra da korunup korunmayacağında kilit rol oynayacak. Merkez Bankası’nın yüksek enflasyona rağmen belirsiz para politikası uyguladığını da düşünürseniz, ekonomik dengelerin korunması için 2B’nin önemi daha iyi ortaya çıkıyor.
Paylaş