Paylaş
İlk etapta tekstile bir göz atalım. Levent Özçoban'a ait Polo, Fethi Ağralı'nın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nda Ağralı ve Tan Ailelerine ait Yeni Kara Mürsel, Tontu Ailesine ait Dörtel, Sedat Onur'un yarattığı, ama iflas edince Junior ile Modateks Tekstile geçen Tiffany& Tomato, Barış Küce'ye ait Limon, Tüzün Mirza'ya ait Tüzün...
Gelelim Turizme... Belki de Ankaralı girişimcilerin en başarılı olduğu alan. Bugün ülkemizin bir çok bölgesinde irili ufaklı bir çok otel ve tatil köyüne sahipler. Ancak listeye girenlerin hepsi otel zinciri kuran ve kendi markasını yaratan Ankaralılar. Mehmet Nazif Günal'a ait Topkapı, Kremlin gibi otelleri bünyesinde barındıran WOW Grup, Özaltın Ailesine ait Gloria Otelleri, Büyükhanlı Ailesine ait Justiniano Grup Otelleri, Akın Yılmaz'a ait Joy Grup Otelleri, Dedeman Ailesine ait Dedeman Otelleri(İlk otellerini 1966 yılında Ankara'da faaliyete geçirdiler), Oğuz Gürsel'e ait The Marmara Otelleri, Burhanettin Kaya'ya ait Kaya Otelleri, Doğramacı Ailesine ait Bilkent Otelleri, İbrahim Çeçen'e ait IC Otelleri, Magic Life Otelleri.
İsterseniz Cumhuriyetimizin ilk yıllarına gidelim ve günümüze kadar gelen markalara bakalım. Bugün bir çok alanda faaliyet gösteren Koç Grubu, Eyüp Sabri Tuncer Kolonyaları, Atatürk'ün kurduğu TED Ankara Koleji, Ali Uzun tatlıcısı … Daha sonradan bunlara ilave olan, Başman Ailesine ait Kavaklıdere Şarapları, İhsan Doğramacı'nın kurduğu Hacettepe Hastaneleri, İş Bankası, Ziraat Bankası, Vakıfbank, Şekerbank, Mehmet Nazif Günal'ın kurduğu MNG Bank, MNG Kargo, MNG Havayolları, Akman Ailesine ait Ersu Meyve Suları, Akman Bozacısı, Hasan Aslan'a ait Samur Halıları, Boss Turizm, Nuhun Ankara Makarnası, Doğramacı Ailesine ait Tepe Mobilya, İsmet Akyürek'in kurduğu İsmet Möble, Nuri Gökyay'ın kurduğu Nurus Mobilya, Koleksiyon Mobilya, Tekin Acar Parfümeri, Sports İnternational Spor Kompleksleri, İpek Ailesine ait Koza Davetiyeleri, Mesa Evleri, İlhan Cavcav'a ait UNO Ekmek, Birtat Yoğurt, Togo Ayakkabı, Tekel Bira, Beypazarı Soda, Atatürk Orman Çiftliği Ürünleri.
Bu arada Türkiye'de ilk kurulan üniversite kampusunun ODTÜ olduğunu ve yine ilk Devlet Konservatuarı'nın Ankara'da kurulduğunu belirteyim.
Bunlarda Ankara'nın meşhur eğlence markaları
Ankara, 1920'li yılların başında küçük bir Anadolu kasabasıyken Başkent olmasıyla birlikte kaderi de büyük bir hızla değişti. Siyasiler Ankara'nın kaderini öylesine etkiledi ki, Cumhuriyet devrimleri Türkiye'de kendini ilk olarak Ankara'nın sosyal hayatında hissettirmeye başladı. Bir yandan opera, bale, tiyatro gibi çağdaş sanatlarla tanıºan Ankara, öte yandan modern yaşama cevap verecek mekanlara da sahip olmaya baºladı. Tabii, büyükelçiliklerin İstanbul'dan Ankara'ya taşınması da bu gelişimi hızlandırdı.
Ankara'nın Batı'yı örnek alan kültürel gelişmesiyle Fransız ve İtalyan restoranları, gazinolar gözde yerler oldu. Dolayısıyla yemek ve eğlence mekanlarını meşhur kılan siyasetçiler ve devlet adamları oldu. Karpiç'in adı Atatürk'le, RV'nin adı İsmet İnönü'yle anılırken, Süreyya ve Yüksel Palas gibi mekanlar da Adnan Menderes ile Celal Bayar'ın tercihi oldu. Ve gelelim dünden bugüne ismini hafızalara kazıtan mekanlara. Bakalım hangilerini tanıdınız ve hatırladınız?
Kuruluşu Cumhuriyetin ilk yıllarına dayanan Karpiç Restoran, Uğrak Restoran, Merkez Lokantası, Ankara Palas, Süreyya Gazinosu, Astorya Gazinosu, Gar Gazinosu, Ambasador Kulüp. Ömür Pastanesi. Son elli yıla damgasını vuran restoran ve eğlence merkezleri; Lunapark Gazinosu, Göl Gazinosu, Köşk Gazinosu, Marmara Otel Gazinosu, Başkent Gazinosu, Grand Gazinosu, Dedeman Gazinosu, Altınnal Gazinosu. Kafe restoran ve bar karışımı mekanlar; Reşat ve Vahit Önat kardeşlere ait RV Restoran ile Türkiye'nin ilk fessfoot mekanı Piknik, Göksu Restoran, Washington Restoran, Hacıbaba Restoran, Uludağ Restoran, Kabap 49 Restoranlar, Kazan, Bizon, Panorama, Sergen, Alba, Elegant. Bonjour, Kulis, Şömine, Artı, Zor Bar, Replik.
Diskotek ve gece kulüpleri; Gülağacı, Balin, Kulüp 33, Feyman, Apple, Visky go go, Galaksi, F-34, A-34, Jackie's (Hilton oteli altı), China Town, Neron, Airport, Karpiç, T'Shirt, Time Aut, No Name, TÜTAV 13, Şamdan, May Day, Salata, Laila.
Gelelim son 10 yılın meşhur restoran ve kafe markalarına; Wok Restoran, IVY Restoran, Kuki Kafe, Cafemis Kafe, Budakaltı Kafe, Coconat Kafe, Kalbur Restoran, Trilye Restoran,
At yarışlarında doping bilmecesi
Hacettepe Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen ve Hastaneler Genel Direktörü Prof. Dr. Uğur Erdener ile buluşana kadar, Hacettepe Doping Merkezi'nin ne kadar geniş kapsamlı bir işleve sahip olduğunu bilmiyordum. Üstelik, bilgilerimi geliştirmek için görüştüğüm Merkezin Başkanı Prof. Dr. Aytekin Temizer'in aktardıkları karşısında şaşkına dönüyordum. Ülkemizin uluslararası standarda sahip tek doping merkezi olma özelliğini taºıyan bu ünitede, birçok spor federasyonuna hizmet veriliyormuş. Öyle ki, Balkanlardan Afrikaya, Batı Asya'dan Ortadoğu'ya kadar bölgenin en mükemmel doping merkezi kimliğini kazanacak kadar. Ayrıca zehirlenmelere karşı en etkili tanı merkeziymiş.
Milyonlarca dolar harcanarak kurulan bu merkezde son sistem teknoloji kullanılırken, bilgisayarın veri tabanına ödenen para bile yarım milyon doları buluyormuş. Hata payı, neredeyse sıfır olan tahlillere ulaşmak Hacettepe doktorlarının epey zamanını almış. İngiltere'den yollanan numunelerle gerçekleşen testleri geçmek ise uluslararası kabul edilebilirlik statüsünü getirmiş. Sonuçta, Hacettepe Doping Merkezi, şimdilerde dünya'nın itibar gören ve iki elin parmaklarını geçemeyen sayıda merkezlerin arasına adını yazdırmış.
Sohbet esnasında söz, dönüp dolaşıp at yarışlarına ve Türkiye Jokey Kulübü'nden doping testi talebi yapılıp, yapılmadığına geldi. Aytekin Hoca, bu işe kendilerinin değil, Tarım Bakanlığı bünyesinde kurulan bir laboratuarın baktığına değinerek "Ülkemizdeki uluslararası kabul gören tek kurum olmamıza karşın, maalesef tahlil bizde yapılamıyor. Ta ki, 2007 yılına kadar. Eksik olan bir cihazımızda faaliyete geçtikten sonra atların da doping testini gerçekleştireceğiz."dedi.
Ertesi gün, Türkiye Jokey Kulübü'nün yüz üyesinden biri olan ve yıllarını at yetiştiriciliğine vermiş önemli bir isimle birlikteydim. Adını yazmamam kaydıyla anlattıkları çok ilginçti. Tarım Bakanlığı bünyesinde kurulan laboratuar için, ana parayı Jokey Kulübü'nün verdiğini belirterek, başladı konuşmaya. O laboratuarda çalışan personeli, eğitim için Jokey Kulübü'nün İngiltere'ye yolladığını, teknoloji için, bakanlıkla beraber büyük paralar harcadıklarını, ama bir türlü sağlıklı test sonuçlarına ulaşamadıklarını vurgularken, "Bakanlık bu işi beceremedi. Uluslararası doping kuruluşundan onay bile alamadı. Sonuçta, bakanlığın doping laboratuarı, bu işi tam anlamıyla becerememesine rağmen, tek test merkezi olma özelliğini koruyor. Büyük paranın döndüğü at yarışlarında, uluslararası onay almamış bir test laboratuarı ve her gün konuşulan doping dedikoduları sürüp gidiyor. " dedi.
Paylaş