Yense de yenilse de çok yakışıyor

DÜNKÜ maça gidenler de, televizyondan izleyenler de, maç öncesinden sonuna kadar Fenerbahçe’nin markalaşmadaki başarısını da görmüşlerdir.

Seramonide İnterli futbolcularla Fenerbahçeli futbolcuları yan yana görüp karşılaştırma imkanı bulduğumda birden eskilere gittim ;

70’li,80’li hatta 90’lı yıllardaki o duruşla şimdi ki Fenerbahçe duruşu arasında inanılmaz bir fark var. Büyük kulüp olmanın ve kadrosunda dünyanın en ünlü yıldızlarını barındırmanın verdiği özgüvenden bahsediyorum elbette.

F.Bahçe’nin bir spor kulübü olarak, her anlamda büyümesinin verdiği güven, taraftarının da, futbolcusunun da yüzlerinden okunuyordu.

Bu nedenle Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde nasıl bir sonuç alırsa alsın, yensin ya da yenilsin dünya futbolunun son yıllardaki en büyük takımlarından biri. Hayalini bile kurmakta zorlandığımız, bir çok şeyi gerçeleştirenlere bir kez daha gönülden teşekkür ediyorum.

Kaleminden entrika fışkıranlara

BİRÇOK skor yazarının oturdukları yerden ahkam kestiği bir Ülkede, hele hele büyük bir takımda Teknik Direktör olmak zor iştir. Bir yandan takımı çalıştırmak için uğraşırken, bir yandan da bu türlü yazarımsı kişilerle uğraşmak oldukça zordur. Bir de O hocaya kafa takılmışsa vay o Teknik Direktörün haline.

Bu maçtan once de o türden yazarlar, sonucu aşağı yukarı kestirip, Zico’ya nasıl bir aşağılama da bulunsam diye düşünürken, Zico ve talebeleri bu türden yazan yazarların mürekkepli kinlerini kursaklarında bıraktılar. Çok merak ediyorum şimdi bu Fenerbahçe düşmanları, ne yapacaklar ve ne yazacaklar diye.

SERIE A bu mudur ?

SÜPER
Ligin futbol kalitesini çok eleştiriyoruz ama, F.Bahçe dünyanın en pahalı ligi kabul edilen La Liga da oynasa ne olurdu diye düşündüm. Böyle bir ligde başarılı olabilir miydi acaba ? Ben SERI A’nın şampiyonu bu İnter’i izledikten sonra, değil F.Bahçe’nin, Süper Lig’de oynayayan her hangi bir takımın da bu lig de rahatça oynayabileceğini düşünüyorum.

Zico’nun adı yeter!

DÜNYA Kupası’nın son sahibi İtalya’nın lig şampiyonu İnter’le oynadık ama, bu İnter ve yöneticileri maçtan once ağlaya ağlaya bir hal oldular. Yok efendim adamları eksikmiş, yok efendim sakatları çokmuş vesaire. Bunu bir Türk takımı yapsa, anlarım ama koskoca İnter yapınca biraz tuhaf oluyor. Demek ki, bunlar böyle ağlaya ağlaya İnter olmuşlar demek geçiyor insanın içinden. Bir de ısınmak için sahaya çıktıklarında seyirciyi görünce iyice afalladılar. Hele Mancini’nin surat ifadesini görmeliydiniz; nerden geldik biz buraya der gibiydi.

Buraya kadar herşey tamam. Yani tam istediğimiz gibi oldu. Bundan sonrası futbolcuların işiydi ve onlar da düdüğün çalmasıyla başladılar İnteri ısırmaya. Aslına bakarsanız bizim cenapta yani kamuoyunda hemen hemen herkesin Zico ile ilgili güvensizliği maçtan once bir önyargı oluşturmuştu.

Ama ben öyle düşünmüyorum, hala Zico ile Fenerbahçe’nin çok büyük başarılara imza atacağını iddia ediyorum. Zico, bu kadroya sadece abilik bile yapsa ismi yeter diye düşünüyorum.

Ama maçın başından itibaren gördük ki Zico sadece ismini değil gönlünü de koymuş bu işe.

Maçın pankartı:

Senin Büyüklüğünü Tartışanlarda Akıl Aramak Aptallıktır...


Maçın 3 adamı:

Wederson - Alex - Deivid
Yazarın Tüm Yazıları