Paylaş
BİR yanda Beşiktaş, diğer yanda da Galatasaray.. Fenerbahçe'nin ezeli rakibi olan bu iki kulüp belki de tarihlerinin en derin krizlerinden birini yaşıyorlar..
Fenerbahçe mi?
Fenerbahçe farklı, kadrosunda milyon dolarlık yıldızları barındırıyor, tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. Deyim yerindeyse refah içinde..
İşte bu Fenerbahçe, 15 gün arayla, Beşiktaş'a, Fortis Türkiye Kupasını, G.Saray'a da, Türkiye Süper Lig şampiyonluğunu kaptırıyor.
Peki niye?
Futbol matematik değil. Futbol milyonlarca insanı peşinden sürükleyen sosyolojik bir gerçek. Bu açıdan bakınca, iki kere ikinin dört etmediğini, bir şeylerin eksik ya da yanlış yapıldığı açıkca görünüyor. Futbolda şans faktörü vardır, ama F.Bahçe'nin kaybettiği şampiyonluk sadece şansla açıklanamayacak kadar derin anlamlar ifade etmektedir.
"Ben demiştim" diyerek söze başlayarak kaçan şampiyonluktaki "Daum faktörü"nü dilime dolamayacağım. Bu tartışmanın Fenerbahçe’ye yarar getireceğine inanmıyorum çünkü.
Bu sezon geride kaldı. Fenerbahçe, "Şimdi ne olacak ve ne olmalı"yı tartışmalı. Herkes şapkasını önüne koyup, bağıra bağıra kaçan bu şampiyonluktan bir ders çıkarmalı.
Artık belli oldu, Daum, F.Bahçe'de kalmayacak. Yeni bir hocaya ve yeni bir başlangıca ihtiyacı var sarı lacivertli kulübün.
Hepimizin hayatını tercihlerimiz belirler..
Kulüplerin tercihleri de, kulüplerin standartını..
Fenerbahçe teknik adam konusunda son yıllarda yaşadığı sıkıntılardan gerekli dersleri almalı.
Çünkü geleceğini teknik adam tercihi belirleyecek.
Öngörü mü ve iddia
YILDIRIM Demirören ve Adnan Polat'ın öngörüleri daha mı kuvvetliydi?
Yoksa başka bilmediğimiz şeyler mi yaşandı?
Fenerbahçe antipatisinin etkisi neydi kaçan şampiyonlukta?
Bu soruların yanıtlarını bilmiyorum. Ama bildiğim ve inandığım bir şey var;
Fenerbahçe şu an içinde bulunduğu ruh halinden sıyrılmalı ve kenetlenmelidir. 100. yılına birlik beraberlik içinde girmelidir. Derhal doğru kararlar alınarak gelecek yılın ve yılların planları yapılmalıdır.
Sayın Başkan açıkla
DENİZLİSPOR Başkanı Ali İpek, televizyonlara yaptığı açıklamada, "Hangi kulüplere para dolu çantalar gitti ve gidiyor. Fenerbahçe maçından sonra bunların hepsini açıklayacağım" demişti.
Başkan Ali İpek, bu açıklamayı yaparken belki de Fenerbahçe’ye yenilerek küme düşeceklerini düşünüyordu. Öyle ya sonuç beklentisinin aksi yönde gerçekleşince "Bir takım açıklamaları yapmaktan" vazgeçti.
Sayın Başkan... Ortaya çok ciddi bir iddia atacaksınız, işinize gelmeyince de vazgeçip kaçacaksınız. Açıklayın da bilelim neler olduğunu. Hangi kulüpler, kimlere kaç paralık çantalar göndermiş.
Siz sustukça, "Kümede kaldı ve sustu" suçlamalarından kurtulamayacaksınız. Bu sizi rahatsız etmez mi Sayın Başkan?
İŞTE O DİYALOGLAR
Santra programı atv (Ahmet Çakar-Kazım kanat)
Kazım abi kızar
AÇ: (Ayhan'ın kafasından geçenleri numaralandırarak sıralarken) ... 3: Faturayı bana keserler. 4: Şampiyonluk gider gibi çeşitli alternatifleri o saniyenin onda birinde düşünüp...
KK: 6: Hakan Şükür abim bakıyor simdi bana kızar. 7: Hakem bakıyor...
AÇ: Dokuuuuzzz... Akşam kazım abi bana ne der gibi...
Sosyal mesajlar
KK: Ramazan 30 yaşında. Ayağı kırılırsa futbol hayatı biter. Şimdi futbolda 30 yaşında en olgun döneminde para kazanıyor.AÇ: Abi Allah aşkına bana sosyal mesajlar verme...
İsterse 3 el olsun.
AÇ: Her elle oynamak sarı kart değildir, nereden çıkartıyorsunuz...
KK: 2 elle oynuyor hocam...
AÇ: İsterse 3 el olsun.
VE GOOOL programı
(Selim Soydan - Sinan Engin)
Televizyonu attın mı?
SE: Sizin Vestel maçını da gördük, bizim Vestel maçını da gorduk işte.
SS: Sevgili Sinancım...
SE: Sen Vestel televizyonunu attın mı camdan? Boşver sen."
Maraton programı
(Şansal Büyüka - Erman Toroğlu)
Benim arabam iyi
(Anelka'nın ceza sahasında çarpışıp düşmesi üzerine)
ET: Benim suratim 120 kilometre. Benim arabam 6 silindirli, senin araban da...
SB: 4 silindirli...
ET: Ufak... Motor gücü falan düşük. Ben gidiyorum, seni geçeceğim, ben senden iyiyim, topu atıyorum, sen de geliyorsun bana... Senin araban diyelim ki hurda araba...
ŞB: Benim arabam iyi! Çarpısmamamız lazım..."
Paylaş