Kentsel Dönüşüm dedikleri bu olmasa gerek

Atilla İlhan’ın, “Ulan Ankara, ben senin oğlun değil miyim/ Kasketimin altında tepeden tırnağa bozkır” dizelerini hatırlıyorum.

Haberin Devamı

Gündoğdu Duran’ın sözlerini yazdığı “Soyledim aşkımı ben, ankara rüzgarına. Olmadı kaldı benim her hevesim yarına” şarkısını mırıldanıyorum. Ve Ankara’yla ilgili yazılan binlerce şiire ilham vermiş o mihengi düşünüyorum. Sonra da, Ankara’nın, milli mücadele tarihimiz, bağımsızlığımız ve cumhuriyetimiz için taşıdığı önemi...
 Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Ankaralıların, iş yerlerine ulaşmaya çalışmalarını seyrediyorum. Alıveriş merkezlerinde gezinen, kafelerde soluklanan insanların çoğunun, ev hanımı ve öğrencilerden oluştuğunu gözlüyorum. Mesai bitimiyle birlikte akşamı geceye taşımak isteyenlerin yüzlerini Sakarya, Filistin, Arjantin Caddeleri ya da Çukurambar, Çayyolu hattına çevirdiğine tanık oluyorum. Meyhanede üst düzey bir bürokratla, öğrenci ve işçinin rakı masası komşuluğuna katılıyorum.
 Bakırcıların, antikacıların üs kurduğu Çıkrıkçılar Yokuşu’ndaki dükkânlarda pazarlık yaparken rastlıyorum, Türkiye’nin en zenginlerine. Altınpark’ta, Seymenler’de, Kuğulu Park’ta kesilen bir ağaca birlikte üzüldüğünü görüyorum gecekondu sakiniyle, villa sahibinin. Yoksul semtin abidesi gibi yükselen Kale burçlarının içindeki restoranlarda zengin ve fakirin buluşmasına eşlik ediyorum. Kısacası birçok metropolde yaşananın aksine, insanların birlikteliğiyle yarattığı armoniye baka kalıyorum.

Haberin Devamı

BAŞKENTİLER YENİ YASAYLA NELER KAYBEDECEK?

Sonra bu ortak yaşamı birlikte paylaşan insanların yeni Yerel Yönetimler yasasıyla neler kazanıp, kaybedeceklerini gözümün önüne getiriyorum. Öncelikle Yenimahalle’den kopartılıp, Çankaya ve Etimesgut’a dâhil edilen mahallelerin derdinde değilim. Beni esas düşünceye sevk eden belediye sınırlarının 180 kilometre ötedeki ilçeleri bile içine alacak şekilde genişletilmesi.
 Şöyle bir düşünün; belki de Ankara merkeze hiç gelmemiş insanların bizlerle beraber Büyükşehir Belediye Başkanı’nı, Belediye Meclisi üyelerini, hatta ilçe belediyesinin yöneticilerini seçecek olması ne kadar sağlıklı? Ya da tam tersi oralardaki ilçe belediyelerinin çalışmalarına bizlerin müdahil olması ne kadar akılcı? Örneğin Nallıhan’dan ya da Haymana’dan bırakın sık sık gelmeyi, yılda bir kez bile yolu Ankara’ merkeze düşmemiş insanların Büyükşehir Başkanlığı seçiminde oy kullanması akıl karı bir iş mi? Üstelik bu gelecekteki sorun yumağının sadece bir parçası. 

Haberin Devamı

YÜZDE 12’İNİN OYU YÜZDE 87,82’DEN DAHA DEĞERLİ

Hürriyet Ankara’nın Haber Koordinatörü ve yazarı Deniz Gürel iki gün üst üste yazdı; Belediye Meclisi üyesi seçiminde yüzde 12’lik kesim neredeyse meclisin yüzde 51’ini seçecek. Nasıl mı? Çankaya, Yenimahalle, Keçiören, Sincan, Etimesgut, Mamak, Altındağ derken merkezde bulunan ve seçmen sayısı tüm Ankara il sınırlarının yüzde 87.82’sini oluşturan yedi ilçe 131 kişiden oluşan belediye meclisinin 64 sandalyesini seçerken, toplam sayısı 18’i bulan kent dışı ilçeler yüzde 12’lik seçmen sayısıyla meclise 66 üye sokacak. Bir diğer ifadeyle 335 binlik bir rakama ulaşan dış ilçe seçmeni meclise 66 üye sokarken, 3 milyon 225 bine ulaşan merkez ilçelerdeki seçmen ancak 64 üye sokabilecek. Yani şehirle ilgili alınacak her kararda taşra diye de tanımlayabileceğimiz dış ilçelerin mutlak hâkimiyeti olacak. Şaka gibi değil mi? Eh artık bu meclis tablosundan çıkacak kararları siz hesap edin!
 Şu soru hep aklıma takılmıyor değil; Biz, Kentsel Dönüşümü şehrin yeniden imarı zannederken, onlar başka bir dönüşümden mi bahsediyorlar? O zaman Köy-kent projesinden de şüphelenmemiz gerekir mi? Şaka bir yana, sonuçta bütün bu değişimler Ak Parti’nin, dolayısıyla da Ankara’da Melih Gökçek’in işine yarayacak gibi görünüyor. Tabii Gökçek, bir kez daha Ak Parti’den aday olabilir ve seçmen de onun lehine oy kullanırsa.

Haberin Devamı

ÇİVİ BİLE ÇAKMADIĞI PARKTAN ÖDÜL ALDI

İşte burada benim ufak bir yorumum olacak. Siz bakmayın Melih Gökçek’in medyaya yansıyan ödül haberlerine. Çok güldüm, geçenlerde Seymenler Parkı’ndan dolayı kendisine ödül verilmiş. Parkı yapan kendisi değil, ilave bir taş koymuş değil, üstelik bakımını bile doğru dürüst yapamadığı apaçık ortada, ama birileri ödül veriyor. Hadi kendi döneminde yapılan Göksu, Mogan Park için filan verseler anlarım, ama 19 yıl boyunca bir çivi bile çakmadığı Çankaya İlçesi’ndeki parktan ödül alması gerçekten gülünç.
 Esas aktarmak istediğim konu ise başka. Gökçek’e karşı eleştiri ve homurdanmanın arttığı son yıllarda Ak Parti yönetimi de kendisine pek sıcak bakmamaya başladı. Zira partiye oy kaybettirdiği yadsınamaz bir gerçek. Hatırlayın, son seçimlerde yüzde 38 oy oranıyla belediye başkanı olurken, onun dört puan farkla Murat Karayalçın, 9 puan farkla da Mansur Yavaş takip etmişti. Yerel seçimlerden önce ve sonra yapılan genel seçimlerde Ak Parti’nin Ankara’daki oy oranına da bakmak lazım. Önceki genel seçimde yüzde 50, sonrakinde ise yüzde 55 almıştı. Her iki seçimin arasında gerçekleşen yerel seçimde ise Gökçek ancak yüzde 38 alabilmişti.

Haberin Devamı

AK PARTİ TABANINDAN DA GÖKÇEK’E TEPKİ VAR

Bu da gösteriyor ki, Melih Gökçek’e Ak Parti tabanından da tepki var. İşte bu göstergelerden sonra Ak Parti 2014 yılında yapılacak Yerel seçimlerde Melih Gökçek’i defterden silecek gibi görünüyor. Yerine ise büyük bir ihtimalle; ya, bir kez daha Genel Seçimlere parti iç tüzüğü nedeniyle katılamayacak olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ı koyacak, ya da Veysel Tiryaki gibi başarılı olmuş ilçe başkanlarından birini. Nereden mi biliyorum. Benimkisi sadece bir tahmin. Tahminimi ise şu verilere dayandırıyorum.
 Malumunuz Melih Gökçek’in 19 yıldır çukur kazmaktan öteye başka bir işe yaramadığı metro yatırımını Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı üstlendi. Bakanlık sayesinde de çalışmalar olanca hızıyla devam ediyor. Gökçek’in 19 yılda yapamadığını da 19 ayda yapacakmış gibi görünüyor. Dikkat ediyorum metro çalışmasının sürdüğü her yerde Binali Bey’e teşekkür yazılarıyla dolu afişler var. Yine dikkat ettim, Gökçek’in ve Büyükşehir Belediyesi’nin adı bile anılmıyor. Belli ki Binali Yıldırım ismi Ankaralıların beynine nakşediliyor.

Haberin Devamı

1 METRELİK RAY DÖŞEMEDİ LAFI KİMDEN ÇIKTI?

Hazır yeri gelmişken Bakan Yıldırım geçenlerde düzenlediği bir basın toplantısında belediye tarafından metro için doğru dürüst bir yatırımın yapılmadığını, işe neredeyse sıfırdan başladıklarını filan anlattı. Sözün özü bu güne kadar Melih Gökçek’in metro konusunda hiçbir şey yapmadığını vurguladı. Bunları belirtirken de “Muhalefetin 1 metre ray bile döşemedi sözü tarih oldu” dedi.
 Kendisine ufak bir hatırlatmada bulunayım. O cümleyi kamuoyunun gündemine ilk sokan muhalefet değil, köşe yazılarım sayesinde bendenizim. Sonradan muhalefet kullandıysa bilmem, ama basın toplantısında yazdıklarımı teyit ettiği için kendisine teşekkür ederim. Zaten bir başka teyit de metro inşaatları için üç milyar liranın üzerinde ödenek ayrıldığını belirten Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımlar Genel Müdürü Metin Tahan’dan geldi. Bir basın toplantısıyla çalışmaların son durumunu anlatırken: “Çayyolu yönünde ray döşemeye başladık. Kısa bir süre içerisinde Sayın Bakanımızın da katıldığı törenle ilk ray kaynağını yapacağız” demiş. Bazı bağlantıların projesi bile yok diye de ilavede bulunmuş.

AK PARTİ SEÇİME YİNE GÖKÇEK’LE GİRERSE!

Bir başka senaryoyu da dillendirmekte fayda var. Diyelim ki Ak Parti 2014’deki yerel seçime de Melih Gökçek’le girdi. O zaman ne olur? İşte burada CHP ve MHP’nin halkın karşısına çıkaracağı aday çok önemli. Özellikle CHP iyi bir adayla seçim yarışına girerse, Ak Parti’ye rağmen oyların büyük çoğunluğunu alır. Zira “Yeter artık Gökçek” diyenler kervanına Ak Parti tabanından da katılanların sayısı azımsanmayacak çoklukta. İnşallah bu senaryo gerçek olur da, bizlerde 19 yıldır koruma kalkanında olan Melih Gökçek ve şürekasından hesap sorma imkanına kavuşuruz.

Yazarın Tüm Yazıları