Sosyal yaşama ev sahipliği yapan yeni ve gözde mekânlar

Yaz esintilerinin hafiften hissedildiği bu günlerde eve girmek yerine dışarı çıkma fikrine daha çok kapılıyoruz. Doğal olarak da kesemize göre bir hedef belirleyip, yeme, içme ve eğlence mekanlarına yöneliyoruz. Peşinen söyleyeyim yaz gecelerine ev sahipliği yapacak işletmeler önümüzdeki sezon sayıca daha fazla ve dinamik...

Birazdan aktaracağım mekanların kimi müşterileriyle ilk kez buluşuyor, kimi de alışıla gelmiş dekor ve mönüsünü yenileyip, rekabette “Ben de varım” diyor. Hal böyle olunca da bizler için gidilebilecek cazibe merkezlerinin sayısı artıyor. Zaman zaman sizlere ilettiğim yazılarımdan anlamışsınızdır; yoğun çalışma tempoma ufak tefek de olsa haz katmayı ihmal etmem. Yeni yerler keşfetmek, yeni lezzetler tatmak gibi alışkanlıklarım yaşamımın bir parçası oldu desem yeridir. Zira Neyzen Teyfik’in kaleminden dökülen o satırları hiç aklımdan çıkarmam. Ne demiş büyük üstat; “Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer. İçsen de tükenir içmesen de. Bu yüzden hayattan tat almaya bak. Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da...”

Neyse gelelim yeni keşfettiğim mekanlara ve lezzetlere. İlk durağım Çayyolu Minasera AVM içinde açılan ve sıra dışı bir işletme olarak tanımlayabileceğim Guru’s House Restoran... İşletmenin sahipleri çok önemli, çünkü yiyecek, içecek ve eğlence sektöründe 15 yıllık deneyimlerini yeni markalarına yansıtmış kişiler. Serhat Çelik ve Altay Ağva’yı daha iyi tanımanız için IVY, IVY Summer, Ocean, NYX Teras, Mayday, Micsha ve D’blyu gibi Başkentte ünlenen mekanları sıralamam yeterli olacaktır. Guru’s House ise en son yarattıkları ve çok iddialı oldukları bir işletme.

SEKTÖRÜN GURULARINDAN SIRA DIŞI MEKAN

Mönüsünü Akdeniz ve Uzak Doğu mutfaklarının sentezinden oluşturan işletme de ön plana çıkan ürün ise 30 çeşidiyle sofranıza gelen Tapas. Şimdi “Tapas da nedir?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Kısaca tarif etmem gerekirse, ortaya paylaşmalık gelen küçük İspanyol mezelerine verilen ad diyebilirim. Eskiden İspanyollar içkilerinin içine toz, sinek girmesin diye bardakların üzerine tabak koyarlarmış. Daha sonra bu tabakları içkiye yakışan mezelerle donatmaya başlamışlar. Bu tabaklara da tapas demeye başlamışlar. Şimdilerde başta İspanya’da olmak üzere dünyanın birçok yerinde iş çıkışı bir bara gidip, şarap eşliğinde Tapas yemek moda oldu.

Tabi Guru’s House’da sadece Tapas yok... Paella, fırında hazırlanmış ördek, Teriyaki soslu unagi şiş ise tavsiyelerim arasında. Mutfak kimliğine de bürünen 15 metrelik barında ise taze meyvelerle hazırlanan alkollü ve alkolsüz kokteyleri de aklınızda tutun. Cuma ve Cumartesi günleri ise saat 22’den sonrasına dikkat! Zira ünlü DJ’lerin ruh haline göre şekillenen müzik sizi restoran havasından çıkarıp, eğlencenin göbeğine oturtabilir.

MİCKEY’S İSMİ ÖYLE YAPIŞTI Kİ GERÇEK İSMİNİ BİLEN YOK

Kısa bir süre öncesine kadar Cafemiz ve Las Chicas dışındaki işletmelerin teslim bayrağını çektiği Arjantin Caddesi yeni açılan iki mekan sayesinde tekrar şaşalı günlerine geri dönmeye başladı. Caddenin yeniden popüler hale gelmesini sağlayan işletmelerin başında da Günaydın Steak House ile Mickey’s By Las Chicas geliyor. İsmini ve içeriğini değiştiren Mickey’s özellikle hafta sonları neredeyse tıka basa doluyor. Meksika ve Amerika mutfağını Başkentlilerle buluşturan işletme, kokteylleriyle de bir hayli iddialı.

Yabancı dil bilen ve eğitimli personeli sayesinde de Ankara’da yaşayan yabancıların da uğrak adresi olan Mickey’s’in Gökhan Erden isminde sempatik bir sahibi var. Zaten mekanın başarısındaki en büyük pay da ona ait. Adı Gökhan ama herkes ona Mikiys diyor. Bu isim ona öylesine yapışmış ki, geçenlerde bir müşteri “Senin Gökhan isminde bir ortağın da varmış” deyince dakikalarca her iki ismin de kendine ait olduğunu anlatmak zorunda kalmış.

SÜLEYMANIN ELİNE DÜŞMEYE GÖR, KURTULMAN İMKANSIZ

Mickey’s’in hemen karşısında yer alan Günaydın Steak House ise Amerikan mutfağını başkentlilerle buluşturuyor. Restoranda yemeklerde kullanılan ve satışa sunulan etlerin tamamı Balıkesir Gönen’deki çiftlikte, doğal ürünlerle yetiştirilen danalardan sağlanıyor. Kesilen etler, kemik ve yağı üzerinde bir ay dinlendirildikten sonra mutfakta kullanılmaya başlıyor. Et restoranları arasında kısa sürede en iyiler içine giren Günaydın’a rezervasyon yaptırmadan gitmeyin. Zira doluluktan dolayı kapıdan dönmeniz içten bile değil.

Bu arada restoranın Süleyman Dilek isminde genç ve sempatik bir şefi var. Kovboy şapkası başından eksik olmayan Süleyman’a kendinizi sevdirirseniz etin de, masanın da en iyisine kavuşuyorsunuz. Üstelik etin kesiminden, pişirilmesine kadar her safhasını çok iyi bilen bu şirin genç masanızla ızgara arasında etten bir köprü kuruyor. Siz yeter artık deseniz de, “Şunu da bir deneyin” diyerek sanki mide fesatına uğramanız gayret gösteriyor. Allah’tan Günaydın zincirinin Ankara İşletme Müdürü Hüseyin Sezer’in insafı devreye giriyor da tatlı ve çay-kahve faslına geçebiliyorsunuz.
Mickey’s’in çok tutulması ile beraber devreye giren Flat isimli kafede özellikle gençler tarafından rağbet görüyor. Hafta sonları caddede yoğun bir araç trafiğinin yaşanmasına neden olan mekan, İtalyan ağırlıklı mönüsünü dünya mutfağından örneklerle destekliyor. Hafta sonları ise müziğin sesini biraz daha yükselterek bar gibi hizmet vermeye devam ediyor ki, kulak ve beyin sağlığına güvenmeyenler için o zaman dilimini pek tavsiye etmem.

KALKANDAN TANDIR OLUR MU DEMEYİN, AKSİNE DENEYİN

Bu arada Arjantin’e komşu İran caddesi üzerinde yer alan Yosun Balık Restoran’ına uzun süredir gitmeyenler için de bir tavsiyem olacak. Dekorunu yenileyen, hizmet anlayışını geliştiren Yosun’da yeni servise sokulan bir ürün çok lezzetli. Damak tadı bakımından zaten keyifli olan mönüsüne giren “kalkan tandır” gerçekten çok güzel. Sanıyorum diğer müşteriler de benimle aynı fikirde olacaklar ki siparişlerinin ilk sırasına bu ürünü yazdırıyorlar. Bir de tüm dekorunu yenileyen, üstü ve yan cepheleri tamamen açılacak şekilde dekore eden Yosun’unu yaza en hazır mekanlar arasında gördüm. Zira yaz boyunca tamamen açık alan olarak kullanılacak olan yeni çehresi sizleri gökyüzüyle bulaştırabilir.
Hazır söz balık restoranından açılmışken İki hafta önce hizmete sokulan Kolyoz Balık Restoran’na da değineyim. Attar Sokak’da yer alan bağımsız binasında Terasıyla birlikte dört katta faaliyetini sürdüren Kalyoz, 200 kişi kapasiteli. Tabii yaz aylarına ev sahipliği yapacak olan geniş bahçesi sayesinde bu kapasite daha da artacak. Piyasaya hızlı giriş yapan restoranın mönüsüne gelirsek. Levrek dolması, tarama, kalamar yumurtası ve kalkan ciğeri gibi spesiyallerin yanı sıra cızbız balık köftesi ön plana çıkıyor.

BEHZAT’DA KENDİN PİŞİR KENDİN YE!

Bu hafta size aktaracağım bir diğer işletme ise Behzat Et Balık Mangal isimli restoran. G.O.P Devlet Mahallesi’nde yer alan, Hüsamettin Özkan gibi siyasilerle meşhur Planet isimli kebapçıyı hatırlayacaksınızdır. İşte burası el değiştirmiş ve sahibi gibi tüm dekoru da değişerek harika bir mekan haline dönüşmüş. Oldum olası dev bahçesini çok sevdiğim bu yer şimdilerde “kendin pişir kendi ye” konseptiyle hizmet sunuyor. Her masa başında bir mangal tezgâhı bulunan Behzat Et Balık Mangal’da sipariş ettiğiniz et ve sebze ürünlerini isterseniz kendiniz, isterseniz de garsonlar pişiriyor. Pazar günleri hariç her gün canlı müzik de sunan restoranda dikkatimi çeken ürün ise Arap saçı otu ve damla sakızıyla marine edilmiş ahtapot yemeği oldu.
Yazarın Tüm Yazıları